Yakın zamanda terör örgütü tarafından tehdit edilen Kürt aydın, yazar Muhsin Kızılkaya PKK'nın artan saldırılarına tepkili. Kızılkaya terör örgütünün korkusunu, son saldırıların Kürt halkı üzerindeki etkisini Akşam gazetesinden Burcu Bulut'a anlattı.
İşte o söyleşi:
PKK tarafından tehdit edildiniz. Neden?
İki tarafın koyduğu çerçevenin dışında durursanız sevilmeyen adam olursunuz. PKK, herkesin söyledikleri gibi hareket etmesini istiyordu. Yaklaşık 50 senelik ömrümün 30 yılını bu mücadelede geçirdim. Bağımsız kalmaya çalıştım. Ama 'Kürt kimliğini koruma biçimi davaya zarar verir. Toplum nezdinde saygınlık yitirilir' dediğiniz zaman hedef oluyorsunuz.
Tehdit edilen başka Kürt aydınlar da var. Nedeni Kürt halkının fikirlerinizi önemsemesi mi?
Bir Kürt aydının Kürt halkının umurunda olduğunu sanmıyorum. Köye giden politikacı, türkücü kadar itibar görmezsin. Aydın yalnızdır, sürgündür.
'Silaha gerek yok, pusula şaştı'
Silahların doğrulduğu yer sivil halk oldu. Neden?
Savaş haklılığını yitirdiği andan itibaren pusulasını yitirir, sonunu da getirir. Şu an PKK taleplerinin hiçbiri silahlı mücadeleye gerekçe olabilecek talepler değil.
PKK'nın pusulayı şaşırmasının temelinde ne var?
Geçmişte devlet Kürt meselesiyle ilgili her türlü talebin dillendirilmesini terörist faaliyet olarak görüyordu. Kürtler taleplerini dile getirirken devletin koyduğu bariyerlere çarpıyordu. Devlet iki muhalifin evini basıyor, cezalandırıyordu. Kürtler de kitlesel eylem yapıyorlardı.
'Ezber bozuldu, Kürtleri öldürüyor'
PKK bu durumun değişmediği görüşünde mi hala?
Devlet yasadışı faaliyetler içinde olan kadroların büyük kısmını tutukladı, bir kısmını yargıladı. PKK'nın alışık olmadığı bu durum ezberini bozdu, pusulayı şaşırdı. Zücaciye dükkanına giren fil misali kendi yurttaşlarını öldürmeye başladılar. Hesaba katmadıkları 90'lı yıllarda hangi yöntemler sürüyorsa 2011'de aynı yöntemlerin sürebileceğini varsaymaktır. Oysa 21 yıllık süreçte Türkiye'de büyük devrimsel dönüşümün yaşandığını göz önüne almak gerek.
PKK destek görüyor mu sizce?
PKK'nın işi zor. Bu yöntemlerle gittiği zaman Kürt halkından hiçbir destek görmeyecek hatta olan desteği de yitirecek. Kendini akrep misali imha edecek.
'Erdoğan'ın sözleri çok önemli'
Başbakan Erdoğan 'terörle mücadele siyasetle müzakere' diyor. Kürt halkı bu sözü nasıl karşılar?
Türkleri ve Kürtleri aynı noktada birleştiren çok önemli bir söz, çok başarılı bir slogan. Devletin ağzından ilk kez müzakere kelimesini duyuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti hiç kimseyle, hiçbir konuda müzakere etmemiş, hep mücadele etmiştir. Bu gelenekten gelen bir devletin tepesindeki insanın müzakere kelimesini kullanması önemli. Tek engel sürdürülen savaş. Öcalan ise en önemli siyasi aktörlerden biri. Onun için Öcalan ile müzakerelere devam etmeliler.
Neden Öcalan?
Örgütü o var etti ancak ve ancak o yok edebilir. Ölen gerillaların hemen hepsi 1996 doğumlu. Dağa çıkabilecek Kandil'den iki misli fazla insan var sokaklarda. İşsiz, eğitimi, geleceği yok. Başka ne yapsın? Umutlarını yitirmiş bir insanı durdurmak zordur.
