CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye şu anda Avrupa’nın en büyük kara para aklayan ülkelerinin başında geliyor. Türkiye Cumhuriyeti böyle bir rezaleti tarihinde hiç görmemiştir" diyerek iktidarı eleştirdi.
Kılıçdaroğlu, "Hiç kime umutsuzluğa kapılmasın. Bu devlet çok badireleri atlattı. Bu memlekete gerçek anlamda adaleti getireceğim. Kul hakkı yiyenin burnundan fitil fitil getirmezsem bana da Kılıçdaroğlu demesinler. Hiç kimse endişelenmesin. Türkiye'yi, kirlilikten arındıracağız. Ben devri sabık yaratma gibi bir arayışın içinde değilim. Benim partimin önceliği bu memlekete adaleti getirmektir. Efendim talimat veriyor belediyeler canlı yayınlasınlar ihaleleri diyor. Günaydın! Beyefendi küpünü doldurdu ya! E sen niye canlı yayımlamıyorsun? Rüşvetten yolsuzluktan beslenenler adaleti getiremezler. biz getireceği, temel hedefimiz budur" diye konuştu.
öte yandan CHP lideri, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kanal İstanbul'un açılış töreni olarak gerçekleştirdiği organizasyonda ifade ettiği, "Sizler nasıl devlet yönetimine talipsiniz ya? Söke söke sizden bu paraları uluslararası tahkim yoluyla da alırlar" sözünü hatırlatarak, "Alacağım alacağım söke söke alacağım. Bir; müteahhitlere sesleniyorum bu işe giren müteahhit unutsun kendisini. Lami cimi yok bu işlin. Bankalara söylüyorum. Bu işe kredi veren unutsun kendisini. Bürokratlara sesleniyorum, bunun altına imza atan bürokratın burnundan fitil fitil getireceğim. Sadece bunları yapmayacağız. Bizim milliyetçilik damarımıza dokunuyorlar. O tank palet fabrikasını söke söke Katarlılardan alıp şanlı ordumuza vereceğiz. Vatan toprağını terk ettiler, Süleyman Şah Türbeyi'ni kaçırdılar. Söke söke o türbeyi alacağım" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Kısa çalışma ödeneği 456 gün sürdü, ücretsiz izin aylığı 433 gün. Bu ayın sonunda bitmemesi gerekiyor, en azından pandemi hala devam ediyor. KÇÖ ve ücretsiz izin aylığı uygulamasını sürdürmek gerekiyor. KÇÖ'den 3 milyondan fazla kişi faydalandı. bunlara yada 225 lira veriyorlar. Ücretsiz izin aylığından 2,5 milyon insan yararlanmış. Bunlara da 268 lira ödenmiş. Bu paraları kesmeyin. Keserseniz zaten işsizlik büyük bir sorun daha da büyütürsünüz. "
Erdoğan'a öğretmen açığı tepkisi
"(Erdoğan'ın öğretmenlere yanıtı) Devletten habersiz. En tepedeki insan devletten habersiz. MEB'in verielrine bakıyorsunuz 107 bin 909 öğretmen açığı var. Sayıştay'ın raporuna göre, 138 bin 393 öğretmen açığı var. Ama Erdoğan'a göre öğretmen açığı yok. Çünkü sarayda öğretmen yok ki! Allah akıl fikir versin. Bunlar yönetiyor memleketi, onun için memlekette işsizlik bu boyutlarda.
Mısır'a çağrı: Siyasi idam doğru değil
"İhvan konusundaki tutumumuzu herkes bilir. Biz inançların siyasete alet edilmesini asla istemeyiz. Mısır'daki değişime de her zaman saygı duyduk. Ama siyasi idamlar doğru değil. Eğriye eğri doğruya doğru. Buradan Mısır'a seslenmek isterim; Türkiye'de de geçmişte siyesi idamlar oldu. Filinta gibi evlatlarımızı dar ağacında ölüme yolladık ne oldu? Şimdi hepimiz üzülüyoruz. Siyasi idamlar doğru değildir. Umarım Mısır'da siyasi idamlar olmaz. "
Erzurumlulara seslendi: İktidar değiştiğinde yardımlar kesilmeyecek yardımlar artacak
"Uzun yıllardır Erzurum'da milletvekili çıkaramıyoruz. Kabahat kimde bizde. Erzurum'a gittik mi? Gidip vatandaşın çayını kahvesini içtik mi? Yapmadık. Şimdi gidiyoruz, dertlerini dinliyoruz. yardımlar kesilir mi diye bir endişe var. Erzurumlu kardeşim ihtiyaç sahibi kardeşim iktidar değiştiğinde yardımlar kesilmeyecek yardımlar artacak. Bizim belediyeleri görüyorsun sen. Yardımlar kesilecek diyorlardı hayır efendim tam tersine arttı. Ama yardımı nasıl yapıyoruz? Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek diyoruz. İhtiyaç sahibi ailelerin onurunu koruyoruz. İşsizlik kol geziyor, sadece Erzurum'da değil. Doğu'da rahmetli babam görev yaparken Erzurum bizim gözümüzde çok büyük bir kentti. Ama giden arkadaşlarımın giden arkadaşlarımın bana verdiği raporlar hiç iç açıcı değil. "
