Gündem

Kılıçdaroğlu: Medya toplantısı baskının, sansürün başka bir şekli

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘muhalefet kolaycılığa kaçıyor’ şeklindeki sözlerini eleştirerek, hük&uu

21 Ekim 2011 03:00

T24- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘muhalefet kolaycılığa kaçıyor’ şeklindeki sözlerini eleştirerek, hükümetin terör sorununa çözüm üretemediğini ileri sürdü ve ''Sorunları çözmek için iktidar olacaksın, sonra da kalkacaksın sanki yeni iktidar olmuş gibi başlayacaksın muhalefeti suçlamaya'' dedi. Başbakan Erdoğan’ın gazete patron ve yöneticileriyle yaptığı toplantıyı “Baskının ve sansürün başka bir şekli” olarak niteleyen Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e terör sorununun çözümüne ilişkin mecliste komisyon kurulması talebini hatırlatarak, ''Eğer sayın başkan kaçınırsa komisyon kurmaktan, çözüm üreten bir komisyon kurmaktan kaçınırsa bu sorumluluğa ortak olur, çözümsüzlüğe ortak olur'' diye konuştu.


CHP Parti Meclisi (PM), Genel Başkan Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.


Kılıçdaroğlu, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, terör olaylarının son günlerde arttığına dikkati çekerek, iktidarın 9 yıldır çoğunluğu elinde bulundurmasına rağmen bu soruna çözüm üretemediğini, tutarlı politikalar izlenmesi gerekirken ''büyük zikzaklar çizdiğini'' söyledi.
En son hükümet programında terör konusunun yer almadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin en temel sorununun hükümet programında yer almamasının anlaşılamaz olduğunu, bunun halkıyla yabancılaşma anlamına geldiğini savundu.

Hakkari'nin Çukurca ilçesindeki terör saldırısının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklamada, muhalefete yönelik eleştirilerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, ''Başbakanın ilk yaptığı işlerden birisi muhalefeti suçlamak oldu. Daha biz konuşmamışız, bir şey söylememişiz. Hepimiz üzüntü içindeyiz, beyefendinin yaptığı muhalefeti suçlamak'' diye konuştu.


Baskının bir başka şekli...

Başbakan Erdoğan'ın dün basın yayın kuruluşlarının sahipleri ve genel yayın yöneticileriyle yaptığı toplantıyı da değerlendiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:


''Baskının bir başka şekli, sansürün bir başka şekli. Hadi genel yayın yönetmelerini çağırdınız, medya patronlarının ne işi var orada. Hatırlarsınız bir ara sayın başbakan demişti ki medya patronlarına 'o köşe yazarları sizin çalışan elemanlarınız değil mi? Onlar madem öyle yazı yazıyorlar, sen sorumlususun. Konuşturma onları'. Bu toplantı onun başka bir versiyonudur. Demokrasiye yakışan bir tablo değildir bu tablo. Medya patronlarını karşınıza alacaksınız ve onlara dolaylı sansür nasıl uygulanır onu anlatacaksınız. Sonra da o toplantıdan çıkacaksınız yine CHP'ye saldıracaksınız. Efendim neymiş 'şehitlerimiz var CHP bizi sorumlu tutuyor'. Kimi sorumlu tutacağız, Almanya'yı mı, Fransa'yı mı, Rusya'yı mı sorumlu tutacağız? Onlar mı bu ülkeyi yönetiyorlar. Eğer bu ülkede bir hükümet varsa sağlıklı çalışan demokrasilerde, olumsuzluklar gerçekleşmişse, şehitler varsa doğal olarak siyaseten onu sorumlu tutacaksınız...


Niye iktidar oldular? sorunları çözmek için. Sorunları çözmek için iktidar olacaksın, halktan oy isteyeceksin. Sonra da kalkacaksın sanki yeni iktidar olmuş gibi başlayacaksın muhalefeti suçlamaya. Sonra dönüp diyeceksin ki 'muhalefet kolaycılık yapıyor'. Kolaycılığı sen yapıyorsun sayın başbakan. Her türlü görüşmeyi yaptın. Niçin yaptın o görüşmeleri? Seçimler sırasında terör olayları olmasın diye. PKK üç kez ateşkes ilan etti. Senin görüşmelerin sonunda o ateşkes ilan edildi. Senin özel temsilcin Oslo'da 'Biz yüzde 95 görüş birliği sağladık' dedi. Nedir bu yüzde 95? Bizim bilmeye hakkımız yok mu? O görüşmelerde diyor ki 'beğenmediğiniz valiler var mı? Onu görevden alalım'. Sen bu noktadasın sayın başbakan. Muhalefeti suçlayacağına o metinleri bir oku bakalım.''


Başbakan Erdoğan'ın, Hakkari'nin Çukurca ilçesindeki terör saldırısının ardından düzenlediği basın toplantısında ''bir davaya ilişkin belgenin sahte olup olmadığını'' anlattığını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Bu kadar düzeysiz, bu kadar sığ bir politika olabilir mi? Ülke kan gölüne dönmüş onun derdi başka bir şey'' dedi.


Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi (PM) toplantısı öncesinde yaptığı açıklamalarda dün TBMM gerçekleştirilen terör konulu kapalı oturuma da değindi.


