Gündem

'Kim olursa olsun müsamaha göstermeyeceğiz'

Başbakan Erdoğan, şüpheliler arasında eski RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın da adının geçtiği Deniz Feneri e.V. soruşturmasının adını hiç kullanmadan davaya

02 Nisan 2010 03:00
T24 - Başbakan Erdoğan, şüpheliler arasında eski RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın da adının geçtiği Deniz Feneri e.V. soruşturmasının adını hiç kullanmadan davaya gönderme yaptı. Erdoğan, ''Kim olursa olsun, hangi kuruluş olursa olsun yardım paralarını başka amaçlar için kullananlara müsamaha göstermeyeceğiz. Hukukun işletilmesi konusunda en küçük bir tereddüdümüz olamaz'' dedi.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başta Deniz Feneri soruşturması olmak üzere yardım kuruluşlarıyla ilgili yolsuzluk iddialarına yönelik önemli mesajlar verdi. Kızılay dışında herhangi bir dernek adı söylemeyen Erdoğan, kamu ve yardım kaynaklarının kullanımında suistimale gitmenin “büyük bir cinayet” olduğunu belirterek “Kendisi bir parça ekmeğini, bir lokmasını, insanlar kimi zaman muhtaçlarla paylaşmak için veriyor. O bir emanettir, namus kadar, şeref kadar kutsal ve mübarek bir emanettir. O emanete el uzatanın, onu gayesi dışında kullananın, Anadolu deyimiyle yatacak yeri yoktur” dedi.

Türk Kızılayı Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, yardım kuruluşlarıyla ilgili yolsuzluk konularına değinerek özetle şunları söyledi:

“İnsanların adeta yüreklerinden kopup verdikleri yardımların amacı, hedefi, gayesi dışında kullanılması hukuken, ahlaken, vicdanen kabul edilemez ve izah edilemez. En önemlisi de, insanların güvenini sarsmak, iyi niyetlerini suistimal etmektir ki, bunun telafisi uzun zaman alabilir. Kimi zaman görülen olumsuz örneklerin nasıl sarsıcı bir etki yaptığını, gönüllülüğün, fedakârlığın zedelenmesine sebep olduğunu görüyoruz.

Göreve geldiğimizden bu yana yolsuzlukla ciddi mücadelemiz var. Tüyü bitmemiş yetimin hakkına uzanan ellerin karşısında her zaman durduk. İşi çözmüş değiliz, bu mücadele öyle kolay mücadele değil. Yılların tahribatı var. Kim olursa olsun, hangi kuruluş olursa olsun, yolsuzluk yapana, hele insanların gönlünden kopararak emanet olarak teslim ettiği yardımlara el uzatanlara asla müsamaha göstermedik. Hukukun işletilmesi konusunda en küçük bir tereddütümüz olamaz.”


‘Haksız ithamlar sorumsuzluk’

Erdoğan, yolsuzluklar kadar haksız yere ithamlarda bulunanların, kişi ve kurumları karalayanların da büyük bir sorumsuzluk içinde olacağını dile getirerek “Yolsuzluk noktasındaki iddialar hukuk çizgisinden çıkarak bir karalama ve töhmet kampanyasına dönüştürülürse vatandaşımız da haklı olarak yardımlarını keser. Sonuçta mağdur ve muhtaç insanların mağduriyeti artarak devam eder” ifadesini kullandı.

Erdoğan “Özellikle yardımların izlenmesi için başlatılan yazılım projesini bir an önce bitirin. Bu sayede yardım yapan kişiler, verdiği paranın nereye gittiğini, kimlere ulaştığını online görsün” dedi.


“ABD’ye gitme” sinyali

Başbakan Erdoğan, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nden Ermeni tasarısının geçmesinin ardından askıya aldığı ABD gezisine çıkacağı sinyalini verdi. Erdoğan konuyu arkadaşlarıyla değerlendirdiklerini belirterek “Öyle zannediyorum ki yarın (bugün) bu konudaki kararımı açıklayacağım. Gitme kararını vermem halinde büyükelçimizi hemen göndereceğim” dedi. Erdoğan’ın ABD’ye gitmesi halinde, Başkan Obama ile ikili temasta bulunacağı belirtildi.


Kumbaraya 200 TL bağış

Başbakan Erdoğan, Kızılay Genel Kurulu’na girişinde çocuklar tarafından karşılandı. Erdoğan, Kızılay’a yardım için hazırlanan kumbaralara 200 TL atarak bağışta bulundu.Toplantıya Suudi Arabistan Prensi Abdullah Bin Faysal Al Suud’un da katılacağı duyuruldu. Katılımcılar listesinde ve program metnindeki konuşmacılar arasında da prensin adına yer verildi. Ancak prens anons edildiği sırada yerine kürsüye Feyz Ali Yusuf isimli başka bir Suudi yetkili çıktı. Yusuf, prensin, çok istemesine rağmen son anda başka bir işi çıktığı için gelemediğini söyledi.


İkinci “velev ki”

Erdoğan anayasa değişikliği teklifindeki imza skandalı iddialarına ilişkin de şunları söyledi: “Anayasa Komisyonu’na giden böyle bir metin, bir dosya yok. Ve bu dosyanın içinde Mehmet Ali Bey’in (Şahin) imzası yok. Velev ki, böyle olduğunu kabul edin. Bu benim ikinci ‘velev ki’m. Buradaki sayı 184’ün çok üstünde, dert ne? Her zamanki gibi CHP zihniyetinin ön kesme anlayışıdır.”