Gündem

Kılıçdaroğlu: Erdoğan'ı iptal noktasına taşıyan, İstanbul'un rantını yiyen yakın çevresi

CHP Genel Başkanı, seçimlerin boykot edilmesinin söz konusu olmadığını dile getirdi

08 Mayıs 2019 01:08

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yüksek Seçim Kurulu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal etmesinin ardından partisinin yetkili kurullarıyla arka arkaya olağanüstü toplantılar düzenleyerek, izlenecek yol haritası konusunda görüşleri aldı.

CHP MYK, Parti Meclisi ve Meclis grubunda, İstanbul seçimini boykot kararını gündeme getirenler olsa da, oybirliğine yakın bir oyla 23 Haziran'da yenilenecek seçimlere katılım kararı alındı.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Meclis'teki makamında, BBC Türkçe'nin de aralarında bulunduğu bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı, yenilenecek İstanbul seçimlerine ilişkin izleyecekleri yol haritasının ipuçlarını verdi.

Kılıçdaroğlu'na göre seçim gecesi yaptığı balkon konuşmasında İstanbul'da seçim sonuçlarını kabul etmiş görünen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı "seçimin iptali" için ısrar noktasına taşıyanlar, "İstanbul'un rantını yiyen yakın çevresi.":

"İstanbul rantını, İstanbullu'ya vermek istemiyorlar. Bir avuç kişiye, bir avuç AK Partili'ye vermek istiyorlar. İstanbul'un rantı o kadar değerli ki, burada milyon dolarlar var. Halkın, milyonlarca kişinin sefaletinin önlenmesini istemiyorlar. Kendilerine muhtaç, bir dilim ekmeğe muhtaç olsun ki 'ben ona ekmek verdiğim zaman bana oy versin.' Bu anlayışı yerleştirmek istiyorlar, geniş kitlelere."

Kılıçdaroğlu, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin iptaldeki rolünü sorduğumuzda ise, "O Ak Parti'den oy kapma telaşında. Onun amacı başka, seçimler filan değil onun amacı..." demekle yetindi.

Kılıçdaroğlu, İstanbul'a geçici belediye başkanının belediye meclis üyeleri arasından değil de İçişleri Bakanlığı tarafından atanmasına "Ortada yasa yok ki, bizim anladığımız anlamda bir hukuk devleti olmaktan çıkmış Türkiye" sözleriyle tepki gösterdi. Peki "hukuk devleti olmayan yerde nasıl mücadele edecek?"

CHP Lideri "demokrasinin uzun soluklu bir mücadele" olduğuna vurgu yapıp, şu görüşleri dile getirdi:

"Demokrasinin kurallarına uyulmuyor diye, bizim mücadeleden vazgeçmemiz, alanı tamamen totaliter yönetime, diktatörlüklere bırakmak olur. Biz kararlılıkla her koşulda mücadelemizi sürdüreceğiz. Demokrasi gelinceye kadar bizim mücadelemiz sürecek..."

Saadet ve DSP'nin adayını çekmesini isteyecek mi?

31 Mart'ta olduğu gibi yerel seçimlere İYİ Parti ittifakı ile gideceklerini bir kez daha vurgulayan Kılıçdaroğlu, kendi adayını çıkaran Saadet Partisi ve Demokratik Sol Parti'den adaylarını çekmelerini isteyecek mi?

CHP Lideri, "aday çekme" konusuna girmedi ancak AKP-MHP ittifakı karşısında yer alan her kesimle yüzyüze görüşeceğini ifade etti.

Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu'nu ziyaret ederek, seçim sürecine ilişkin görüş alışverişinde bulunacağını anlatan Kılıçaroğlu, "Biz zaten buna 'millet ittifakı' dedik. Demokrat Parti de dahil olmak üzere.. Biz zaten Ekrem beyi (İmamoğlu) CHP'nin adayı olarak göstermedik, millet ittifakının adayı diye lanse ettik. Saadet aday gösterdi ona da saygı gösterdik, çünkü ittifakı öngören bir yasal düzenleme yok yerel seçimlerde. Ama partiler aday göstermeyerek karşılıklı destek verebiliyor" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun, 31 Mart yerel seçimleri öncesinde ittifak yapmak için görüşmediği tek parti DSP'ydi.

Aracılarla nabız yoklanmış, ancak iki taraf koşullarda uzlaşılamayacağı anlaşılınca DSP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına Muammer Aydın'ı aday göstermişti.

Ancak, bu kez Kılıçdaroğlu görüşme mesajını doğrudan "DSP ile görüşeceğiz, Demokrat Parti ile de görüşeceğiz" sözleriyle verdi.

Boykota neden karşı çıkıyor?

Seçimin iptal kararının hemen ardından yapılan olağanüstü toplantılarda "boykot" dahil bütün seçenekler tartışılmıştı. Boykot seçeneğine baştan beri sıcak bakmadığı bilinen Kılıçdaroğlu, bu konudaki soruya da şu yanıtı verdi:

"Aşağı yukarı bütün milletvekillerimiz (seçime girilmesine) destek verdiler, tabi boykotu öneren arkadaşlarımız da oldu, sandığa gitmeyelim diyen arkadaşlarımız da oldu ama hem parti meclisi hem de milletvekillerinin büyük bir ağırlığı 'hayır gitmeliyiz, mücadelemizi yapmalıyız ve sonuç almalıyız' diye. Çünkü biz mücadelenin galibiyiz, mağlubu değiliz ki, niye bir gerekçe yaratıp da boykot edelim, bir daha yeneceğiz. Üstelik büyük farkla yeneceğiz bu sefer. Çünkü gerçekten de İstanbul'un vicdanı rahatsız. Yani Ekrem bey şu kısa süre içinde ne yaptı? Fakir fukara lehine ne gerekiyorsa hepsini yaptı, onların 15-20 yıldır yapmadığını bu kısa süre içinde yaptı. Su fiyatlarını indirdi, ulaşımı ucuzlattı, öğrencilere avantaj sağladı, 0-4 yaş arasındaki anne çocuğu ile bir yere giderken ücretsiz yaptı. Daha ne olsun yani. İlk kez halka dokunan, halktan yana karar alan bir belediye başkanıydı. Uzun süre ilk kez belediye başkanı ile karşılaştı İstanbullu. E halk bunu görecek."

İstanbul için seçim kampanyasını zaten başlattıklarını belirten Kılıçdaroğlu, bunu bir "Türkiye seçimi" havasına sokmayacaklarını, bir yerel seçim çalışması yürüteceklerini anlattı. "Tabii İstanbul'a gelip, Ekrem beyin kazanmasına yönelik çaba harcayanlar olursa, başka kentten kırsaldan insanlar gelebilirler, memnun oluruz" diyen Kılıçdaroğlu, diğer büyükşehir belediye başkanlarından destek alınıp alınmayacağına ilişkin soru üzerine de, yol haritasının önümüzdeki hafta netleşeceğini belirtti:

"Yol haritası şöyle; kim İstanbul'un hangi bölgesinde çalışacak, yani birincisi yol haritası nasıl olacak, iki söylemler ne olacak. Bununla ilgili özel bir çalışma yapıyoruz. Bu da kısa süre içerisinde biter. Bu çalışmayı parti dışından bir gruba, bir şirkete yaptırıyoruz."