Gündem

Komiser yardımcısını elini yıkayıp kolonya ile temizlemesi tutuklatmış: Yeşim Akbaş’ın ölümüne ilişkin davada tanıdık savunma

Mahkeme, istenilen bilgi ve belgelerin toplanılması için duruşmayı 31 Mayıs 2024 tarihine erteledi

25 Mart 2024 10:02
Özlem Ateş Aksoy

Manisa Demirci’de 14 Nisan 2023’te, sevgilisi Komiser Yardımcısı Doğan Can Yıldız’ın Emniyet Müdürlüğü’nün üst katındaki lojmanında başından vurularak hayatını kaybeden Yeşim Akbaş’ın (26) ölümüne ilişkin davanın ilk duruşmasında, dosyadaki detaylar ortaya çıktı. Akbaş’ın kendisine ait silahla intihar ettiğini, intihar etmeden önce küçükken istismara uğradığını anlattığını belirten Komiser Yardımcısı sanık Yıldız’ın avukatı “İntihar için sebep var, cinayet için yok” dedi. Yıldız’ın, aksi yöndeki beyanlarına karşılık Akbaş’ın vurulmasından hemen sonra elini yıkadığı ve kolonya ile temizlediği tespit edildi. Yıldız’ın, boşandığı eşini başına silah dayayarak tehdit ettiği ve eşine şiddet uyguladığı için disiplin soruşturması sonucunda yer değiştirme cezasıyla olayın gerçekleştiği Demirci’ye atandığı da ortaya çıktı.

Akbaş’ın ölümüne ilişkin iddianamede, Yıldız’ın ayrıldığı eşine şiddet uyguladığı için disiplin soruşturması sonucunda Demirci’ye atandığı, burada genç kadınla, araç plakası almak istemesi üzerine tanıştığı, ilişkilerinin ilerlediği, olay günü birlikte iftar yemeğine katıldıkları anlatıldı.

Doku izleri çıktı

İddianamede, iftar yemeğinde yüzünde herhangi bir yara bulunmayan Akbaş’ın suratındaki çiziğe dikkat çekildi. Genç kadının yüzündeki izin kedi tırmalaması sonucu olduğunu anlatan komiser yardımcısı Yıldız’ın tırnağında Akbaş’a ait doku örneğine rastlandığı kaydedildi.

Kolonya detayı

İddianameye göre, ifadesinde sabaha kadar konuştuklarını, Akbaş’ın istismara uğradığını anlattığını, bunun buhranıyla intihar ettiğini söyleyen Yıldız, silah sesini duyunca uyanıp tampon yaptığını, daha sonra elini bile yıkamadığını anlattı. Buna karşılık iddianamede, Yıldız’ın elini yıkadığının ve kolonya ile temizlediğinin saptandığına dikkat çekildi. Akbaş’ın intihar ettiği belirtilen pozisyona dikkat çekilerek, bir kişinin bu şekilde hayatına son vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu vurgulandı.

İddianamede, Yıldız’ın, silahının sürekli atışa hazır halde durduğunu söylediğine dikkat çekilerek, bu beyanının da hayatın olağan akışıyla uyumlu olmadığı kaydedildi.

Şiddete meyilli

İddianamede, eski eşinin başına iki kez silah dayayan Yıldız’ın şiddete meyilli olduğu, Akbaş’ın annesine gönderdiği son mesaja göre de olay gecesi istismar konusunu değil, bir başka kadınla ilgili bir konuyu konuşacaklarının anlaşıldığı belirtildi.

Tanıdık savunma

Davanın ilk duruşmasında da iddianamedeki tartışma ve savunmalara paralel savunma ve tartışmalar yapıldı.

Salihli Adliyesi Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasında, tutuklu sanık Yıldız ile Akbaş’ın anne ve babası Mustafa ve Aysun Akbaş, müşteki avukatları Aslı Ağar, Canan Uzal Kayapınar, Büşra Yıldız, Barış Özbay, müşteki Aile Bakanlığı vekili avukat Gülhan Can Özçelik, Manisa Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Merkezi adına avukat Aylin Aygün ve sanık müdafi avukat Fatih Batu hazır bulundu. Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi adına avukat İrem Esra Kömürcü Altun ile Rabia Çakmak da SEGBİS ile duruşmaya katıldı.

Yıldız, duruşmadaki savunmasında, "Bir insan bir insanı vurmak istese o şekilde, o pozisyonda vurmaz" dedi. Yıldız, iddiaların aksine öfke problemi olmadığını da öne sürdü.

