Maliye Bakanlığı’nın Türkiye genelinde 30 binden fazla şirketi "Kod: 5" adı verilen bir tür "kara liste"yle kıskaca aldığının duyulması iş dünyasında büyük yankı uyandırdı. Maliye Bakanı, uygulamanın hileli işlem yapanlara karşı alınan bir önlem olduğunu söyledi.
Maliye'den 30 bin şirkete 'kara liste' fişlemesi
Gelir İdaresi: Vergi denetimleri siyasallaşmadı
TÜSİAD’dan tam bağımsız vergi denetimi uyarısı(sd)
Vergi konusunda şirketlere yönelik kod:5 adı verilen listeyle ilgili değerlendirmede bulunan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, uygulamanın 10 yıldır yapıldığını ve işlemlerin hukuki olduğunu söyledi.
Ancak vergi hukukçuları tersi iddiada bulunarak uygulamayı ‘hukuk dışı’ olarak yorumladı.
Kod 5 uygulamasının yeni bir hadise olmadığını, KDV ile getirildiğini ve 10 yıldan bu yana uygulandığını belirten Unakıtan, "Bu uygulama sahte belge kullanan, hileli işlemler yapanlara karşı Maliye Bakanlığı'nın aldığı bir önlemdir. Hukuki olmazsa bu kadar süre uygulanabilir mi? Yapılan işlemler gayet hukukidir. Kanunlara uygundur. Kanunlar çerçevesinde hareket edilmektedir" dedi.
Maliye Bakanlığı’nın vergi daireleri üzerinden "usulsüzlük türü"ne göre düzenlediği listelere giren şirketlerin ticari faaliyetlerinde zarara uğramasının yasal bir dayanağı olamayacağını dile getiren hukukçular ve maliye uzmanları ise "Bu uygulama ’vur’ derken, öldürmektir. Bu listeye girenin canı fena yanıyor. Ancak uygulama hukuk dışı. Vergi inceleme elemanlarının çok dikkatli davranması gerekiyor" dedi.
Uygulama hukuk dışı
Konunun iyi incelenip, gerekli çalışmaların ona göre yapılması gerektiğini dile getiren Gazi Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Taş, şöyle konuştu:
"Mükelleflerin bazen suçsuz olduğu yargı kararıyla tespit edilmesine rağmen isimleri bu listelerde gözlenebiliyor. Ancak bu mükellefleri sıkıntıya sokar. Yasayla detaylarının belirlenmesinde fayda olduğunu düşünüyorum. Yasal olarak ayrıntılı bir şekilde belirtilmesi gerekiyor. Uygulama yönüyle mağduriyetler doğurabilir. Uygulamanın hukuka çok doğru olduğu söylenemez. Elbette yani sahte belge düzenleyen mükelleflerin diğerlerin dikkatini çekmek ve onların bilgisine sunulması yararlı. Bu listeden çıkmak kolay değil. Yargı kararının sonucundan sonra çıkartılması gerekiyor."
Öldürmek gibi
Eski görevlerinde bu tür sorunlarla sık sık karşılaştığını anlatan Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nevzat Saygılıoğlu, şöyle devam etti: " Kod: 5, sahte ve yanıltıcı belge düzenleyen ve kullananları ifade ediyor. O listeye girmek demek sahte belge kullanmak anlamına geliyor. Mükellef buna girince iki problemle karşılaşıyor. Uzlaşmaya gidemiyor. Ancak mükellef lehine sonuçlansa bile karar başka bir olayda bile tekrarlarla devam ediyor. Vergi inceleme elemanlarının inisiyatifi çok önemli. Mükellefin yanında da olmamalı karşısında da durmamalı. Yani vur derken öldürmek gibi bir şeye benziyor."
Bunun hukuki bir yanı yok
Anadolu Üniversitesi Maliye Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fethi Heper, şu yorumu yaptı: "Bu uygulamanın hukuka aykırı olduğu çok açık. Bir mükellefi kara listeye alıyorsunuz. Devamlı takip ediyorsunuz. En ufak bir şeyde üzerine gidiyorsunuz. Bu vergi olayı önemli bir olaydır. Burada çok dikkat etmek gerekir. Birkere fişlenmişseniz sizi takip altına aldılar demektir. Bunu düzeltmenin bir yolunun da olmadığı görülüyor. Fişlenme hiç kalkmıyor. Vergi konuları Türkiye’de özen gösterilmesi gerekiyor. Bu tür durumlar sakıncalı olabiliyor."
