T24- CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, TİM Genel Kurulu'nda konuşması sonrasında salondan ayrılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sitem etti. Kılıçdaroğlu, "Muhalefet liderinin konuşmasını dinlemeden gitmek var mı?" diye sordu.
Erdoğan ve Kılıçdaroğlu'nun TİM'deki konuşmaları için TIKLAYIN
Seçim sonrası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Başbakan Tayyip Erdoğan arasında ilk buluşmada gerilim yaşandı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) 18. Olağan Genel Kurulu'nda konuşan Başbakan Erdoğan, konuşması sonrasında açılışa katılacağını belirterek salondan ayrıldı.
Daha sonra kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a sitem etti.
Kılıçdaroğlu, demokrasiden, özgürlükten, hukukun üstünlüğünden söz edildiğini belirterek, şunları söyledi:
''Demokrasiden söz eden bir kişinin ana muhalefet partisi başkanını dinlemesi gerekir mi, gerekmez mi? Demokrasi bu mu? Eğer demokrasiden söz ediyorsak karşıt düşünceleri dinleme tahammülümüzün olması gerekir. Karşıt düşünceleri dinlemeyip kendi kendinize propaganda yapıp sonra meydanı bırakıp gidiyorsak bu olmaz. Önce bir doğrunun altını çizmemiz lazım. Muhalefet önemli. Ben de biliyorum önemli. Her ülkede iktidar olur ama sadece demokrasilerde muhalefet olur. O nedenle demokrasi söylemimizin inandırıcı olması için eylemlerimizle söylemlerimizin tutarlı olması lazım. Konuşacağım ama konuştuğumun gereğini yapmayacağım. Kusura bakmasınlar birbirimizi kandırmayalım.''
'Seçme seçilme özgürlüğü vardır'
Herkesin seçme ve seçilme hakkı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
''Seçme seçilme hakkı vardır her yurttaşın. Seçme seçilme özgürlüğü vardır. Cumhuriyet başsavcılığına başvurup (aday olmak istiyorum aday olmama da engel bir şey var mıdır yok mudur) dediniz ve kağıdınızı aldınız. İstediğiniz partiden aday oluyorsunuz. YSK bakıyor belgelere, (senin aday olmanda bir engel yok) diyor. Kararını alıyor ve Resmi Gazete'de yayınlanıyor. Halkın iradesini biliyoruz. Halk seni milletvekili seçiyor. YSK onaylıyor adını milletvekili diye yazıyor. Resmi Gazete'de yayınlanıyor. Ayrıca YSK TBMM'ye de yazını gönderiyor. Siz tutuklusunuz mahkum değil. Hakkınızda verilmiş bir hüküm yok. Sadece tutuklusunuz. Neden tutuklusunuz o da meçhul. Ama tutuklusunuz. Şimdi bu kişinin parlamentoda gelip yemin etmesi lazım. (Efendim sen kusura bakma TBMM'ye gidip yemin edemezsin...) Niçin, (deliller toplanmadı) 3 yıldır deliller toplanmadı. Onun günahı ne? Kim delilleri toplamadı. İktidar ne güne duruyor. Ve daha büyük bir facia deliller toplanmadı ama seni yargılıyorum. Peki yarın bir delil çıkar da, beraat ederse ne olacak. Hiç dünyada böyle bir yargı sistemi gördünüz mü? Hukukun üstünlüğü diyoruz. Efendim kanunlar böyle. Hukuk devletinde, özel yetkili mahkeme olmaz. Ne demek özel yetkili mahkeme. Geldiğimiz nokta şudur, herhangi bir milletvekili bugün öğleden sonra terörle mücadele ekipleri tarafından gözaltına alınabilir. Öğleden sonra yargılanabilir, akşama da doğru da hapse atılabilir. Yeniden ifadenizin alınması için de aradan belli bir süre geçmesi gerekir. Böyle bir şey olabilir mi? Demokrasinin kalitesi bu mu? Siz Cumhuriyet tarihinde olmayan şeyleri yapıyorsunuz.''