CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın art arda kendilerini eleştirmesini “AKP’de ciddi bir kırılma var, ciddi bir bozgun var. Bozgunu yaşıyorlar. Bize yönelik olarak suçlama yaparak kendi tabanlarını bloke etmek istiyorlar. Ama taban ‘Artık eski söylemlere karnımız tok’ diyor. Çünkü onlar yoksulluğu da, işsizliği de, ekonomik şartları da görüyorlar” diye yorumladı. Kılıçdaroğlu, “Cinnet halinde konuşan zaten iki kişi var. Üçüncü kişi yok. Biri Davutoğlu, diğeri Erdoğan. Biz, onları muhatap alıp bir şey söylemiyoruz zaten. Dolayısıyla bağıran çağıran kızan kendileri. Onu da cinnet hali olarak görüyorlar. O da doğal tabii. Kimse muhatap olmuyor, onlar bağırıp çağırıyorlar” diye konuştu.
Seçim sürecinde 130 mitingi geride bırakan Kılıçdaroğlu, sandıkların kurulmasına 48 saat kala son mesajlarını Cumhuriyet’ten Fırat Kozok’a verdi.
Fırat Kozok’un Kılıçdaroğlu ile yaptığı söyleşi şöyle:
Başbakan Davutoğlu, sizin için ‘Hayal kurmakla meşgul, rüya görüyor’ dedi. 130 miting sonrasında vaatleriniz ve beklentileriniz konusunda ne düşünüyorsunuz?
İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar. Davutoğlu’na bir şey söylemiyorum. O söyleyebilir istediğini. Ama görünen şu gerçek var; AKP’de ciddi bir kırılma var, ciddi bir bozgun var. Bozgunu yaşıyorlar. Bize yönelik olarak suçlama yaparak kendi tabanlarını bloke etmek istiyorlar. Ama taban, “Artık eski söylemlere karnımız tok” diyor. Çünkü onlar yoksulluğu da, işsizliği de, ekonomik şartları da görüyorlar. Vatandaşlar görüyor.
‘Cinnet halindeler’
AKP’de 3 dönem kuralına takılan Bülent Arınç, “Türkiye bir cinnetin içinde bazı siyasiler söylemlerinde ipin ucunu kaçırdı” dedi. Üstünüze alındınız mı?
Cinnet halinde konuşan zaten iki kişi var. Üçüncü kişi yok. Biri Davutoğlu, diğeri Erdoğan. Biz, onları muhatap alıp bir şey söylemiyoruz zaten. Dolayısıyla bağıran çağıran kızan kendileri. Onu da cinnet hali olarak görüyorlar. O da doğal tabii. Kimse muhatap olmuyor, onlar bağırıp çağırıyorlar.
Miting meydanlarında konuşurken işsizliğe, yoksulluğa çözüm mü üretiyorlar, medya üzerindeki baskıyı mı kaldıracağız diyorlar. Eski tas eski hamam gidiyorlar yani.
Başkanlık sistemi ile ilgili tartışmaların AKP içinde de ayrışmaya neden olduğu yabancı basına da yansıyor. Farklı çıkışların nedeni bu olabilir mi?
Başkanlık sistemi zaten olmaz. Baştan belliydi olmayacağı. 1 CHP milletvekili olsa bile olmaz. Parlamentoda yetiyor onlara 1 CHP milletvekili. Başkanlık sistemi olmaz çünkü bu ülkenin 200 yıllık parlamenter deneyimi çöp sepetine atılacak kadar ucuz bir tarih değildir.
200 yıllık bir deneyim var bu ülkede. Parlamenter sistemden şikâyet ediyorsan bunun temel nedeni 12 Eylül darbe yasalarıdır. Değiştir darbe yasalarını. Lider sultasını kaldırdığı andan itibaren kendisine birçok insan, “Sayın Başbakan, sayın Cumhurbaşkanı yanlış yapıyorsun” diyecek. Şimdi korkudan kimse bir şey söyleyemiyor. Evren’den ne farkı var bunun. Aynı düşüncede insanlar bunlar.
Sizin gibi AKP de son dönemece yeni bir reklam sloganıyla girdi; ‘ikinci yarı başlıyor’...
Sonlarının geldiğini hatırlatan slogan. “Birinci yarıya gittik, artık bitiyoruz.” Mumun söndüğü tarih, ikinci yarı.
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Kobani olaylarından bir gün önce Davutoğlu ile görüştüğünü ancak Davutoğlu’nun kendisini umursamadığını söyledi.
Baştan da umursamıyorlardı zaten. Suriye’de kan aktı diye bunlar umursadı mı? Hayır. Akan kandan zevk duyan bir siyasal anlayış olabilir mi? Bunlar o anlayışa sahip. Niye silah gönderiyor, eline veriyor. Kan aksın diye. Kendi kişisel fantezilerini hayata geçiriyorlar. İntikam duygularını hayata geçiriyorlar. Kendisi gibi düşünmeyenlerin öldürülebileceği, öldüren insanlara da kendilerinin silah verebileceklerini kanıtladılar zaten. Onların bir şey umursadığı yok ki zaten.