TÜSİAD’ın iddialarına yanıt: ‘İncelenen konuşuyor’
Finlandiya Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Jykri Katainen ve beraberindeki heyetle yaptığı görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Unuakıtan, TÜSİAD'ın vergi denetimlerinin siyasallaştığı yönündeki iddialarına ilişkin bir soru üzerine bu tür suçlamaların zaman zaman yapıldığını, ancak Maliye Bakanlığı'nın politik düşüncelerle hareket etmediğini ve etmeyeceğini söyledi. Maliye Bakanlığı'nın önemli görevlerinden bir tanesinin vergi incelemesi yapmak olduğunu kaydeden Unakıtan, "Kim inceleniyorsa onlardan sesler geliyor. Bu gayet normaldir. Vergi ödeyen, ödemesi gereken herkes incelenebilir. Biz bu yersiz iddiaları kabul etmiyoruz" diye konuştu.
‘Vergi barışında 14,8 milyar liralık beyan oldu’
Maliye Bakanı, Ali Türkan adlı bir kişinin 5,2 milyarı yurda getireceğini beyan etmesiyle ilgili tekrar gündeme gelen varlık barışı uygulamasıyla ilgili soruları da yanıtladı.
Uygulama kapsamında 14,8 milyar liralık beyan olduğunu belirten Unakıtan, bunların ne kadarının ödenip, ne kadar ödenmediği konusunu da kamuoyuyla paylaşacaklarını bildirdi.
Unakıtan, bu tür konularda sahtecilik yapanlar, ya da o düşüncede olanlarla güvenlik güçleri ve yargının uğraşacağını, Maliye Bakanlığı'nın da bu konuda üzerine düşeni yapacağını vurgulayarak, "Bu tür sahtecilik her zaman yapılıyor. Bunların üzerine gitmek gerekiyor" dedi.
‘5.2 milyar getireceğim dedi, vergisini yatırmadı’
Gelir İdaresi: Süre bitti, Ali Bey o parayı artık getiremez
Varlık Barışı uygulaması sırasında yurt dışından 5.2 milyar lira getireceğini beyan eden Ali Türkan’ın, uygulamadan yararlanmak için ödemesi gereken 104 milyon liralık vergiyi bugüne kadar yatırmadığının belirlenmesi ile ilgili Gelir İdaresi Başkanı Metin Kilci gazetecilere şu açıklamada bulundu:
"Normalde 2 Mart'a kadar beyan edilmişse Nisan sonuna kadar süre var. Yani son gün beyanda bulunanlar için. Ancak bu kişi Şubat'ın 27'inde beyan etmiş. Ödeme yapmamış. Hakkını kaybetti. Kendisine ilave hak vermek söz konusu değil. Vergi ödemesi konusunda da takibata geçtik. Varlık barışı konusunda beyan edilen para gelsin gelmesin vergisini alacağız."
Ali Türkan gerekli yükümlülüklere uymadı
Türkan, Varlık Barışı uygulamasında 2 Mart’ta sona eren başvurular öncesi Ankara Cumhuriyet Vergi Dairesi’ne giderek, 22 Kasım 2008’de yürürlüğe giren 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun’dan yararlanmak istediğini bildirdi.
Vergi Dairesi yetkilileri de, Türkan’a kanunla ilgili bilgi verdi ve düzenlemeden yararlanabilmek için 2 Mart’a kadar dilekçe vermesi, takip eden ayın sonuna kadar yüzde 2’lik vergiyi ödemesi ve 1 ay içinde taahhüt ettiği parayı getirmesi gerektiğini ifade etti. Ali Türkan, şubat ayı sonunda Cumhuriyet Vergi Dairesine bir dilekçe vererek, Varlık Barışı uygulaması kapsamında yurt dışındaki 5.2 milyar lirasını Türkiye’ye getireceğini beyan etti.
Ancak Türkan, dilekçe sonrasında uygulamadan yararlanması için gerekli yükümlülüklere uymadı. 31 Mart 2009 tarihine kadar beyan ettiği 5.2 milyar lira için tahakkuk eden 104 milyon liralık vergiyi ödemedi. Aynı şekilde, Varlık Barışı kapsamanda bildirimde bulunduğu 5.2 milyar lirayı başvurudan sonraki 1 ay içinde Türkiye’ye getirmedi. Gelir İdaresi Başkanlığından bir üst düzey yetkili, Varlık Barışı kapsamında söz konusu kişinin Vergi Dairesine yurt dışındaki 5.2 milyar liralık kaynağı yurda getireceğine ilişkin resmi başvuruda bulunduğunu belirterek, şunları söyledi: "Ancak, başvurunun ardından bu kişi vergi yükümlülüğünü yerine getirmemiş. Para da bugüne kadar gelmemiş. Bu kişinin Varlık Barışı uygulaması kapsamında getireceği paranın gecikmesi durumunda ceza almayacağına dair İdare tarafından kendisine bir mükteza verilmesi de söz konusu değil. Tarafımızdan verilmiş böyle bir mukteza (görüş) yok. Ayrıca Varlık Barışı için vergi ödemesinin de, para getirme işleminin de zamanında yapılması gerekir. Mukteza ile Kanun dışına çıkılamaz."