Fox TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu 'Çalar Saat' programına katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yerel seçimlere, eleştirilere ve iddialara ilişkin konuştu. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun Twitter hesabından yaptığı istifa açıklamasının ardından yeni bir açıklamayla bundan vazgeçmesini değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Canan Hanımın duygusal bir tweet attığını biliyorum, bunu ifade ettim. Bir il başkanının duygusal nedenlerle böyle bir tweet atması doğru değil. O da bunu kabul etti zaten" dedi.
Yaşanılanların ardından Kaftancıoğlu'ndan istifasını istediği iddialarına ilişkin sorulara yanıt vermekten kaçınan Kılıçdaroğlu, "Oraya girmeyeceğim. Canan Kaftancıoğlu seçime kadar devam edecek, sonrasına bakarız" şeklinde açıklamada bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
"(Haklılık payı verdiğiniz eleştiriler var mı?) Elbette var. Onları düzeltiyoruz. Örnek vermeyeceğim ama o eleştirilerin üzerine oturup konuşuyoruz.
"(Henüz belirlenmemiş adaylar) Hayır, geçen yıllara göre tabloyu çıkardık. Pek çok adayımızı belirledik zaten. işin özü şu. son bir ay propaganda için yoğunlaşan bir süre. Ben çok samimi bulmuyorum geç kaldı tartışmasını.
"(Canan Kaftancıoğlu'nun istifası) Parti içi tartışmaları kamuoyu önünde tartışmayı doğru bulmuyorum. Bizim partimiz bir ailedir ve kendi içinde tartışmalar olabilir. Canan Hanımın böyle duygusal bir tweet attığını biliyorum ve sonra vazgeçtiğini biliyorum. İstifa etmemeli. Halka şunu söyledim, atılan tweetin doğru olmadığını söyledim. Bir il başkanının duygusal nedenlerle böyle bir tweet atması doğru değil. (İstifasını istediği iddiası) O konulara girmek istemem. Bu bir partinin iç sorunudur.
"(Tunç Soyer hakkındaki eleştiriler) Soyer'e yapılan eleştiriler haksız. Eleştirilerin özünde şu var; 'Bu kişi çok değerli, çok oy alacak biz bunu yıpratalım.' Bir kampanya başlattılar. Yıpratmak için çaba harcıyorlar, İzmir halkı, gerçekleri bilen bir halktır. Babasından ötürü çocuklar neden yargılanır? Erdoğan her ortamda inancı siyasete alet etmiyor mu? Veda Hutbesi bakın ne diyor; baba oğlunun suçu üzerine, oğul da babasının suçu üzerine suçlanamaz. Eğer bir insan gerçek anlamda inançlı ise bir oğul babası yüzünden suçlanamaz. Sayın Yaşar Okuyan bana geldi ve dedi ki, 'O davada ölümle yargılananlardan biri benim ama gidip oyumu vereceğim.' Bu suçlamalar ortaçağ zihniyeti demektir, demokrasi kültürünün olmaması demektir. Tunç Soyer orada, belediye başkanlığı yapmış, belediye başkanlığı yaptığı sürede hiçbir şeyle suçlayamıyorlar. Tunç Soyer'i kalkıp da bunun üzerinden karalamak, gölgelemek, akıl mantık alacak şey değil. Kimse babasının yaptıklarından dolayı suçlanamaz ve ödüllendirilemez. Tunç Soyer çalışkan, azimli, çağdaş, Atatürkçü, sosyal demokrat biri.
"İyi Parti'yle iş birliği yapmasaydık belki adayları daha önce tamamlardık"
"(Bir belediye başkanı adayını nasıl belirliyorsunuz) Aylar önce illeri milletvekili arkadaşlarımıza paylaştırdık. Bu arkadaşlarımız oralarda kaldılar ve bize raporlar gönderdiler. Bizim belediye başkanlarımızla ilgili bir memnuniyet araştırması yaptırdık. Aday adaylarıyla da ilgili olarak anket çalışmaları yapıldı. Bir il görüşülürken bütün bu çalışmalar getirildi, bazen anketler, raporlar, vatandaşların görüşleri masaya yatırıldı ve bir değerlendirme yapıldı. İyi Parti ile de müzakerelerimiz söz konusu. Belki daha önce de bitirebilirdik. (HDP ile de var mı?) Hayır.
"Yani bütün bu görüşmeler yapılırken bazen tartışmalar da oldu tabii. İttifak demeyelim de iş birliği diyelim. İş birliğinden memnunuz. İş birliğinin özü şu; bir masaya oturup karşılıklı birbirinize ödün veriyorsunuz. Bazen istenilenler çakışıyor. Bütün bunların tamamı dikkate alındı. Bir adayı belirlemek kolay değildir. Diyelim ki başarılı belediye başkanlarımız var ama bu dönem aday gösterilemediler.
"(Aziz Kocaoğlu neden aday gösterilmedi?) Başarılıydı ama yoğruldum demişti. O çerçevede bir tanımlama yaptık.
"(Racon kesiyor musunuz?) Elbette ki bir seçenek bana kaldığı zaman ben bu olacak diyorum. Ama doğrusu nedir, birden fazla aday varsa kim olmalı ne olmalı tartışılmalıdır. En son benim dediğim oluyor. İmamoğlu öyle oldu mesela. İmamoğlu'nu öteden beri izliyordum. Başarılı çalışmaları vardı. Diğer belediye başkanı adaylarına da haksızlık yapmak istemem ama onun farklı bir dili vardı. Sempatik bir yönü vardı. Çalışkan biri gerçekten.
