CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, , parlamenter sistemden başkanlığa geçişi öngören, ancak içeriğinde 'Başkan' yerine 'Cumhurbaşkanı' ifadesi kullanılan anayasa değişikliği teklifine ilişkin 16 Nisan'da yapılacak olan referandum ile ilgili olarak "Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz; demokrasi mi istiyoruz, tek adam rejimi mi istiyoruz?" dedi.
OHAL uygulamalarına da eleştiren Kılıçdaroğlu "Kışın kullanılacak araba lastiğinin OHAL ile ne ilgisi var? Kararname ile düzenleniyor. Şu anda zaten fiilen TBMM’nin yetkileri elinden alınmış durumda. Sorun şu; TBMM Başkanı, çıkıp, şu açıklamayı yapmaya cesaret edemiyor. ’Siz, parlamentonun yetkilerini gasp edemezsiniz’ diyemiyor. Sorun burada. Herkes üstlendiği görevi yerine getirse sorun çözülecek" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, partisinin eski milletvekilleri, Parti Meclisi (PM) üyeleri ve il başkanlarıyla CHP Genel Merkezi’nde düzenlenen toplantıya katıldı. Toplantının açılışında hitap eden Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin bir yol ayrımında olduğunu söyledi. Darbe girişimine ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, "Bu darbe girişimine ben kontrollü bir darbe girişimi, dedim. Arkasından 20Temmuz’da yapılan sivil darbe. OHAL’in ilanıyla şu anda biz bir darbe sürecinin içindeyiz. 12 Eylül darbesine bakın, aynı süreci şimdi yaşıyoruz. O dönemde darbe yapanlar apoletliydi, şimdi siviller aynı darbeyi yapıyor. Israrla duruyoruz, ’Bunun siyasi ayağını ortaya çıkarın’ diye; ama siyasi ayağı ortaya çıkmıyor. Çıkaramıyorlar. Bugün geldiğimiz noktada tıpkı 12 Eylül darbecilerinin yaptığı gibi bir anayasa değişikliğiyle karşı karşıyayız"
"OHAL'in kış lastiğiyle ne ilgisi var"
Hükümetin ’rejim değişikliği’ eleştirilerine verdiği yanıtı değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Rejim değiştiriliyor. Biz ’Rejim değiştiriliyor’ dediğimiz zaman ’Hayır, cumhuriyettir bizim rejimimiz’ diyorlar. Ama parlamenter demokratik sistem içinde bir cumhuriyet. Tek adam rejimiyle siz parlamenter demokratik sistemi askıya aldığınız zaman rejimi değiştiriyorsunuz demektir. Yetkileri bir kişiye veriyorsunuz. Tek kişi, her şeye egemen oluyor. Yapılan değişiklik, yürürlükteki anayasamıza göre de kendi içinde ciddi çelişkiler yaratıyor. Oturulup, düşünülmüş, tartışılmış bir değişiklik değil" dedi.
Anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanının tarafsızlığını kaybedeceğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Yapılan değişiklikle cumhurbaşkanının tarafsızlığı askıya alınıyor; çünkü aynı zamanda başkan, bir siyasi partinin de genel başkanı olacak. Bir siyasi partinin genel başkanı tarafsız olamaz. Bir milletvekili tarafsız olamaz; ama anayasada başkanın, cumhurbaşkanının parlamentoda yapacağı yeminde tarafsızlık ilkesi var. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Sayın Cumhurbaşkanı açıkladı. ’Bir insanın karakterinde tarafsızlık olur mu?’ Olmaz. Doğru diyor. Ben bir partinin genel başkanı olacaksam tarafsız olamam. Kendi içinde temel bir çelişkiyi yaratan bir anayasa değişikliğine ne diyeceğiz? Bir partinin genel başkanı Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinden 12’sini tayin ederse orada yargı bağımsızlığından söz edilebilir mi? Bir siyasetçi eğer hakim tayin ediyorsa orada yargı bağımsızlığı olmaz"
"Yetki devrediliyor"
Yeni anayasa ile ’yetki devri’ olacağını savunan CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Yeni anayasa değişikliğiyle devletin yapısı ve işleyişiyle ilgili düzenlemeleri TBMM değil, başkan belirleyecek. Yetki devrediliyor; ama anayasanın bir başka maddesinde de ’Yetki devredilemez’ diyor. Kendi içinde çelişkiler var. Aynı zamanda bu Meclis’i bir kişi hiçbir gerekçe göstermeden feshedebilecek. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e verilmeyen yetki, bir kişiye veriliyor. Milletin oyları bir kişi için geçerli değil, milli irade de geçerli değil. ’Milli irade benim, ben istediğim zaman parlamentoyu feshederim’ diyor. Buraya gelmeden önce Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünü açtım. Sözlüğe baktım, ’Diktatör nedir’ diye. Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde aynen şu yazıyor. ’Bütün siyasi yetkileri kendinde toplamış kimse, diktatördür’. Devletin resmi kurumu, Başbakanlığa bağlı. Evet, doğru. Yetkileri dağıtmak, hakları güvence altına almak varken, neden bir kişiye bütün bu yetkileri veriyoruz? Bunun mevcut cumhurbaşkanıyla da ilgisi yok. Bir anayasa bu. Sürekli olacak bir düzenleme"
"Demokrasi mi istiyoruz tek adam rejimi mi istiyoruz?"
