CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, terör örgütü IŞİD'in rehin aldığı iki askeri yakarak öldürmesine ait olduğu iddia edilen video görüntülerine ilişkin olarak "Hükümetten askerlerimizin diri diri yakıldığı görüntülere ilişkin cevap bekliyoruz" dedi.
CHP lideri hükümetin izlediği Suriye politikasını eleştirerek " Devleti yönetemiyorlar, Ortadoğu bataklığından çıkamayacaklar" ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri durumunda Türkiye'de terörü bitireceklerini vurgulayarak "İktidara geldiğimizde hem terörü bitireceğiz, hem Suriyeli kardeşlerimizin tamamını Suriye’ye göndereceğiz." diye konuştu.
Uşak'ta konuşan Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
"Bu ülkede yaşayan sade bir vatandaş olarak ağırıma gidiyor. Onların gidiyor mu, hayır. Yağmur yağdı diyorlar. Böyle şey olabilir mi? 3 milyon Suriyeli geldi. Dedim ki, "CHP iktidarında, sizlerin oylarıyla, bu milletin sağduyusuyla göreceksiniz, hem terörü bitireceğiz, hem Suriyeli kardeşlerimizin tamamını Suriye’ye göndereceğiz.
Bizim ülkemizin insanı değerlidir. Görüşü ne olursa olsun, herkesin işinin olması lazım. Her evde tencere kaynaması lazım. Memlekette huzuru nasıl sağlayacaksınız? Aç ve açıkta olan ülkede huzur, bereket olur mu?
Şu ülkenin geldiği hale bakın. 14 yılda Türkiye’nin her tarafında casuslar cirit atıyor. Nerede bomba patlayacağını büyükelçilerden öğreniyoruz. Elini vicdanına koysun vatandaşlarım. Böyle bir memleket olur mu, böyle bir Türkiye olur mu? Ne olacak bunların hali?
Kime iş vereceksin? Kim getirdi bunları Türkiye’ye? Sana söyledik kardeşim. Yapma dedik. Bir insana düşmanlık üzerine dış politika üretilmez. Suriye halkına niye düşmansın? Düne kadar geldiler.
Bodrum’da beraber tatil yaptılar, kucaklaştılar. Kardeşim Esad dedi, hoşgeldin dedi. Biz Mustafa Kemal’in kültüründen geliyoruz. Yurtta barış olsun, dünyada barış olsun diyoruz. Şimdi Ortadoğu bataklığından çıkamayacaklar. Çıkamazlar da zaten. Çünkü devleti yönetemiyorlar. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti yönetilmiyor zaten. Kim yönetiyor, Allah aşkına. Hükümet var mı bu ülkede, bakanlar var mı?
Her şeyi allak bullak ettiler. Dindar geçiniyorlar. Ya arkadaş, işi ehline vereceksin diyor inancımız. İşi ehline mi verdiler, hayır. Kime verdiler, devletin en kritik noktalarına bizim cemaatten, onu getirdiler. Bizim tarikattan onu getirdiler. Bizim partiden, dayımın oğlu onu getirdiler. Bir baktılar 15 Temmuz’da FETÖ darbe girişiminde bulundu. Onları MİT’e, Genelkurmay’a, müsteşarlıklara, genel müdürlüklere kim yerleştirdi. Sen yerleştirdin. Fatura kime, fatura vatandaşa. Bank Asya’ya izin veriyorlar, para yatırana ceza kesiyorlar.
"Hükümetten askerlerimizin diri diri yakıldığı görüntülere cevap bekliyoruz"
Asıl yapacağımız konu, devletin başına bunu bela edenlerden hesap sormak. Değerli arkadaşlarım, gittiler, Oslo'da oturdular, İmralı'da masa kurdular, Dolmabahçe'de oturma düzenini bile belirlediler, şimdi utanmadan rezilce CHP'yi suçluyorlar. Bunların ar damarı çatlamış, ben bunlara ne diyeyim. El Nusra, bir terör örgütü bakın. Daha üç gün önce Putin Erdoğan2a telefon ediyor, El Nusra'yı oradan çekin.
Erdoğan da kalktı konuşma yaptı. Evet dedi, bizim arkadaşlara söyledim çekilsinler dedi. Bu Türkiye'yi bir terör örgütüyle ilişkilendirmektir. Dün ne yaptılar? İran, Türkiye, Rusya oturdu, El Nusra'yı terör örgütü ilan etti.
