Dünya

'Kırım geleceğe ayna tutuyor'

16 Mart 2015 14:53

Doğu Ukrayna’da sürüp giden savaş, Kırım yarımadasının bundan tam bir yıl önce Rusya tarafından ilhak edildiğini neredeyse unutturdu. DW Avrupa Yayınlar Bölümü Başkanı Ingo Mannteufel'in yorumu.
“Kırım'ın Ruslar için farklı anlamı vardır. Her Rus hayatında en az bir kez bu güzel beldede tatil yapmıştır. Ilıman iklimli Kırım, çarların yaz aylarını geçirdikleri 19'uncu yüzyıldan beri Rus kültüründe dinlenme ve hasret beldesi olarak yer etmiştir. Sovyetler döneminde Kırım bütün Rusların en sevilen tatil beldesi haline gelmişti. 1960'lı yıllardan sonra milyonlarca ‘emektar Sovyet emekçisinin' tatil yaptığı yarımadaya Ukrayna'nın bağımsızlığını kazanmasından sonra da her yıl yüz binlerce Rus turist gitmekteydi.

Bu bakımdan Rusların Kırım'a ‘kendi' yarımadaları gözüyle bakmaları yadırganmamalı. Kırım bundan tam bir yıl önce 18 Mart 2014'te Rusya'ya ‘avdet' ettiğinde çoğu Rus bunu tarihi adalet olarak algılamıştı. Ruslar'a göre, Kırım halkı referandumla Rusya'ya ilhak etmek istediğini göstermiş ve Devlet Başkanı Putin'in de Kırımlıların isteğini yerine getirmiştir.

Devletler hukukuna aykırı

Bu kadar hissiyat ve coşkuyla dillendirilen ‘Kırım bizimdir' anlayışına karşı koymak kolay değil. Batı'ya göre ise referandumun Ukrayna Anayasası'nda yer almadığı bir yana bırakılacak olsa bile Kırım'ın Rusya tarafından ilhak edilmesi devletler hukukuna aykırıdır. Moskova, Kırım dahil bütün Ukrayna'nın bağımsızlığının Rusya tarafından defalarca resmen tanındığı ikili anlaşmaları da ihlal etmiş olmaktadır. Batılı devletler aynı zamanda halk oylamasının Kırım halkının hür iradesini yansıttığını da kabul etmemektedir.

Referandum apar topar, siyasi tartışmaya açılmadan, Ukrayna'da kalma şıkkına yer vermeden ve Rus birliklerinin nezaretinde yapılmıştı. Rusların hoşuna gitmese de Batı Kırım'ın Rusya Federasyonu'na ilhakını hiçbir zaman resmen kabul etmeyecektir.

Avrupa güvenlik mimarisinin belirleyicisi

Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için diplomatik seferberliğin sürdüğü bir aşamada Kırım'ın ilhakının hukuki değerlendirmesine geçmek tali bir konu gibi gelebilir. Ancak Doğu Ukrayna için çözüm bulunsa bile Kırım'ın statüsü Batı – Rusya ilişkilerini kalıcı bir şekilde zorlayacaktır. ABD ve Avrupa Birliği, devletler hukukunun temel prensiplerinin ayaklar altına alınmasını sineye çekmeyecektir. Hele Putin'in sözde referandumun öncesindeki gelişmelere Rusya'nın yön verdiğini ifşa ettiği düşünülecek olursa.

Kırım, Avrupa barış ve güvenlik mimarisinin yıkılışının sembolü olmuştur. Rusya ile Batı arasındaki ilişkilerin düzelebilmesi için Kırım'ın hukuki statüsünün uluslararası temelde belirlenmesi şarttır. Kırım yeniden Ukrayna'nın hükümranlığına geçebilir ya da bağımsız Ukrayna hükümeti Rusya ile Kırım üzerindeki hakkından kendi arzusuyla feragat ettiğine dair anlaşma imzalayabilir.

Başkan Putin'in otoriter rotadan ayrılmaya niyetli olmaması nedeniyle bütün bunlar şimdilik hayal olarak kalacak. Kırım meselesine uluslararası onay bulan bir çözüm formülü bulunabilmesi için önce Rusya'nın siyasi değişim geçirmesi gerekir.

Kırım Rusya'nın siyasi geleceğinde belirleyici rol oynayarak Ruslar açısından ayrı önemdeki bir yer olmayı gerçekten hak edecektir.”