Gündem

Kılıçdaroğlu: Türban diyorum çünkü...

Erdoğan-Kılıçdaroğlu görüşmesinin heyecan yaratan başlığı yeni anayasaydı...

02 Ekim 2010 03:00
T24 - Kılıçdaroğlu ve Erdoğan'ın 10 dakikalık görüşmesinin ayrıntılarını anlattı. Kılıçdaroğlu: Türban da dahil 12 Eylül’ün ürünü olan YÖK, yüzde 10 barajı, dokunulmazlıklar gibi ne varsa hepsini birden ele alalım. dedi.

Erdoğan-Kılıçdaroğlu görüşmesinin heyecan yaratan başlığı yeni anayasaydı.



CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu, CHP'nin Genel Merkezi'nde zinde ziyaret eden Hürriyet gazetesi yazarı Fatih Çekirge'nin bugünkü yazısı şöyle:

10 dakikalık görüşmenin bana göre en kritik diyaloğu ise şuydu:

Başbakan: “O zaman başörtüsü ile başlayalım. Bir komisyon kuralım.”

Kılıçdaroğlu: “Türban da dahil 12 Eylül’ün ürünü olan YÖK, yüzde 10 barajı, dokunulmazlıklar gibi ne varsa hepsini birden ele alalım.” 

Bu diyalogdaki en önemli detay ise Başbakan’ın “Başörtüsü”, Kılıçdaroğlu’nun ise “Türban” ifadesini kullanmasıydı. Bu ayrışma yeni anayasa görüşmelerini kilitleyebilir.

Bazı gazetelerde Başbakan’ın Kılıçdaroğlu’na “Türban değil başörtüsü” dediği. Kılıçdaroğlu’nun da “Peki öyleyse başörtüsü olsun” cevabını verdiği, yani türban ayrımından vazgeçtiği yolunda haberler çıkmıştı. Eğer CHP lideri bu ayrımdan vazgeçtiyse yeni anayasadaki başörtüsü tanımlaması başka bir anlam kazanacaktır.

BAŞÖRTÜSÜ SAÇLARI TAMAMEN KAPATMIYOR

Bu ince ama çok önemli ayrıntıyı CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na partisinin Genel Merkezi’nde doğrudan sordum:

“Başbakan başörtüsü diyor siz türban diyorsunuz. Belli ki bu ayrım anayasa görüşmelerinde etkili olacak. Siz başörtüsünü türbandan nasıl ayırıyorsunuz?” 

Kılıçdaroğlu belli ki bu soruyu uzun süre düşünmüş.

Büyük bir hızla ve kesinlikle cevap veriyor:

“Ben Sayın Başbakan’la görüşmemde türban kelimesini kullandım. Ben türban diyorum çünkü başörtüsü ile türban birbirinden farklıdır. Aralarındaki temel fark başörtüsü geleneksel bir örtüdür, Anadolu kadınının başını örttüğü ancak örterken ‘Aman saçımın hiçbir teli görünmesin’ kaygısı taşımadığı bir örtüdür. Başörtüsü başı örtüyor ancak saçları tamamen kapatmıyor. Türban ise saçları tamamen kapatmak için kullanılıyor. Bu arada şunu söylemeliyim ki ben türban takana da saygı duyarım. Onun tercihidir.”

Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri açıkça gösteriyor ki, yeni anayasa görüşmelerinde kilit mesele türban ve başörtüsü arasındaki tanımlama farkında ortaya çıkacak.


PAKİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ AMA...

Nitekim aradaki farkı örnekleriyle şöyle detaylandırıyor:

“Mesela Pakistan. Resmi adı ne? Pakistan İslam Cumhuriyeti. Yani İslam o ülkenin resmi adında var. Adında bile İslam olan ülkenin eski Başbakan’ı Benazir Butto’nun örttüğü türban değil başörtüsüydü. Yani (Kılıçdaroğlu eliyle başından inen bir örtüyü işaret ederek) saçının her telini kapatmıyor. Saçlarının bir bölümü gözüküyor. İran da İslam cumhuriyetidir. Orası da İslam kurallarının geçerli olduğu bir ülkedir. Orada da kadınlar türban değil başörtüsü kullanıyorlar. Yani saçlarının bazı bölümleri gözükebiliyor. İşte fark budur. Ben bu yüzden saçın her telini kapatana türban, başörtüsüne de başörtüsü diyorum.”

Hatırlayacaksınız Başbakan Erdoğan Kılıçdaroğlu’nun “seçimden önce yeni anayasa” önerisine “O zaman başörtüsü ile başlayalım” cevabını vermişti.

Bu nedenle Kılıçdaroğlu’na sordum: “Size göre ‘türban’ Başbakan’a göre ‘başörtüsü’nü ayrı bir madde olarak ele alır mısınız?”

Cevap yine net: “Hayır, hepsi birlikte. Çünkü ben anayasaya din ekseninde değil, hak ve özgürlükler ekseninde bakıyorum. Dolayısıyla bütün konuları birlikte ele almalıyız.”
Evet, bu sözler gösteriyor ki yeni anayasa çalışmalarının kilit noktası türban ve başörtüsü ayrımında oluşuyor.

CHP Genel Başkanı ile yaptığım uzun sohbetin diğer detaylarını pazartesi günü aktaracağım.