"Elhamdülillah Müslümanım; ama biz din ticareti yapmıyoruz"
"(Erzurum'daki bir vatandaşın Kılıçdaroğlu yorumuna) Nasıl anlatmışlar beni bilmiyorum. Elhamdülillah Müslümanım. Ama biz din ticareti yapmayız. Herkesin inancına saygı gösteririz. Bundan sonra Erzurum'a yine gideceğiz. "
"Türkiye şu anda Avrupa’nın en büyük kara para aklayan ülkelerinin başında geliyor"
"Türkiye şu anda Avrupa’nın en büyük kara para aklayan ülkelerinin başında geliyor. TC böyle bir rezaleti tarihinde hiç görmemiştir. Haramla besleniyorlar, helali kabul edemiyorlar ve ekonomiyi, hukuku aşama aşama kayıt dışına çıkardılar, devletten ayırdılar. Bu kumar paraları kime gidiyor. Organ ticaretinde uyuşturucuda bu paralar nereye gidiyor? Sadece ticareti yapan mı, göz yuman da payını alacak. Saray ve beslemeleri neden sessiz kalıyor? Beslendikleri için! Bugün Türkiye'de rüşvetsiz iş yapmak mümkün değil. Devletle muhatap olduğun andan itibaren rüşvetsiz iş yapmak mümkün değil."
"Ekonomi kayıt dışında"
"Kayıt dışı ekonomi kayıt dışı hukuk! Eskiden devlet planlama teşkilatı diye bir kurum vardı. Burada yatırımların öncelikleri belirlenirdi. Ekonomi kayıt dışına çıktıktan hukuk da askıya alındıktan sonra artık devletin bütün büyük yatırımlarını beşli çete belirliyor. Devletin bütün büyük yatırımlarını beşli çete sarayın desteği ile yapıyor. DPT'nı kapattılar, kime hangi rantlar verilecek, hangi garantiler verilecek, maliyetleri nedir bütün bunların tamamı kapalı kimse bilmiyor. Ekonomi kayıt dışında. Ne oluyor? Rüşvet vermek daha kolay oluyor. Hala kayıt dışı tirajlar üzerinden devleti soyuyorlar. Saray ve şürekası aynen bakıyor paraları ödeyin diyor, onlar da verilen bu rüşvete ortaktırlar. Böyle bir rezaleti Türkiye hiç yaşamadı. Kayıt dışının en temel özelliği nedir? Kayda alınmamasıdır. Bunun önüne nasıl geçilir? Devletin şeffaf olmasıyla. Kim getirecek devleti, yöneten siyasi parti. "
"Hala rüşveti savunana oy vermeye devam edecek miyiz?"
"Devletin kayıtlarına bu işin girmemesi ne demek. Devleti yönetenler aileleri yakınlarıyla topluma örnek olmak zorundadırlar. İsraftır kaçınacaksın. Herkesten önce sen vergini ödeyeceksin. Şimdi ben AK Partili kardeşlerime seslenmek isterim. MHP'li kardeşlerime seslenmek isterim. Nasıl oluyor da Erdoğan ve ailesi TC'ye vergi vermemek için hesap açıyor, sahte şirket kuruyorlar. Devlete de beş kuruş vergi ödemiyorlar. Peki AK Partili kardeşim vicdanın, ahlakın bunu kabul ediyor mu? Ülkücü kardeşim senin vicdanın ahlakın bunu kabul ediyor mu? Man Adası'ndan söz ediyorum. Düşünün kayıt dışı büyüdüğü zaman alınan rüşvetler de büyür. Rüşveti im alır? Kamu görevlisi alır. İki tüccar arasındaki alış veriş ayrı bir şey. Ama devlette bir kişi devleti yöneten bir kişi görevini yaparken görevini yapmak veya yapmamak için para alıyorsa bunun adı rüşvettir. Devletin İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu her ay bir siyasetçiye 10 bin dolar para ödeniyor dedi. Erdoğan ne dedi? Tık çıkmadı tık. Hala rüşveti savunana oy vermeye devam edecek miyiz? Çocuklarınızın yüzüne bakın. Devleti soyulacak bir organ olarak gören siyasi anlayışa oy verecek misiniz? Sahtekarlığın bu boyutu ekonomideki kayıt dışının bu boyutu hiç çıkmamıştı. TC tarihinde bütün yolsuzlukların ilkini yaşıyoruz, daha neler çıkacak bilmiyoruz!"
