Çocuklarını askere göndermeyenlerin askerliğin şovunu yaptıklarını söyleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Afrin’e gideceğiz' diyenler çocuklarını askere göndermezler" dedi.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın her konuşmasında, kendisini dinleyenlerin ‘Bizi Afrin’e götür’ sloganlarına ‘Hep beraber gideceğiz’ yanıtını vermesini eleştirdi.
CHP lideri, “Ankara’da bütün şehit cenazelerine katılıyorum. Ailelerin yoksul Anadolu insanları olduğunu görüyoruz. Bir de askerliğin şovunu yapanlar var. Kefen giyip gezenler, ‘Bizi Afrin’e götürün’ diyen şovmenler, onlara ‘Hep beraber gideceğiz’ diyenler kendi çocuklarını askere göndermezler. Fakirfukaranın çocukları üzerinden siyaset yaparlar” dedi.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için Kuşadası’nda düzenlenen etkinliğe eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte giden CHP lideri, gazetecilere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu şu mesajları verdi:
-Şehit aileleri yoksul Anadolu insanı: Asker babası olmak güzel bir duygu. Ben de oğlum askerdeyken bu duyguyu yaşadım. Askerlik hem vatan görevi hem de gençler açısından bir olgunlaşma sürecidir. Her baba çocuğunu askere severek göndermeli. Sonuçta bu buraya ‘Peygamber ocağı’ diyoruz. Peygamber ocağında nasıl bir eğitim veriliyor görüp yaşaması lazım. Günümüzde parası olan askere gitmiyor, parasını ödüyor. Bir siyasetçinin askerden, askerlikten, şehitlerden söz ederken kendi çocuğunu askere göndermemesi samimi olmadığını gösterir. Ankara’da bütün şehit cenazelerine katılıyorum. Top arabasının arkasında ailesi yürüyor. Ailenin yoksul Anadolu insanları olduğunu görüyoruz. Yoksul aileler ama severek çocukları askere gidiyor. Vatan sevgisi her şeyden önemli.
-‘Afrin’e gideceğiz’ diyenler çocuklarını askere göndermezler: Bir de askerliğin şovunu yapanlar var. Kefen giyip gezenler, ‘Bizi Afrin’e götürün’ diyen şovmenler, onlara ‘Gideceğiz, hep beraber gideceğiz’ diyenler kendi çocuklarını askere göndermezler. Fakir-fukaranın çocukları üzerinden siyaset yaparlar. Askeri hastanelerin kapatılması son derece yanlış bir karardı. Umarım bu hatadan süratle geri dönerler. Siz normal zamanlarda cepheye gidecek doktor bulamazsınız. Askeri doktorlar cepheye gitmek zorunda. Askeri hastanelerden ‘Askerliğe el verişli olmadığı’na ilişkin rapor almak çok kolay değildi. Ama sivil hastanelerden rahatlıkla ‘çürük’ raporu alınıyor.
-Öncelik sınırlarımızdaki terörü temizlemek olmalı: Afrin’e yapılan ‘Zeytin Dalı’ harekatı haklı ve yerinde bir harekattır. Sınırlarımızda konuşlanan YPG-PKK terör örgütünün bölgenin dışına itilmesi lazım. Dolayısıyla biz Afrin operasyonuna başından beri destek veriyoruz. Ordumuzun, Afrin operasyonu süresince gösterdiği başarı takdire şayandır. Umarız en kısa zamanda bölgede güvenlik sağlanır, harekat amacına ulaşmış olur. YPG’nin silahlandırılması başlı başına bir sorundur. İleride bu silahların Türkiye’ye yönelmeyeceğinin garantisi yoktur. Bölgede ABD ve Rusya arasında bir güç savaşı da var. Türkiye bu güç savaşının tarafı olmamalıdır. Türkiye’nin önceliği sınırlarımızda bulunan terör örgütünü temizlemek olmalı.
-'Olay Esad'a indirgenmemeli': "Bölgedeki çatışmalardan en çok zarar gören Türkiye ve Suriye’dir. Dış politikamızı duygulardan arındırıp gerçek zemine oturtmalıyız. Bölgede ülkelerin toprak bütünlüğüne saygılıysanız, barış istiyorsanız bunu yapmalısınız. Olayı sadece Beşar Esad’a indirgerseniz bu iş çözülmez. Bu konuda samimi olunması gerekli. O zaman Soçi’de ne işiniz var?’
-Saray’da yapıldığı için katılmadım: Yargıtay’ın 150. Kuruluş yıldönümüne davetli olduğum halde, Saray’da yapıldığı için katılmadım. Yoksa katılırdım. Konuşmalar güzeldi ama yargı ile ilgili uygulamalar felaket durumda. Birincisi yargı hiyerarşisi bitti. İkincisi yargı siyasallaştı. Üçüncüsü siyasallaşmayan ve hala hukukun üstünlüğüne inanan yargıç karar veremiyor ve elindeki dosyaları sürekli geciktiriyor. Vereceği karar Saray’ın hoşuna gitmez diye kendisine otokontrol uyguluyor. Dördüncüsü ‘Saray’ın avukatları’ yargıyı yönlendiriyor, arzu ettikleri kararları çıkarıyorlar. Yargıdaki tablomuz bu.
-Yargıtay yargıya saygınlık kazandırmalı: Başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere hukukun üstünlüğü her ortamda savunulmalı ve arkasında durmalı. Yargıtay’ın, siyasallaşmış alt mahkemelerin verdikleri kararları süratle düzeltmesi ve yargıya saygınlık kazandırması gerekiyor.
-Evime bayrak asarken izin mi alacağım: 8 şehidimizin bayrağımıza sarılı olarak gelmesi hepimiz açısından büyük bir acıydı. Şehitleri sonsuzluğa uğurlayana kadar evimize, iş yerimize bayrak asılmasını istemişiz. Bu konuda Başbakan Binali Yıldırım’ın alınganlık göstermesini anlamış değilim. Evime bayrak asarken Binali Bey’den izin mi alacağım? Unutmayalım, Afrin harekatı siyasi iktidarın değil, Türk ordusunun da bir harekatıdır.
Selvi Kılıçdaroğlu: 12 yaş sınırı çok yanlış
Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Aydın’a gelen eşi Selvi Kılıçdaroğlu da şu mesajları verdi: “Cinsel istismar düzenlemesinde 12 yaş sınırı var. Bu kesinlikle çok yanlış. 18 yaşına kadar çocuk çocuktur. Bu mesele bir zihniyet meselesidir. O yüzden zihniyetin değişmesi gerekir. Ben idam cezasına karşıyım. Ama en ağır cezayı verseniz de zihniyeti değiştirmedikçe bu sorunu çözemezsiniz.”