Dün ne diyordu bugün ne söylüyor. Onun dışındakileri terör örgütü saymıyorlar. Görüntüler var. Askerlerimizin diri diri yakıldığı, başlarına kurşun sıkıldığı görüntüler var. Hükümetten cevap bekliyoruz. Araştırıyoruz diyorlar hayır adam gibi cevap vereceksin. Suriye'yi başımıza bela ettin, hesabını da vereceksin.
"Gayrımilli bir dış politika izleniyor"
Gayrimilli bir dış politika izleniyor, millilikle yakından uzaktan ilgisi yok. Faturayı bu ülkenin çiftçisi, sanayicisi ödüyor. Ankara'daki beyler hiçbir fatura ödemiyor. Bunun hesabını sormamız lazım. Sokaktaki vatandaşın da bunu düşünmesi lazım. Benim çocuğumu Suriye'ye gönderiyorsun, sen niye çocuğunu göndermiyorsun, vatan sevgisiyse hepimiz için geçerli. Sen niye göndermiyorsun?
İş ölüme gelince sen git, malı götürmeye gelince bana ait burası. Olmaz, olmaz. Değerli arkadaşlarım, şimdi başımıza bir bela daha açmak istiyorlar, anayasayı değiştireceğiz diyorlar. Başkanlık sistemini getireceğiz diyorlar.
Efendim "1923 yılında rejim kuruldu, biz değişikliği yapmıyoruz" Bal gibi yapıyorsunuz, cumhuriyet ve demokrasiyi kaldırarak dikta yönetimi getireceksiniz. Getirebilecek misiniz? Hayır, tek kişi kalsak bile mücadele edeceğiz. Bunun mücadelesini vermek namus borcumuzdur. CHP Genel Başkanı olarak söylüyorum, bunun mücadelesini vermek CHP'nin namus borcudur.
Bu ülkeye dikta yönetimini getirmeyeceğiz, onların gözünün içine baka baka söyledim. 16 Temmuz'da TBMM'de, 7 Ağustos'ta Yenikapı'da söyledim. "Ne darbe, ne dikta, yaşasın tam demokrasi" dedim. Efendim "çoğunluğumuz var, el kaldırıp indireceğiz, diktayı getireceğiz" diyorlar. Senin çoğunluğun bize yetmez, biz ülkemizi seviyoruz.
Mesele benim meselem değil, mesele bu ülkenin 80 milyon vatandaşının meselesi. Bu ülke kurulurken el kaldırıp indirilerek mi kuruldu. Bu ülke kurulurken şehitler, gaziler yok mu? Öyle altın tabak içinde mi Cumhuriyet bize sunuldu. Bizim sınırlarımız Batılılar mı çizdi? Kan döktük ya. koca Osmanlı bir kilo şeker üretemiyordu, övünüyorlar ya. O bir kilo şekeri neresi üretti? 1926'da Uşak üretti. Koca Osmanlı bir tüfek üretemiyordu, o yüzden diyor ya ozan, delikli demir icat oldu mertlik bozuldu diye. Bir delikli demir icat edemedi Osmanlı.
Kılıçdaroğlu'ndan MHP'lilere: Biz de ülkücüyüz; Erdoğan eyalet sistemi istiyor, peşine takılanlardan utanıyorum
Kim getirdi bu hale Türkiye'yi? Osmanlı ile övünelim, elbette övünelim. Gurur duyuyor muyuz elbette duyuyoruz. Ama tarihini bilmeyen, geleceğini şekillendiremez. Çocuklarımız okula gidecek huzur içinde. Her evde bereket olacak. Bir ülke mutlu mudur değil midir? Tek ölçüsü var. Eğer bir ülkede yaşayan kadınların yüzü gülüyorsa o ülkede huzur vardır. Kimin huzuru var şu an? Hiç endişe etmeyin.
Hiç endişe etmeyin. Biz bu ülkede bir kişi bile olsak bunun mücadelesini vereceğiz. Unutmayın en karanlık ortamda dahi, İstanbul işgal edilirken dahi bindi Bandırma'dan, geldiler haklılardı, bir davaları vardı.
Türkiye'yi düşmandan temizlemek, dünyada saygın kılmak. Bir davaları vardı, Cumhuriyet'i demokrasiyle taçlandırmak. Dünya tarihinde örneği yoktur bakın. Tek başına bir lider, tek parti döneminde çok partili hayata geçiyor, seçimi kaybettiği zaman evine gidiyor.
