CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'da düzenlenen CHP 36. Olağan Kurultayı'nda konuştu.
AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında yalnızca Kürt sorunu olduğunu, bugün bu soruna demokrasi, ekonomi, eğitim ve dış politika sorunlarının eklendiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Adına ister Kürt sorunu ister başka bir şey deyin. Bu sorunu çözecek tek parti Cumhuriyet Halk Partisi'dir" diye konuştu.
16 yıllık AKP iktidarını eleştiren Kılıçdaroğlu, iktidarın "Türkiye'nin beka sorunu var" söyleminin ülkenin 2002'den beri ne kadar kötü yönetildiğini gösterdiğini söyledi.
"Hükümete açık ve net bir çağrı yapıyorum" diyen Kılıçdaroğlu, "Suriye hükümetiyle derhal temasa geçin. Suriye'de toprak bütünlüğü sağlanacaksa Suriye devletiyle ilişki kurmak gerekiyor" diye konuştu.
Eğitimin bir partiye militan yetiştirmeye dönüştüğünü belirten CHP lideri, "Kendi çocuklarını denek olarak kullanan tek ülke Türkiye'dir. Bugün her 100 aileden 80'i çocuğunun yurtdışında eğitim almasını istiyor" dedi.
Kılıçdaroğlu, eğitimde vaatlerini şöyle sıraladı:
"İş garantili eğitime önem vereceğiz. Okulundan mezun olduğu gün işi hazır olacak. İşsizler ordusu değil çalışanlar ordusu yaratacağız."
Kılıçdaroğlu, ekonomi konusunda atacakları adımları ise şöyle açıkladı:
"İktidara gelince asgari ücretliden vergi almayacağız. Çiftçinin yüzde 1 kanuni hakkını vereceğiz. Türkiye'yi saman ithal eden ülke ayıbından kurtaracağız.
"Bilgi yoğunluklu, katma değeri yüksek üretimden de Türkiye'yi yönetenlerin haberi yok, biz hepsini hayata geçireceğiz. 21. yüzyılda cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırma kararlılığındayız.
"CHP entellerin partisi diyorlar. Senin dünyadan haberin yok. Taşeron sorununu bu ülkede hangi parti gündeme getirdi?"
Son olarak "demokrasi sorununa" değinen Kılıçdaroğlu, "Demokrasiyi kolay inşa etmedik. Demokrasi için ağır bedeller ödedik. Gencecik fidan gibi çocuklarımızı darağacına gönderdik, başbakanları, bakanları darağacına gönderdik" dedi ve ekledi:
"Demokrasi için bedel ödenmemesi için, herkes düşüncesini özgürce ifade edebilsin diye, bu ülkede medya özgürlüğü sağlansın diye, yargı bağımsız olsun diye, hiçbir aileye zümreye ayrıcalık tanınmasın diye, kadın ikinci sınıf vatandaş kabul edilmesin diye, demokrasiyi savunuyoruz.
"FETÖ ile mücadele adı altında iktidara ne kadar muhalif varsa tüm kurumların üstüne baskı ile gidildi. Akademisyenler tutuklandı, gazeteciler tutuklandı. Milletvekilleri tutuklandı. Grev hakkı yasaklandı. Binlerce kişi kamudan atıldı. 'Suçun bireyselliği' gözardı edildi. Aile boyu suçlama getirildi, insanlar sivil ölüme terk edildi.
"Anayasa uygulanamaz hale geldi. Güçler ayrılığı ilkesi sona erdirildi. Önce parti devletine, şimdi hanedan devletine dönüştürüldü. Bu düzeni yıkmak bizim boynumuzun borcudur. Bu düzeni yıkmak Kuvayı Milliyecilerin namus borcudur."
Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan 2017'de referandumla yapılan anayasa değişikliğinin de gayrı meşru olduğunu söyledi:
"Ama YSK içine yerleştirilen çete, mühürsüz bir seçimi yasal bir seçim haline getirdi. O çeteden de hesap soracağız. Yürürlükteki anayasa değişikliği gayri meşrudur."
CHP lideri, konuşmasını şu sözlerle bitirdi:
"Şimdi duvarı yıkma zamanı. Şimdi bu çarkı değiştirme zamanı. Şimdi cebini dolduranlardan kurtulma zamanı. Türkiye'nin başına terör örgütlerini bela edenlerden kurtulma zamanı. Şimdi adalet, demokrasi zamanı, düşünme zamanı. Sokakta caddede selamlaşma zamanı. Onların ördükleri duvarları yıkma zamanı.
"Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe olma zamanı. Tek adam rejimine karşı çıkma zamanı. Şimdi bayrağı ve Türkiye'ye sahip çıkma zamanı. Kahraman orduya ve Mehmetçiğe karşı çıkma zamanı. Şimdi kucaklaşma beraber olma zamanı. Şimdi kadın erkek eşitliğini sağlama zamanı. Şimdi hak hukuk ve adalet zamanı."