"Erdoğan şahsım hükümeti Türkiye'yi felakete sürükleyen bir sürecin içindedir"
"Yolsuzluklara destek sağlayan organa dönüştürdüler burayı. TBMM Başkanı ne yapıyor? Erdoğan'dan izin almadan diyemez. TBMM'nin itibarını koruyacak olan da biziz. Adaleti getirecek olan da biziz. Meclisi Meclis de biz yapacağız. Sarayın Meclisini asla kabul etmiyoruz. Öyle bir rezalet ki milletvekili soru önergesi veriyor, yanıtlamam diyor. Anayasa diyor ki 15 gün içinde cevap verecek. Geçiniz Anayasayı uymuyorum ne yapacaksın diyor. Rüşvet aldım ne yapacaksın diyor. Savcı mı harekete geçecek? Hangi savcı! Böyle bir rezaleti TC ilk kez yaşıyor. Eğer yargı dik durabilse, yani hakimler hukukun üstünlüğüne ve vicdani kanaatlerine göre karar verebilseler bu rezaletler olmaz. Ama hakimi de kendileri tayin ediyor. Hakim de gelen talimata göre karar veriyor. Hukuk da kayıt dışına çıkmış oluyor. Türkiye farklı bir sürecin içine süratle giriyor. Erdoğan şahsım hükümeti Türkiye'yi felakete sürükleyen bir sürecin içindedir."
"Öyle bir rezaletle karşı karşıyayız ki hukuk kalmadı. Mersin Limanı'na kokain gelir yakalanır, dava açan yok. Yine Brezilya'dan Dilovası'na kokain gelir yakalanır, dava açan yok. Allah bilir bu kokaini el altından piyasaya verdiler. Efendim Avrupa bizi kıskanıyor! "
"Şu soru önemli; hükümetin ekonomide ve hukukta kayıt dışına çıkması ne anlama gelir? Yönetimin mafyaya teslim olması anlamına gelir. Yer altı dünyasının devlet yönetimine egemen olması anlamına gelir. Siyasi otorite yer altı dünyasının verdiği talimatın gereğini yapar. Koskoca TC hükümeti yer altı dünyası tarafında yürütülmekte ve korunmaktadır. "
"Bütün mukaddes değerlerimizi tahrip ettiler. Bakın tarihten sonra ne oluyor, önce devlette kirlenme başlıyor. Bir süre sonra bütün sayfa simsiyah olur ve siz kiri fark etmiyorsunuz. Arkasından çürüme başlıyor. Üçüncü aşama koku başlıyor bu sefer, sistem kokmaya başlıyor. Ne diyorduk sarayda lağım patladı bütün dünya kokuyu hissetmiyorlar. Ama onlar o kokuyu hissetmiyor, namuslu insanlar o kokuyu hissediyor. Öyle bir noktaya geldik ki en son bu ülkenin Anayasa Mahkemesi Başkanı bile konuşmak zorunda kaldı. Devleti, hukukun dışına çıkardılar. Her şey hukuk dışı. Mafya siyaseti besler hale geldi. "
"Hiç kime umutsuzluğa kapılmasın. Bu devlet çok badireleri atlattı. Bu memlekete gerçek anlamda adaleti getireceğim. Kul hakkı yiyenin burnundan fitil fitil getirmezsem bana da Kılıçdaroğlu demesinler. Hiç kimse endişelenmesin. Türkiye'yi, kirlilikten arındıracağız. Ben devri sabık yaratma gibi bir arayışın içinde değilim. Benim partimin önceliği bu memlekete adaleti getirmektir. Efendim talimat veriyor belediyeler canlı yayınlasınlar ihaleleri diyor. Günaydın! Beyefendi küpünü doldurdu ya! E sen niye canlı yayımlamıyorsun? Rüşvetten yolsuzluktan beslenenler adaleti getiremezler. biz getireceği, temel hedefimiz budur."
"(Erdoğan'ın "söke söke" sözüne) Söke söke alırlarmış. Alacağım alacağım söke söke alacağım. Bir; müteahhitlere sesleniyorum bu işe giren müteahhit unutsun kendisini. Lami cimi yok bu işlin. Bankalara söylüyorum. Bu işe kredi veren unutsun kendisini. Bürokratlara sesleniyorum, bunun altına imza atan bürokratın burnundan fitil fitil getireceğim. Sadece bunları yapmayacağız. Bizim milliyetçilik damarımıza dokunuyorlar. O tank palet fabrikasını söke söke Katarlılardan alıp şanlı ordumuza vereceğiz. Vatan toprağını terk ettiler, Süleyman Şah Türbeyi'ni kaçırdılar. Söke söke o türbeyi alacağım. "
"(Bahçeli'nin üniversite sınavı mesajına) Güzel ama benim Bahçeli'ye bir iyi de kötü haberim var. Üniversite sınavları kaldırıldı ama bizim çocuklarımız için değil"
TIKLAYIN - Bahçeli: Gelin bu üniversite sınavlarını kaldıralım, gençlerimizi daha fazla yormayalım