Olaydan sonra eve gelen polislerin, kendisine ait silahın yerini iki kez değiştirdiği Yıldız, "Silahın yönü değiştirildi mi değiştirilmedi mi bilmiyorum. Kapalı ortamlarda yapılan atışlarda merminin sekmesi, sekerek hız kaybetmesi de değerlendirildiğinde kovan ve çekirdeğin birbirine yakın vaziyette konumlanması mümkün" dedi.

Yıldız kendisinin yüzündeki çiziğin kedi tarafından yapıldığı savunmasını da sürdürdü. Yıldız, "Olaydan sonra ben yalnızca ambulansı aradım, başka bir yeri arayıp haberdar etmedim ancak beni F. ve N. (Akbaş'ın arkadaşları) aradı, onlara da olay nasıl olduysa o şekilde söyledim. Yeşim'in bulunduğu yer bellidir, olayın olduğu yer bellidir benim olaya ilişkin farklı bir şey söylememin bir mantığı yoktur" ifadelerini kullandı.

Akbaş'ın çocukken istismar edildiğini iddia eden Yıldız, bunu olay günü ilk kez kendisine anlattığını söyledi. Ancak Akbaş'ın arkadaşı N., daha önce verdiği ifadede Akbaş'ın istismar olayını kendisinin de bulunduğu ortamda 6 Nisan günü anlattığını dile getirmişti. Akbaş'ın arkadaşı F. De ifadesinde Yıldız’ın kendisine Yeşim'i banyoda bulduğunu anlattığını ifade etmiş, ancak salonda silahı ateşlediği anlaşılmıştı. Yıldız, Akbaş'ın arkadaşlarının ifadelerini reddederek, "Neden farklı beyanlarda bulunuyorlar bilmiyorum" dedi.

Akbaş'ın içtiği psikiyatrik ilaçların doğrudan çantasından ve kanından çıktığını öne süren Yıldız, genç kadının sürekli annesiyle kavgalar ettiğini, çok mutlu bir aile hayatı olmadığını söyledi.

Sanık Yıldız, beraatini talep ettiğini ancak mahkeme aksi kanaatte ise hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep ve kabul edeceğini söyledi.

Sanık avukatı: İntihar için sebep var, cinayet için yok

Sanık avukatı Batu, müvekkilinin 1 yıldır tutuklu bulunduğunu, itibarının zedelendiğini, hakaretlere maruz kaldığını dile getirdi.

Yıldız'ın, Akbaş'ın çocukken yaşadığını iddia ettiği istismara da değinen sanık avukatı, ağır bir depresyon hastası olduğunu savundu. "İntihar için sebep vardır ancak cinayet için sebep yok" diyen avukat, Akbaş'ın kullandığını iddia ettiği psikiyatrik ilacın, yan etki olarak intihara yönlendirmiş olabileceğini söyledi. Anne Akbaş ise kızının hiçbir psikiyatrik ilaç kaydı olmadığını ifade etti.

Sanık avukatı Batu, şu ifadeleri kullandı:

"Toplanan delillerinin çoğu müvekkil lehinedir. Bu olayın bir cinayet değil, bir intihar vakası olduğunu kuvvetlendir birçok delil elde edilmiştir. Lehe olan delillerden iddianamede hiçbir şekilde bahsedilmemiştir. İddianame özensizdir.

Müvekkilim kadına karşı şiddete meyilli bir insanmış gibi gösterilmiştir. Müvekkilimin eski eşinin beyanı üzerine müvekkilim hakkında soruşturma yapılmış ve kovuşturmaya yer olmadığına dair takipsizlik verilmiştir. Müvekkilim şiddete meyilli bir insan olsa eski eşi davayı kazanmış ve tazminatı hak etmiş olurdu.”

Dört gün sonra öldü

Baba Mustafa Akbaş, Yıldız hakkında, "Sanığı eve getirdi, o şekilde tanıştık. Sanıkla 5-10 dakika görüşmemiz oldu, bunun dışında bir daha görmedim. 4 gün sonra da kızımızın vefatını haber aldık" dedi.

Müşteki avukatlarından İrem Esra Kömürcü, tanık polislerin tamamının sanığı kurtarmak amacıyla gidip olay yerini düzenlediklerini söyledi. Yaralı Akbaş'ın 3 polis memuru ve 2 sağlık personeli tarafından ambulansa indirilirken evde yalnız bırakılması hakkında konuşan Kömürcü, "Bu kadar polisin sanığı olay yerinde yalnız bırakması her zaman karşılaşılan bir durum mudur? Sanığın eski ev sahibi de sanığın evden çıkartılma sebebinin evde sürekli bağırışmalar olduğu ve evde silah sıkılmış olması olduğunu beyan etmiştir. Sanığın eski kız arkadaşlarıyla olan olayları da sanığın şiddete meyilini ortaya koymuştur" dedi.

