Ahmet Küçük
Akhisarspor, Beşiktaş karşısında güzel bir futbolla istediğini aldı.
Ancak futboldan çok, maçta en çok ilgi gören sahaya giren bir kediydi.
Sarılı beyazlı bir tekir.
Şaşkın.
“Nereye geldim ben” der gibi bakıyor.
Aynı Beşiktaş gibi…
“Kimle oynuyorum ben” der gibi…
Gerçi Beşiktaş sarılı beyazlı değil ama, kediden de bir farkı yok hani.
Önce sahaya girdi. Kameralar girdiği anda onu gösterdi. Önce bakışları yansıdı ekranlara. Uzun uzun baktı. Anlamadı. Etrafına baktı. Koşuşturan tuhaf insanlar. Bir de top. Sanırım o anda “Benim üzerime gelebilir!” diye düşündü.
Nereye kaçabileceğini kontrol etti ve bastı gaza.
Tüm gücüyle, tüm hızıyla koştu, koştu, kaçtı, gitti.
Ve Beşiktaş…
Sahaya çıktığından beri bu kedi gibi etrafına baktı. Şaştı kaldı. Ne yapacağını bilemedi. Gitsem mi, kalsam mı? Koşsam mı, beklesem mi? Bilemedi.
O sırada kameraları fark etti ama golü de yemişti. Hiçbir şey olmamış gibi oynamaya devam etti. Baktı, kameralar onu çekmiyor. İşte o sırada bir gol buldu. Ama o kameralar yok mu! Yine kedinin, pardon Beşiktaş’ın üzerinde. Derken 2 oldu, 3 oldu, bir penaltı kaçtı, 4 oldu…
Neyse Allah’tan maç bitti.
Saha bitti…
Beşiktaş da o sarı tekir gibi kaçtı ama kurtulamadı...
Kısa kısa…
*Akhisarspor kümede kalmak için her şeyi yapıyor. Artık şans bundan gerisi, kalmayı hak ediyor...
*Gekas geçen sene Samsunspor’da tanıtmıştı kendisi, bu sene de Akhisar’da arı gibi çalışıyor. Ama en güzeli de bir Yunanistanlı futbolcu için tribünlerin “Gekas, Gekas” diye bağırması…
*Beşiktaş gerçekten çok kötü. Bu sene “Feda”yla geçiştirildi ama Çarşı seneyi de böyle geçirmek istemez…
*Samet Aybaba’nın önümüzdeki sene de Beşiktaş’ın başında kalmasını isterim. Tek yıllık bir hoca değil. Hele Feda sezonunda 3’üncü sırada bitirmek için elinden geleni yapıyorsa…