Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Kutlu Doğum Haftası” nedeniyle İstanbul’da Sinan Erdem Spor Salonu’nda düzenlenen “Hazreti Peygamber ve Merhamet Eğitimi” konulu etkinlik son günlerin gergin siyasi atmosferinde birbirlerine sert eleştirilerde bulunan liderleri bir araya getirdi.
Başbakan Erdoğan ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu katıldıkları gecede sıcak şekilde tokalaştılar. İlk sözü alan Kılıçdaroğlu konuşmasına “Sayın Başbakan ve Sayın Hanımefendi” diye başladı. Kılıçdaroğlu, “her türlü şiddet ve terörün kol gezdiği, insan haklarının karga tulumba yerlerde süründüğü, ayaklarının altına cennetin verildiği kadınların, annelerin acımasızca şiddet gördüğü, insani ve dini değerlerin yozlaştığı ve sırf menfaat aracı haline getirildiği çağımızda Hz. Muhammed’in o güzel ahlakına daha çok ihtiyaç olduğunu” söyledi. Mutluluğu bulmanın, huzura ermenin yolunun, insanların birbirini anlamasından, dayanışma içinde olmasından, yardımlaşmasından, kardeşçe kucaklaşmasından geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Bunun için çok önemli ve büyük bir örneğimiz var, o örnek Hz. Peygamber’dir” dedi.
Konuşmasında Mehmet Akif Ersoy’dan, Necip Fazıl’dan, Yunus Emre’den, Mevlana’dan dizeler okuyan Erdoğan da “Komşusu aç yatarken” sözünü de tekrarlayarak bunu kendisinden önce kullanan CHP lideri Kılıçdaroğlu’na atıfta bulundu ve “bizden önce de tekrarlandığı gibi” dedi.
Merhamet ve sevginin en önemli insani yaklaşım olduğunun altını çizen Başbakan, dünyada yaşanan savaşları hatırlatarak, “aynı kıbleye dönenler neden birbirlerini katlediyor” diye sordu. Bu soruların cevaplarının zor cevaplar olmadığını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: “Bu soruların cevapları başkasında değil bizzat bizdedir. Kendimizde, nefsimizdedir. Bizi biz yapan değerler terkedildiğinde bu sonuç kaçınılmaz olacaktır. Eğer yolda insanları rahatsız eden bir taşı alıp atmıyorsanız, orada çürüme başlıyor demektir. Eğer komşunuz aç yatarken siz tok yatıyorsanız, orada çürüme başlamış demektir. Trafikte başkalarına yol vermiyorsanız orada çözülme başlamış demektir. Hesaba çekilmeden kendimizi hesaba çekmek zorundayız.”