Sanık Yıldız, svap alınana kadar elini yıkamadığı ve kolonya kullanmadığı beyanında bulunmuştu. Kömürcü, "Sanığın eline kolonya döken polis, 'Bana amirim söyledi' demiştir. Amiri ise ben kolonya görmedim demiştir" diye konuştu. Kömürcü, tanıkların tamamı hakkında olay yerindeki delilleri değiştirmek, yalan tanıklık yapmak ve görevi kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.

Müşteki avukatı Barış Özbay, sanığın, Manisa'nın Şehzadeler ilçesinde görevliyken, boşanma sürecinde hakkında yürütülen soruşturma kapsamında Demirci ilçesinde göreve başlatılmasının nedeninin, kadına yönelik şiddet kapsamında yürütülen soruşturma olduğunu söyledi. Özbay, "Eylemi icra ettiği ortadadır diyerek, "yalan beyanda bulunan ilgili failler” kapsamında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.

Avukat Büşra Yıldız da sanığın ifadelerinin hepsini, gizlilik kararı kaldırıldıktan sonra tanık beyanlarına göre verdiğini söyledi.

"Sanık ellerini yıkamadığını söylemesine rağmen nedense sadece tırnak aralarında kan örnekleri çıkmıştır. Delilleri yok etmek için ellerini yıkadığı kanaatindeyiz" diyen Yıldız,  "Sanığın psikolojik sorunlarının olduğunu düşündüğü bir kişinin yanında silahını atışa hazır şekilde bırakması mümkün değil" diye konuştu.

"Polisler hakkında suç duyurusunda bulunulmalı"

Avukat Yıldız, şunları söyledi:

"Polis memurları olaydan sonra olay yeri inceleme uzmanları gelene kadar silahı yerden almışlardır, arabaya koymuşlardır, sonra silahı unuttuklarını fark edip geri koymuşlardır. Oradaki polis memurlarının olay yerinde bulunan tek kişi olan sanığa kolonya vermesi mümkün değildir, olay yerinde bulunan tüm polis memurları hakkında gerek suçluyu gizleme gerekse görevi ihmalden suç duyurusunda bulunulmasını talep ederiz."

İşe gitmek için mesaj atmış

Akbaş'ın olaydan 2 gün önce bir avukata, "Benim başımda bir iş var, beni bu olaydan kurtarman lazım" şeklinde mesaj gönderdiğini söyleyen Avukat Yıldız, "Olaydan 2 gün önce bankadan kredi başvurusu vardır. İntihar edecek birinin bunu yapması hayatın olağan akışına aykırıdır. Olaydan 40 dakika kadar önce servise 'Bekliyorum' şeklinde mesaj atmış olması, işine gideceğini, iş yerinde bulunacağını ifade etmektedir. Maktulün intihar etmesi mümkün değildir" dedi.

Manisa Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Merkezi adına duruşmaya katıldığını beyan eden Avukat Aylin Aygün de tüm kolluk memurlarının birbirlerinden farklı ifadeler verdiklerini söyleyerek, tanık polis memuru M. K.'nin,  tanık F. K. isimli polis memurunun 'Doğan bir halt yemiş, yukarıya fırlayın' şeklinde beyanı olduğunu söyledi. Avukat Yıldız, sanık hakkında, "Kendisi görevi gereği bir delilin nasıl karartılacağını çok iyi bilmektedir. Ortada bir kadın cinayeti vardır" dedi.

Müşteki vekilleri tarafından sanığın tutukluk halinin devamı, Akbaş'ın ölümüne neden olan merminin vücuda girdiği nokta itibariyle ayrıntılı bir inceleme yapılması ve Akbaş'ın ruh sağlığı durumuna ilişkin ayrıntılı inceleme talep edildi.

İddia makamı, dosyadaki eksik hususların giderilmesi amacıyla bilirkişiden rapor alınmasını talep ederek, delillerin henüz tam olarak toplanmamış oluşu ve bu aşamada adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalması nedeniyle sanığın tutukluluğunun devamına ve Akbaş'ın olay sabahı iletişim kurduğu Gürkan isimli servis yetkilisinin tespiti ile tanık olarak dinlenmesine karar verdi. Oluşturulacak bilirkişi heyeti, daha önce rapor düzenleyen heyetten farklı olacak.

Mahkeme, istenilen bilgi ve belgelerin toplanılması için duruşmayı 31 Mayıs 2024 tarihine erteledi.