Yargı Reformu'nun yürürlüğe girdiği gün, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik hakkında “Cumhurbaşkanına hakaret ve görevi kötüye kullanma” iddiasıyla ağır cezada dava açıldı. Avukat Çelik, “Dünyanın hiçbir ülkesinde bir avukata, savunma yaptığı, müvekkilinin sözlerinin doğru olduğunu söylediği için dava açılamaz. Türkiye'de de ilk kez böyle bir olay CHP Genel Başkanının avukatı olduğum için bana uygulandı” dedi.
‘Mesleğini kötüye kullanmak' suçlamasıyla hakkında 6 aydan 2 yıla kadar, ‘Cumhurbaşkanına hakaretten' 4 yıla kadar hapis cezası istenen Avukat Çelik, “Ben mesleği kötüye kullanmadım. Müvekkilin talimatını yerine getirmek, doğru söylediğini söylemek nasıl görevi kötüye kullanmak oluyor. Avukatın savunma dokunulmazlığı gibi evrensel bir ilke, hakkımda hazırlanan bu iddianameyle ihlal edilmiş oluyor” iddiasında bulundu.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği öne sürülen ve 17-25 Aralık sürecinde ortaya çıkan tapelerin içeriğini TBMM'de okumuştu. Bunun üzerine Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nu mahkemeye vermişti. Çelik de geçen yıl yaptığı yazılı savunmasında Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin doğru olduğunu öne sürmüştü.
Sözcü'den Saygı Öztürk'ün haberine göre, iki ayrı mahkemeye sunduğu yazılı savunmasında yer alan cümleler gerekçe gösterilerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Ahmet Özel, suç duyusunda bulundu. Hazırlanan iddianamede Çelik'e, Cumhurbaşkanının, oğlu ile arasında geçtiğini iddia ettiği, ‘Sıfırlama Tapesi' ve dönemin TOKİ Başkanı Haluk Karabel arasında geçen ‘Bundan sonra kupon arazileri benden habersiz satmayacaksınız” tapelerini delil olarak ibraz etmesi suçlamasında bulunuldu. Savcılık, yazılı savunmada yer alan bölümleri gerekçe gösterdi ve soruşturma için Adalet Bakanlığı'ndan izin istedi. Bakanlığın onayı üzerine avukat Çelik hakkında Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanması için bir iddianame düzenlendi.
Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'na savunmasını sunan Çelik, şunları söyledi:
“Kemal Kılıçdaroğlu'nun yapmış olduğu açıklamaların doğru olduğuna emin olmam nedeniyle hakkımda soruşturma ve kovuşturma yürütülemez. Dünyanın hiçbir ülkesinde bir avukata, savunma hakkı yönünden böyle bir hukuksuzluk olmamıştır. Bu davada avukatlık mesleği yargılaması, avukatlık mesleğinin savunması olacak. Genel başkanın ifade ettiği olguların doğru olduğunu, sunacağımız delillerle ispat edeceğiz. Kılıçdaroğlu'nun ifade ettiği eleştirel değerlendirmelerin tamamı doğrudur. Yasa bize ispat hakkı vermiştir. Siyasiler yönünden tazminat olabilmesi için o olgunun doğru olmaması lazım. Ben cevap dilekçesinde ‘Genel başkanım doğru söylemiyor' diyecek halim yok. Eleştirilerin dayanağıyla ilgili somut olgular var. Genel başkanın ifade ettiği olguların doğru olduğunu, sunacağımız delillerle elbette ispat edeceğiz.”
“Hakkımda takipsizlik kararı verilmesini istemiyorum. Avukatlık mesleğini yapıyorum ve mesleğimi nasıl yapacağımı kimse bana öğretemez. Suç işlemediğimi biliyorum. İspat hakkımı kullanacağım, kamuoyunu rahatlatacağım. Ses kayıtları üzerinden inceleme yaptıracağım. Yasa bana bu yetkiyi veriyor.”