Özel Dosya

Kılıçdaroğlu direksiyonu sola kırıyor

Kılıçdaroğlu, sol söylemi yeniden partinin dili haline getirmeye kararlı...

23 Ağustos 2010 03:00


HİLMİ HACALOĞLU/ T24 

“Sizleri 68 kuşağının devrimci ruhunun selamlıyorum”. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, referandum kampanyasında en çok önemsediği İstanbul mitinginde konuşmasına bu sözlerle başladı. Yaklaşık 45 dakika süren mitingde sık sık “emek, alınteri, barış, özgürlük, halkın iktidarı” kavramları sık tekrar etti. Yıllardır CHP mitinglerinde rastlamadığımız bu sözler, yeni dönemde ana muhalefet partisinin siyasi hattı hakkında da fikir verdi.

Kılıçdaroğlu, sol söylemi yeniden partinin dili haline getirmeye kararlı. “Haramilerin saltanatını yıkacağız” dedikçe yükselen “Halkçı Kemal” sloganları genel başkanın bu tavrının kabul gördüğünün zaten ispatı. CHP lideri, soyut kavramlara hiç girmedi. Net mesajlar vermesi, alanla kurduğu ilişki / yönelttiği sorular ilginin hep üst düzeyde kalmasını sağladı.


'12 Eylül acıları bizim acılarımız'

Referandumu hükümet oylamasını çevirmekle eleştirilen Kılıçdaroğlu, İstanbul’da yeni bir pozisyon aldı. “12 Eylül, sola/bize karşı yapıldı” vurgusu yapan CHP lideri, ısrarla biz/onlar ayrımı yaptı. “12 Eylül olduğunda Recep Bey, sen 26 yaşındaydın. Ne yaptın? Hapishaneye mi düştün? İfade mi verdin? İşkence mi gördün? Onların 12 Eylül'de, Kenan Paşa tarafından sırtları sıvazlandı. Acıları biz biliriz”

Gururlu bir şekilde darbe anayasasına “memur Kemal olarak hayır oyu verim” diyen Kılıçdaroğlu, başbakana buradan yüklendi, “ Recep Bey şimdi çıksın söylesin bakalım, 12 Eylül Anayasası'na evet mi verdi hayır mı verdi?”.


İmparator musun baskıcı bir başbakan mısın? 

Başbakanın iş dünyasını hedef aldığı “bitaraf olan bertaraf olur” sözü Kılıçdaroğlu’nun dilindeydi. Bu cümlesi nedeniyle başbakana “şantajcı” sıfatını yakıştıran CHP lideri, “Kimsin sen? Kral mısın imparator mu yoksa baskıcı bir başbakan mısın ?” diye sordu. Bu sözlerin muhatabı iş dünyasına ise moral verdi, “Güçlü olun, yiğit olun, ezilmeyin, korkmayın”. 

Hiç şüphe yok ki Başbakan Erdoğan, sekiz yıllık iktidarı boyunca güçlü lider imajını pekiştirdi. Kamuoyunda bu iktidarın yıkılamayacağına ilişkin güçlü bir algı var. Kılıçdaroğlu, İstanbul’da işte bu algıyı kırmaya çalıştı. Başbakanı “ yalnız anayasa tartışmak” için televizyon düellosuna çağırdı.
Üstelik Kanal 7’yi adres göstermekten çekinmedi, bir de ekledi “gazetecileri de sen seç”. Kılıçdaroğlu’nun meydan okuması bununla sınırlı kalmadı. 1938 Dersim olayları hakkında İsmet İnönü üzerinden CHP’yi eleştiren Başbakan Erdoğan’a, “ ölmüşlerin arkasından konuşma erkeksen çık karşıma” dedi.

Referandumu ilk raunt olarak gören Kılıçdaroğlu’nun asıl hedefi genel seçimler. “ Bunların ezberlerini, kimyalarını bozduk 12 Eylül’den düzenlerini de bozacağım” diyen CHP lideri, “bu mücadelede tek güvencem tek umudum sizlersiniz” sözleriyle tek müttefikinin halk olduğunun altını çizdi.


Türbanı biz özgür kılacağız

Kılıçdaroğlu, terör konusuna pek girmedi. Tek cümleyle “terörü biz çözeriz” demekten ileri gitmedi ama beklenmedik hamlesi alanda herkesi şaşırttı, “ Türbanı biz özgür kılacağız”. CHP lideri, ayrıntı vermedi ama “Benim adım Kemal, ben halkın Kemal’iyim. Sözümün arkasında duracağım, inanç sömürüsüne son vereceğim” dedi.

Sıcağa rağmen kahverengi “hayır” atkısını çıkarmayan Kılıçdaroğlu, Ahmet Arif ve Nazım Hikmet’ten mısralar okudu. Kürsüye eşiyle birlikte çıkan CHP lideri, konuşmasının ardından yine Sevim Hanım’la birlikte halka karanfil dağıttı. Tabii artık alışılageldiği üzere parti yöneticileriyle birlikte beyaz güvercinler de uçuruldu.


Yarın Güneydoğu’da

Referandum performansıyla parmak ısırtan Kılıçdaroğlu, 55. mitingini İstanbul’da yaptı. CHP lideri yarın rotasını güneydoğu Anadolu bölgesine çevirecek. Kılıçdaroğlu, Van, Batman ve memleketi Tunceli’de vatandaşlara hitap edecek.