Türkiye’nin tehlikeli bir sürecin içine sokulduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Yeni anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanı, yurt dışına gittiğinde seçimle gelmeyen birisi vekalet edecek. Ne zaman olur seçimle gelmeyen kişilerin vekaleti? Darbe dönemlerinde olur. Kenan Evren, darbeyi yaptı geldi. Seçimle mi geldi? Hayır. Ne kadar tehlikeli bir sürecin içine Türkiye’nin sokulduğunu bilmenizi isterim. O açıdan bu süreç, milli Kurtuluş Savaşı sürecimizin ikinci adımıdır. 80 milyon vatandaşımın tek tek sorumluluğu var. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Demokrasi mi istiyoruz, tek adam rejimi mi istiyoruz? Oylanan budur. Gerisi laf-ı güzaftır"
Anayasa değişikliği referandumunun bir parti seçimi olmadığını vurgulayan CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Daha büyük bir tehlikesi var. Bir kişiyi, başkanı kandırdınız mı devasa Türkiye Cumhuriyeti’ni ele geçiriyorsunuz. Sadece yayımlayacağı kararnameler. Hazırlıkların tamamını yapacak. Müsteşar, genel müdür, büyükelçi, vali kim olacak. Bütün bunların hepsini yapacak. Devletin bütün kadrolarını bir öğleden sonra tamamını değiştirecek ve devleti ele geçirecek. Böyle devlet olur mu? Olayın ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığını ve Türkiye’nin nasıl bir maceraya sürüklendiğini hep birlikte görüyor muyuz? Bunun AK Parti ile CHP ile MHP ile HDP ile Vatan Partisi ile Saadet Partisi ile ilgisi yok. Bu, bir Türkiye ve memleket sorunu. Ben bütün vatandaşlarımı göreve çağırıyorum. Birlikte mücadele edeceğiz. Eğer biz bu mücadeleyi yeterince yapamazsak kendi çocuklarımıza hesap veremeyiz. Bu çalışmanın böyle büyük mitingler düzenleyerek sonuca ulaşması mümkün değil. Bu çalışma doğrudan doğruya ev ev, kapı kapı, kahve kahve dolaşarak yapılması lazım. Bütün vatandaşlara anlatılması lazım"
Olağanüstü hal (OHAL) uygulamasına yönelik eleştirilerde bulunan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Kışın kullanılacak araba lastiğinin OHAL ile ne ilgisi var? Kararname ile düzenleniyor. Okulların kapatılması, açılması ne ile düzenleniyor? Kararname ile düzenleniyor. Şu anda zaten fiilen TBMM’nin yetkileri elinden alınmış durumda. Sorun şu; TBMM Başkanı, çıkıp, şu açıklamayı yapmaya cesaret edemiyor. ’Siz, parlamentonun yetkilerini gasp edemezsiniz’ diyemiyor. Sorun burada. Herkes üstlendiği görevi yerine getirse sorun çözülecek" diye konuştu.