T24- CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, çözüm için İmralı ile görüşülüp görüşülmeyeceği yönündeki bir soruya “Hükümet görüşüyor. Biz ‘görüşmeyin’ demedik. Ecevit döneminde de yapıldı. Bütün mesele şu; biz halkımızı aldatıyoruz. Doğrular bazen acı olabilir. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Biz onuncu köye de gideceğiz” diye konuştu.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak ve Başdanışmanı Ali Kılıç ile birlikte CHP muhabirleriyle kahvaltıda buluştu. Erdoğan’ın davaları çekmesini ve balkon konuşmasını inandırıcı bulmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, seçimlere ilişkin olarak da bekledikleri oyu alamadıklarını ama sonucun hezimet de olmadığını söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kurultayın “normal akış” içerisinde olacağını belirterek muhaliflere, “Medya üzerinden konuşmayın. Gelin randevu alın” mesajı gönderdi. Deniz Baykal’ı isim vermeden de eleştiren Kılıçdaroğlu, “Daha önce bundan yakınanların yine aynı konumda olduklarını” belirtti. Abdullah Öcalan ile görüşülebileceğini de ifade eden Kılıçdaroğlu, “Başbakan görüşüyor dediğimiz zaman ‘diyenler şerefsiz’ dedi. Kim şerefsiz?” diye konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın balkon konuşmalarına inanmadığını da belirten Kılıçdaroğlu, “Bize açılan davaları geri çekebilir zaten kazanamayacaktı” dedi.
Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak ve Başdanışmanı Ali Kılıç ile birlikte CHP muhabirleriyle kahvaltıda buluştu. CHP lideri, Kürt sorununun çözümü için gerekirse daha önce yapıldığı gibi İmralı ile var olan görüşmelerin sürdürülebileceğini yinelerken Erdoğan’ın balkon konuşmalarının bir jest olmadığını, daha önce de bu konuşmaların yapıldığını ama hiçbir şey elde edilmediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Ben her türlü hakareti, her türlü kötülüğü yapayım, nasıl olsa ben seçimden sonra gider balkonda konuşma yaparım, herkesin gönlünü alırım diye düşünüyorsa, bunun adı ikiyüzlülüktür, samimiyet değildir. Helalleşme hiç değildir” dedi.
‘Halkımız aldatılıyor’
Kürt sorununun çözümü için İmralı ile görüşülüp görüşülmeyeceği yönündeki bir soruya Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi: “Eğer bir ülkede var olan bir sorunun çözümü için bütün taraflarla görüşülecekse, hükümet görüşüyor, daha önce de görüşüldü, görüşmeler yapıldı. Dolayısıyla biz sadece salt siyasal çerçeveden bakıp ‘Hayır, böyle bir görüşme yapılmamalıdır’ demeyi doğru bulmadık. Ecevit hükümeti döneminde de görüşmeler yapıldı, AKP hükümeti döneminde de görüşmeler yapıldı. Bütün mesele şu, biz halkımızı aldatıyoruz. Görüşmeler yapılıyor, halka doğruları söylemiyoruz. Ben de siyasete atılırken halka söz verdim, halka her yerde, her ortamda doğruları söyleyeceğim diye. Doğrular bazen acı olabilir. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Biz onuncu köye de gideceğiz. Hükümet zaten görüşüyor. Ama orada sorulması gereken şu; hükümetin görüşme yaptığı ilk dillendirildiğinde Sayın Erdoğan çıktı, dedi ki ‘Bunu söyleyenler şerefsizdir’. Şimdi ben sizin vicdanınıza sesleniyorum, kim şerefsiz?”
Kılıçdaroğlu’nun mesajları özetle şöyle:
‘Zaten kazanamayacaktı’
Başbakan’ın geri çektiği davaların büyük bir kısmını kazanamayacağı belli. Seçim sürecinde AKP’yi eleştirmişiz, o da bizi eleştirdi. Bu eleştiriler bağlamında açılan davalardan vazgeçmiş, kendi bileceği bir şey. Bunun helalleşmeyle, yeni bir beyaz sayfayla bir ilgisi yok. Medyanın bu tür tavrını anlamakta zorluk çektiğimi de ifade edeyim. Daha önce de balkon konuşması yapılmıştı, ne oldu? Seçim öncesi dedikleri ile sonrası dediklerine bakınca biz inanmıyoruz.
Başarı da yok hezimet de
Beklediğimiz oyu aldık mı, hayır. Bunu zaten baştan beri söylüyorum. Aldığımız sonucu bir hezimet olarak değerlendirmek gerekir mi, ona da hayır. İnsaflı bir değerlendirme yapmamız lazım. 6 aylık bir süreç içerisinde yoğun bir çaba harcadığımızı hiç kimse yadsımıyor.
Baykal’a gönderme
CHP’nin kısmen de olsa elde ettiği bu sonucu -başarılı başarısız bu tartışılabilir- tabii ki elde ettiği sonucu ileriye taşıma konusunda, büyütme konusunda katkı verecek her partiliye saygı duyarım. Bu katkı bizi övme şeklinde değil. Eksikliklerimizi gösterme, yanlışlarımızı ifade etme, nasıl davranmamız gerektiği yönünde tavsiyeler olursa bu katkılara her zaman açığız. CHP’lilerin medya üzerinden eleştiri yapmalarını doğru bulmuyorum. Ben Genel Başkanım, varsa eleştirilecek bir şey randevu alınır, gelinir, eleştiriler yapılır, yanlışlarımız söylenir, biz herkese saygı duyarız ve dinleriz. Biz de görüşlerimizi ifade ederiz. Medya üzerinden konuşmak doğru değil, hele hele bunu yıllarca parti yönetiminde görev yapmış arkadaşlarım, bu şikâyetleri o dönem dile getirdiklerini ben biliyorum. Aynı şikâyetleri dile getirenlerin bugün aynı konuma düşmelerini doğru bulmuyorum. Medya aracılığıyla karşılıklı tartışma doğru değil.