Gözünü kanın, gözyaşının, savaşın içinde açıyor.
Ama AK Parti döneminde umutsuzluk yavaş yavaş yitirilmeye başlandı.
'Görüşmenin sızması PKK'yı zayıflattı'
PKK-MİT görüşmesi için ne düşündünüz?
Kim sızdırdıysa Allah razı olsun. Eğer PKK hükümete zarar vermek için sızdırmışsa çiftçilik yapmalarını öneririm. Eğer MİT içindeki hükümet yanlısı bir zat sızdırdıysa muhteşem bir hamledir ki hükümetin yerinde olsaydım sızdırırdım.
Neden?
Görüşmeleri meşrulaştırmak, Başbakan'a 'terörle mücadele siyasetle müzakere' yolunu açmak, örgütü zor durumda bırakmak için.
Örgütü nasıl zor durumda bırakabilir?
PKK'nın en büyük argümanlarından biri 'devlet bizi muhatap almıyor' demesiydi. Ama devlet bunları muhatap almış. Üstelik en üst düzeyde. Argüman boşa çıktı.
'Terör 3-4 ayda biter'
- Terör son bulacak mı dersiniz?
Bitecek, bu son kapışma. BDP'liler Meclis'e girerse rahatlama sağlayacak. Ve Öcalan'dan gelecek avukat görüşmelerinin notlarına bakmak lazım. Öcalan'la görüşmelerin BDP Meclis'e girdikten sonra başlayacağını düşünüyorum. Koz paylaşımı 3-4 ay içinde son bulur.
'Örgüt korkup saldırıyor'
AK Parti döneminde eskiden 'olmaz' denilen şeyler olağan görülmeye mi başlandı?
10 sene önce 'Öcalan ile görüşelim' diyeni idama götürürlerdi. Şimdi neredeyse sıradan hale geldi. Daha tehlikeli bir şey var ki o da Öcalan'ın örgütü kontrol edememesi. Koşullarını düzeltirsiniz ancak hükmedebilir. Önemli olan görüşme nasıl olağan hale gelmişse yarın ev hapsi, serbest kalması, siyasete atılması o kadar olağan görünmeye başlayacak.
Siyasete atılması söz konusu olabilir mi?
Niye olmasın. En büyük teröristlerden biri Mandela'ydı. 27 sene sonra çıktı Cumhurbaşkanı oldu.
PKK eylemleri hızını artırıyor, neden?
PKK yöneticileri Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri doğru okuyamıyor. 70'li yılların tezleriyle dünyayı yorumlamaya çalışıyorlar. Arap Baharı'nın etkisiyle 'Kürtleri devrimci halk savaşına götürürüz, hükümeti devirirler' anlayışına sahipler. Durum düşündükleri gibi değil.
'PKK'lılar Kürt halkını kışkırtamazlar' mı demek istiyorsunuz?
Bu tür eylemlerle halk artık kışkırtılmaz. Tam tersine Kürt halkı rahatsız. Çünkü Kürtler ilk kez ülkenin gerçek yurttaşı gibi hissetmeye başladı. Sen ev aramaya giden sivil polisi öldürürsen, el bombalarını kadınların kucağına atarsan, Kürt halkını Kürtlüğünden utandırırsın. 'Keşke Kürt olmasaydım' dedirtirsin. Çünkü Kürt kimliğinle bu vahşete ortak gibi hissedersin. Ama PKK'nın başkaldırısının altında korku yatıyor. PKK şöyle düşünüyor. 'Bu isyan bittiği zaman bize daha korkuncunu yapacaklar'. Onun için son güçleriyle silaha sarılıyorlar. Devlet bu algıyı kırabilecek doğru adımlar atmalı. PKK'nın sivilleri öldürmesi demokratikleşme hamlesini engellememeli.
PKK'nın eylem için seçtiği yerlerin ortak bir özelliği var mı?
PKK diyor ki, 'O bana kırları nasıl dar ediyorsa, ben de büyük şehirleri onlara dar edeceğim'. Ama fark var. Büyükşehirlerdeki bomba Kürt-Türk ayırt etmiyor. Ankara'da ölen çocuk Muşlu Kürt seçmeni çıktı.