Spor

Olimpiyatlarda kimler hangi branşlarda kazanıyor?

Yüzme ABD’nin; atlama, badminton ve masa tenisi Çin’in; kürek ve bisiklet İngitere’nin madalya deposu

06 Ağustos 2012 13:39

Halil Berktay

(Taraf, 06 Ağustos 2012)

Dün öğlen itibariyle, ABD’nin 27 altın, 13 gümüş, 15 bronz (toplam 55), Çin’in 26 altın, 16 gümüş, 14 bronz (toplam 56) madalyası var. Yıllardır bu kadar denk bir çekişme olmadı. Üçüncü sırada 14-8-8, toplam 30 madalyayla ev sahibi İngiltere var. Peki, bu madalyalar nerelerden geliyor?

Olimiyatların iki en büyük sporu atletizm ile yüzme. İlkinde, erkek ve kadınlarda toplam 47, ikincisinde ise 32 branş var. Bu demek ki sırf bu iki spordan maksimum 79 altın, 79 gümüş, 79 bronz çıkarmak mümkün. Diğer bütün dallar oldukça küçük. Bu arada, hangi alanda kimin egemenliğinin zaman içinde nasıl oluştuğu veya değiştiği, ilginç bir manzara arzediyor.

Yüzme: 16-8-6, toplam 30 madalyayla ABD’nin ezici üstünlüğüyle kapandı. İkinci Çin (5-2-3, toplam 10): üçüncü Fransa (4-2-1, toplam 7): sonra Hollanda 2-1-1 ve Güney Afrika 2-1-0 geliyor. Avustralya (1-6-3, toplam 10) altın açısından geçici bir hayal kırıklığına uğradı ama altyapıları çok sağlam; sadece 2004 ve 2008’de Thorpe, Hackett, Trickett, Jones, Schipper nesliyle elde ettikleri başarıyı tekrarlayamadılar. Çin’in yükselişinin yanı sıra, bir zamanlar ABD’ye özellikle kadınlarda meydan okuyan Doğu Almanya ve SSCB’nin bıraktığı boşluğu Çin ve Avustralya dahil kimsenin dolduramayışı da göze çarpıyor.

Atlama: Mao sonrası ÇHC gözünü sporda uluslararası başarıya dikeli beri, bu alan tek bir ülkenin olabilecek en mutlak hegemonyası altında. 2008 Pekin’de Çin 8/8, 2011 Şangay Dünya Şampiyonası’nda 10/10 yaptı. Londra’da, şu ana kadar tamamlanan dört senkronize dalın dördünü de kazandılar ve bir kere daha sekizde sekize gidiyorlar.

Kürek: İngiltere 1996’dan (1-0-1) başlayıp 2000 (2-1-0), 2004 (1-2-1) ve en tepeye yerleştikleri 2008’den (2-2-2) geçerek sürekli çıkışta. Londra’da dört altın, iki gümüş, üç bronz, toplam dokuz madalyayla, en güçlü kürek ülkesi olduklarını tekrar kanıtladılar. Beş Olimpiyatta altın almasıyla ünlü (Sir) Steven Redgrave BBC’ye “İnanılmaz bir performans” dedi: “Daha iyisini yapabilir miyiz? Sanmıyorum.”

Bisiklet: Pistte İngiltere sildi süpürdü; beş altının dördü İngiltere’nin, biri Almanya’nın oldu. Çin 0-2-0’da, Avustralya 0-1-1’de, en geleneksel bisiklet ülkesi Fransa 0-1-0’da ve ABD keza 0-1-0’da kaldı. Yol yarışlarındaki dört altın İngiltere, ABD, Kazakistan ve Hollanda arasında paylaşıldı.

Halter: 5 Ağustos Pazar gününe kadar Çin (4-2-0) toplam 6; Kazakistan (4-0-0) hepsi altın toplam 4; Kuzey Kore (3-1-0) gene toplam 4, Polonya 1 altın madalyadaydı. Yani Rusya ve Bulgaristan, ya da ikinci planda Türkiye ve Yunanistan gibi bütün diğer geleneksel “süper güçler” silinmiş, sırf bu üç ülke kalmış durumdaydı.

Masa tenisi: Halk Kurtuluş Ordusu’nun her bölüğüne bir portatif masa verildiği iç savaş yıllarından beri Çin’in ulusal sporu ve geleneksel hegemonya alanı. Birazı Kore, Japonya ve (Çin diaspora‘sının yoğun olduğu) Singapur ile Hong Kong’a da bulaşıyor. Bugün Çin (Türkiye dahil) bütün dünyaya masa tenisi “devşirme”leri ihraç ediyor ama gene de egemenliğini koruyor. Şu ana kadar hem tek erkekler hem tek kadınlarda altın-gümüş onların oldu, yani durum 2-2-0. Takım müsabakalarında da yarı-finaldeler. Herkes dörtte dört yapmalarını bekliyor; geçen yıl kadınlar takım finalinde Singapur sürpriz yapmıştı ama bu “mucize” tekrarlanamaz. Dolayısıyla 4-2-0’a gidiyorlar.

Badminton: Dar alanda kedi gibi çevikliğe dayalı diğer bir “hafif raket” sporu olarak, gene Çin ile Singapur ve Endonezya gibi öbür doğu - güneydoğu Asya ülkelerinin yanı sıra, (emperyal anavatanı) Britanya’da popüler. Şu ana kadar verilen dört altının dördünü de Çin (4-2-1=7) aldı; Japonya ile Malezya 0-1-0 yaptı; altı ayrı ülke 0-0-1’da, yani birer bronz koparabildi.


Başarının sırrı at eti...


Halterde 94 kilonun yenilmez ismi İvan İlyin, 2008 Pekin’de henüz 20 yaşındayken kazandığı iki altını, 24 yaşında Londra’da hem de çifte dünya rekorlarıyla korudu. Koparmada 185 kilo kaldıran İlyin, silkmedeki üç hakkında 224, 228 ve nihayet 233 kiloyla birinci, toplamda 418 kiloyla da ikinci dünya rekoruna ulaştı. Hiç hatâ yapmadı ve her seferinde, daha 3-5 kiloluk bir marjı olduğu hissini uyandırdı. İlyin başarısını gıda rejimine bağlıyor: “Yemeğin Olimpiyatlara ya da herhangi bir müsabakaya hazırlanırken önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum. Elbette ne yediğinize dikkat etmelisiniz. Çok yağlı ya da çok tatlı gıdalar tüketmemeye çalışıyorum. En sevdiğim yemek tavuk ve at eti. Sindirimi çok kolay olduğu için bence bunlar ideal.” Demek, atlı göçebe step imparatorluklarının mirasından bir bu kalmış. Cengiz Han ne derdi acaba ?