Karşıyaka Deniz Baykal Kültür Merkezi'nde, İzmir Büyükşehir Belediyesi Yaşanabilir Kentsel Dönüşüm Çalıştayı düzenlendi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de çalıştaya katıldı.
Her kentin kendi rantını oluşturduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Rantsız kent olmaz. Rantı yapan temel unsur da planlamadır. Bir planlama kentte rantı ortaya çıkarır. Rantı kimin için ortaya çıkarır? Bir avuç kişi için mi yoksa o kentte yaşayanlar için mi? Biz planlama ve kentsel dönüşümle ortaya çıkan rantın halk için kullanılmasını istiyoruz. Bütün amacımız buna yönelik. Sadece insanların değil, diğer canlıların da o kentte olma hakkı var. Bu da en çok da İzmir'e yakışır. Yaşanabilir kentsel dönüşüm öngörülürken, doğayla barışık kentin olmasına özel göstermek gerekiyor. Kentlerimizde engelliler var. Kentlerimizin engelliler için yaşanabilir olması lazım" dedi.
"Kentler bir beton ormanına dönüştü"
Kentsel dönüşüm çalışmaları hakkında da konuşan Kılıçdaroğlu, "Aslında hepimiz bir kentte yaşıyoruz. Ancak yaşadığımız kentten memnun muyuz? Memnun değilsek, hangi gerekçelerle memnun değiliz. Kentler bir beton ormanına dönüştü. Bizler gerçekten üzülüyoruz. Deprem kuşağı var. Binaların büyük kısmı, depreme dayanıklı değil. Bu durum, hepimizin kentsel dönüşüm kavramını öğrenmemize yol açtı. Ama nasıl bir dönüşüm? Beton ormanlığına dönüşüm mü? Yoksa hepimizin rahatça yaşadığı kentler inşa etmek mi?" ifadelerini kullandı.
Kentsel dönüşümde 3 temel ilke olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Önce uzlaşma olması lazım. Sonra bu insanları, kentin dışına sürmemek gerekiyor. Rant varsa, orada yaşayan insanlara bu rantın hakkını teslim etmek gerekiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Başkan Tunç Soyer tarafından bu konuda gerekli özen gösteriliyor. Bu ilkelerin gereğini hepimizin yapması gerekiyor. Kent sakinlerine bu imkan sağlanırken İstanbul'da şöyle bir sorunla karşılaştık; kentsel dönüşüm yapıyorsunuz, bir sürü şikayet var. Müteahhit ve vatandaşı karşı karşıya getiriyorsunuz. Müteahhit iflas ettiğinde, vatandaşın hakkını arayacağı makam yok. Burada da belediyemiz bir ilke kararı aldı. Vatandaş, güvenli kamu kurumuyla muhatap oluyor. 'Hakkım yenir mi?' diye bir kaygıya kapılmıyor" diye konuştu.
Tunç Soyer: Halkımızı ranta kurban etmiyoruz
İzmir'de dönüşümü gerçekleştirmek üzere 3 özgün ilkenin olduğu kaydeden Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise, bu ilkelerden ilkinin dönüşüm sürecinin uzlaşma esaslı olması, ikincisinin dönüşümün yerinde ve adil gerçekleştirilmesi, üçüncüsünün ise bu sürecin İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin güvencesi altında sürdürülmesi olduğunu söyledi. Soyer, "İzmir'de dönüşümü adil, sağlam, güvenilir, zahmetsiz, hesaplı ve şeffaf yürütüyor, halkımızı ranta kurban etmiyoruz" dedi.
30 Ekim 2020'de meydana gelen depremde İzmir'deki yapı stokunun büyük bir kısmının dönüştürülmesi gerektiğinin görüldüğünü söyleyen Soyer, "Bu durum, ülkemizdeki pek çok büyükşehir için de geçerli. Dolayısıyla kentsel dönüşümün sadece gecekondu, ruhsatsız ve kaçak yapıların olduğu bölgelerde yapılması kanaatini değiştirmemiz gerekiyor. Bu çalıştay vesilesiyle kentsel dönüşüm mevzuatımızda, bu konu dahil pek çok eksikliğin yer aldığının altını çizmek, başta merkezi idare ve Meclis'te bulunan tüm siyasi partiler, milletvekillerimiz olmak üzere kamuoyuna yeniden bir çağrı yapmak istiyorum. Mevzuatımızda kentsel dönüşüm, 6306 sayılı yasa ve 5393 sayılı yasanın 73'üncü maddesi kapsamında yürütülüyor. Biz, her iki yasanın kentsel dönüşümle ilgili eksiklikleri giderecek bir çerçeveyle birleştirilerek, temel bir kanun oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Belediyelerin kentsel dönüşüm konusunda yetki ve etkinliğinin artırılması, her an deprem riski altındaki ülkemiz ve İzmir için hayati önem taşıyor" şeklinde konuştu.
İzmir'in tüm yapı stoku envanterini çıkarmak için İnşaat Mühendisleri Odası ile protokol imzaladıklarını ve yakında çalışmalara başlayacaklarını bildiren Soyer, "Depremden etkilenen 5 bin 800 orta hasarlı hane için bir model geliştiriyoruz. Evleri orta hasarlı olup mevzuattaki eksiklik nedeniyle yardım alamayan vatandaşlarımızın da derdine derman olmak için çalışmalara başladık. Bu konuda çok yakında mağdur olan hemşerilerimize müjdeli bir haberi paylaşacağım. Mevzuatın yukarıda ifade ettiğim eksiklik ve yetersizlikleri, bizde asla 'elimiz kolumuz bağlı' duygusuna neden olmadı. Aksine İzmir'in pek çok yerinde dönüşüm seferberliği başlattık" dedi.