Kapalı oturumda hükümet yetkililerinin ''gazetelerde yazan, vatandaşın da bildiği konuların dışında hiçbir bilgiyi milletvekilleriyle paylaşmadığını'' ifade eden Kılıçdaroğlu, bu yolla vatandaşın bilgilenmesinin de engellendiğini iddia etti. Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bazı bakanların dahi bu oturuma katılmadığını, bunun da vahim bir olay olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Başbakan gelip bilgi vermez mi? Ülke kan gölü, gelip anlatacaksın. Neden oldu bu olaylar? Vatandaşların telefonunu dinleyeceğine bir de bak bakalım yahu bu teröristler nedir? Bir de onların telefonlarını dinle. Ülke bu haldeyken parlamentoya gelip bilgi vermiyorlar. Bu bizim için ciddi bir olay, arkasını bırakmayacağız. Başbakan o parlamentoya gelecek, bilgi verecek'' dedi.


Terör oturumunda Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın bilgi vermesini de eleştiren Kılıçdaroğlu, ''Adı köstebeğe çıkmış bir bakan gelip bilgi veriyor. O bakanın o kürsüye çıkması ayıp. Deniz Feneri olayında arama yapılacağı önceden haber verilecek, bu kişi İçişleri Bakanı olacak, gelecek o kürsüde milletvekillerine bilgi verecek...'' dedi.  Kılıçdaroğlu, Deniz Feneri soruşturmasına ilişkin iddialarını da yineledi.


'Biz çözüm getiriyoruz senin kulağın duymuyor'

Başbakan Erdoğan'ın, terör sorununa ilişkin muhalefetin çözüm önerisinde bulunmadığı, muhalefetin alternatifli çözüm önerilerine ihtiyaçları olduğu yönünde açıklamalar yaptığını ifade eden Kılıçdaroğlu, CHP'nin 1989 yılında konuya ilişkin ilk raporu hazırlayan parti olduğunu kaydetti. ''Biz çözümler getiriyoruz da senin kulağın duymuyor'' diyen Kılıçdaroğlu, iktidarın çözümlerini ise kimsenin bilmediğini ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:


''Muhalefetten çözüm istiyorsan çözümsüzlükle karşı karşıyasın sen. Çözüm üretemiyorsan iktidarda olmaman gerekir. Biz iktidarın çözümsüzlüğünü bildiğimiz için parlamentoyu ve onun başkanını göreve davet ettik.


Sayın Cemil Çiçek bugün bir gazeteye demeç vermiş 'ben yürütme organının yetkilisi değilim. Biz yasama organıyız, bu konuda bir şey yapamayız' diye. Biz Ergene'nin kirliliğini de parlamentoda görüşüyoruz değil mi? Araştırma komisyonları kuruyoruz, yürütme organının işine müdahale mi ediyoruz? İklimle ilgili, yoksullukla ilgili, yolsuzlukla ilgili araştırma komisyonu kurduk. Nasıl oluyor da bu kadar temel bir sorunla ilgili bir komisyon kurmaktan sayın başkan kaçınıyor. Eğer sayın başkan kaçınırsa komisyon kurmaktan, çözüm üreten bir komisyon kurmaktan kaçınırsa bu sorumluluğa ortak olur, çözümsüzlüğe ortak olur.


Bizim çağrılarımız, önerilerimiz çok açık. Biz Türkiye'nin en temel sorununa çözüm üretmek istiyoruz. Yeri geldiğinde kürsüye çıkıp konuşuyorlar 'Kurtuluş Savaşını yöneten parlamento' diye. Bu parlamento Kurtuluş Savaşı'nı yönetmişse bu soruna da çözüm üretebilir. Sayın Cemil Çiçek kaçmasın. AKP çözüm üretemez, çözüm üretecek merci, organ parlamentodur.''


'Gensoru vereceğiz'


Başbakan Erdoğan'ın CHP'li belediyeler ve Alman vakıflarına ilişkin sözlerini de hatırlatan Kılıçdaroğlu, kendisine iddialarını açıkça anlatması yönünde çağrıda bulunduğunu, ancak şu ana kadar bir yanıt alamadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Gensoru vereceğiz. Meclis'e gelecek bütün CHP'li belediyelerden özür dileyecek. Senin belediyelerin yapabilir ama hiçbir CHP'li belediye bunu yapmaz. Sen yapabilirsin ama hiçbir CHP'li belediye bunu yapmaz. Ağzından çıkanı önce kulağın duyacak. Sen başbakansın ülkeyi yönetiyorsun. Senin sorumlulukların var. Yeri gelince bize sorumluluklarımızı hatırlatıyorsun. Biz sorumluluklarımızın bilincindeyiz. Sen de sorumluluklarının bilincinde olacaksın'' diye konuştu.


Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının ardından basına kapalı devam eden PM toplantısında, yeni anayasa çalışması ve terör gibi gündemdeki konular ele alınacak. Toplantıda CHP'nin 2012 Mayıs ayında yapılması planlanan olağan kurultayının ertelenmesine ilişkin taleplerin de gündeme gelerek görüşülmesi bekleniyor.