Dünyada yoktur başka örneği. İsmet Paşa'ya soruyorlar "Yenildin" diye. Paşa diyor ki "Bu benim en mutlu yenilgim, demokrasiyi getirdim". Bir adam olacak, milletvekillerini o tayin edecek, partinin genel başkanı olacak, namusu ve şerefi üzerine yemin edecek "Tarafsız" olacağım diyecek. Aranızda MHP'li var mı yok mu bilmiyorum, MHP'li arkadaşlarıma şunu söyleyeyim. Siz ne kadar milliyetçiyseniz biz de o kadar milliyetçiyiz, siz ne kadar ülkücüyseniz biz de o kadar ülkücüyüz.
Bakın eyalet sistemi gelebilir. Öcalan istiyor, Erdoğan istiyor. Evet onun ağzından söylüyorum. Eyalet sistemini savunandan biri de Recep Tayyip Erdoğan'dır, beni utandıran da onun arkasına takılanlardır.
"Kinle öfkeyle devlet yönetilmez"
Siz ayrım yapıyorsunuz, bakın ayrım yapıyorlar. Kinle öfkeyle devlet yönetilmez. İntikam duygusuyla devlet yönetilmez. Devlet tecrübeyle yönetilir. Siyaset, köşeyi dönme sanatı değildir. Siyaset, kul hakkı yeme yeri değildir. Siyaset ahlaklı, namuslu, hak arayan insanların yeridir. Bir milyonu aşkın mağdur yarattılar. Kolektif suç ürettiler. Bir kişi suç işlemiş, onu, babasını çocuklarını hepsini açlığa mahkum ediyorsunuz, böyle devlet mi olur. Kendisi hem hakim, hem vali, hem kaymakam, hem milletvekili, hem odacı, hem kapıcı, her şey.
E peki bu 80 milyon ne? 80 milyon da o beyefendinin kölesi olacak. Buna izin asla vermeyecek. Aç tavuk kendini buğday ambarında sanıyor, milli kurtuluş savaşı mücadelesini yeniden yapacağız, demokrasi mücadelesini yeniden yapacağız, bağımsız yargı mücadelesini yeniden yapacağız, medya özgürlüğü mücadelesini yeniden yapacağız. Bu ülkeye demokrasi ya gelecek, ya gelecek, başka yolu yok.
Sabah STK'larla konuştum, hepimiz bu ülkenin geleceğinden sorumluyuz. Kimse benim sorumluluğum yok demesin.
"İşsizlik var, Ankara'daki beyefendilerin çocuklarının hiçbiri işsiz değil"
İşsizlik var, Ankara'daki beyefendilerin çocuklarının hiçbiri işsiz değil. Çocuğunuz askere gidiyorsa siz de sorumlusunuz, bu Ankara'daki beyefendilerin çocukları niye gitmiyor? Her cenazeye katılırlar, bayrak asılan evlere Allah aşkına gidin. Annelerin acıları çok fazla, bu kadar acıyı memleket kaldıramaz. O nedenle hepimizin düşünmeye ihtiyacı var.
Hepimizin yeni ve güzel bir geleceği tasarlamaya ihtiyacı var. Birbirimizin düşüncelerine katılmasak bile insanca birbirimizi dinlemeye ihtiyacımız var. Kimsenin inancına müdahale etmemeye ihtiyacımız var. Bu ülkede 80 milyon vatandaşın huzur içinde yaşamaya ihtiyacı var. Hepimizin bu ülkede insanca yaşamaya ihtiyacı var. Aramızda muhtarlarımızda var, sizin sorunlarınızı da en iyi bilen parti CHP.
Demokrasi seçimlerde en güzel uygulanıyor derseniz muhtar seçimleri derim. Peki milletvekili seçimleri öyle mi? Oturur liderler bir kağıdın üstüne, vatandaşa bunlara oy vereceksin derler. Size sözüm söz, bunu da değiştireceğiz. Bu ülkeye tam demokrasi getireceğiz. Milletin vekilini millet seçecek, ön seçim yapıyoruz millet seçsin diye. Ankara'daki bazı beyler diyor ki "Efendim biz seçeceğiz, milletvekili ne anlar".
Bir şey daha söyleyip sözlerimi bağlayayım. Kim etnik kimlik üzerinden siyaset yapıyorsa vatan hainidir, kim inanç üzerinden siyaset yapıyorsa vatan hainidir, kim yaşam tarzı üzerinden siyaset yapıyorsa vatan hainidir. Jim bu ülkenin geleceği için, huzuru için demokrasi vaadinde bulunuyorsa o da bu ülkenin vatanseveridir. Bir şey daha, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine son vereceğiz. İşsizlikle mücadele edeceğiz, bu ülkede her evde tencere kaynayacak, her kadının yüzü gülecek. Güzel, mutlu, huzurlu bir Türkiye umuduyla sizleri selamlıyorum