"Atatürkçülük kimsenin tekelinde değil. Muhafazakârlar da Atatürkçüdür. Atatürk'ün bizim için en temel özelliği Cumhuriyet Halk Partisi'ni kuran insandır.
"(Ekrem İmamoğlu'nun duruşunu nasıl tanımlarsınız?) Halkçı.
"(Bir tarafta Binali Yıldırım var, bir tarafta İmamoğlu var. Dengeli oldu mu bu iş?) Kesinlikle Ekrem Bey çok daha başarılı bir performans gösterecek. Çok bilinen değil ama yeni bir yüz. Gidip bakıldığı zaman beldesine, nasıl hizmetler verildiği görülüyor. Dolayısıyla Ekrem Bey'in kendi beldesine yaptığı hizmetler var. Binali Beyin nesi var? Göreceksiniz İstanbul'un sorunlarını en iyi bilen ve en sağlıklı çözümleri getiren Ekrem Bey olacak. Çünkü yaşıyor bu sorunları. Bir halk insanı. Daha da önemli herkesin değerlerine saygılı. Hiçbir ayrım yapmıyor vatandaşlar arasında ama öbür taraf yapıyor. Binali Bey Meclis başkanlığını kaybedecek. Bakın ben istifasını çok tartışmadım. Bakın şunu söyledim; belli konular vardır ki bu konulara itirazı doğrudan siyasetçi değil, vatandaşın güvenilirliği dışarıya yansıması gerekir. Yıldırım'ın istifa etmeden meclis'in makam arabasıyla seçim propagandası yapacaksa bundan en fazla rahatsız olacak olan vatandaş, sivil toplum kuruluşları olmalıdır.
"Daha fazla kadın aday olmalı"
"(Sosyal medyadan gelen sorulardan- kadın adayın azlığı) Son derece haklı. Bunu ben zaman zaman arkadaşlarıma da söylüyorum. Kadın aday istiyoruz, kadın arkadaşlar da erkek arkadaşların isimlerini öneriyor. Kalkıp da sizin binlerce adayı birebir tanıma şansınız yok. Çoğuyla muhatap olamıyorsunuz, kim bilir belde halkı bilir. Onlara göre bir sıralama yapıyoruz. Birden fazla parametrenin bir araya gelmesiyle biz aday belirliyoruz. Ben de kadın aday istiyorum. İllerden, ilçelerden, anketlerden bize olumlu sonuçlar gelmesi lazım ki biz belirleyelim. Elbette ki kadın aday olmalı.
"Evimi sattım, karşılamadı, borç aldım"
"(Tazminatları nasıl ödüyorsunuz?) Şöyle bir olay var, biz iktidarın yaptığı yanlışları kamuoyuna anlatmakla görevli olan bir partiyiz. İktidar bir yanlış yapıyorsa en sert şekilde bunu kamuoyuna açıklamalıyım. Davalar elbette açılabilir. Man adası dolayısıyla yüksek tazminatlar ödeyeceğim. O iddiaların hepsi belgelere bağlı. Savcılık da belgelerin doğru olduğunu kabul etti. Dava açıldı. Davanın düştüğü üç mahkemenin başkanları davadan önce değiştirildi. Kim getiriliyor oraya bir AKP militanı olan kişi getiriliyor.
"Alt mahkemelerin hangi baskılarla karar verdiklerini biz gayet iyi biliyoruz. Hakim vicdanıyla karar verir. Kardeş,m sen bir bankanın dekontuna nasıl yok dersin. Ben yüksek miktarlardaki tazminatlar için evimi sattım, karşılamadı, borç almak durumunda kaldım. Yüksek para cezaları vererek susturmaya çalışıyorlar. Feriştahın gelse susturamazsın. Yanlış hatırlamıyorsam 200 bin lira borç aldım. Bu benim mal varlığı beyanımda var.
"(Şişli'de aday tartışması) İsim söylemem doğru değil. Son kararı parti meclisi verir.
"(SMA hastalarının ilaçları) Keşke daha önce yapsalardı. Bunlarla basın toplantısı yaptık. İlaç pahalı diye vermiyorlardı. Kaybettiğimiz çocuklarımız oldu. En azından bundan sonrası için önemli bir karar.
TIKLAYIN - Bakan Selçuk: SMA hastaları bugün itibarıyla ilaçlarını alabilecekler
"(Sandığa katılım oranı) Sandık güvenliği konusunda kimse endişe etmesin. Yüzde 4'lük kısım doğru, o sandıklara ulaşamadık. Arkadaşlarımız gitti, bıçaklandı, oralara sokulmadılar. Ama bunları aşacağız. Belediye meclis üyelikleri var. Herkes sandık güvenliğini sağlamaya çalışacak. Dijital anlamda altyapı olarak CHP'nin altyapısı hiçbir siyasi partide yoktur. (Çöktü diyorlar) Bunların tamamı uydurma haberler. Bugün 100 küsür yaşındaki kişi ilk kez oy kullanacak diye ortaya çıkıyorsa bunu sağlayan biziz.
"Seçim günü bize Anadolu Ajansı dışında farklı bir kaynak sağlayacak mısınız) Sağlamaya çalışırız. Hiçbir siyasi parti kalkıp da ben seçim listelerini aldım yolsuzluk olamayacak diye konuşmaz ama biz konuşuyoruz. Çünkü YSK da siyasal iktidar da güven veremiyor. Sahtekarlık var. Biz o bütün seçmen listelerini alıyor, tarıyor, olumsuzlukları saptıyoruz ve bildiriyoruz. 100 küsür yaşında hayatında ilk kez oy kullanacakmış. Buna YSK itiraz etmesi lazım değil mi. Biz tespit ediyoruz ama bunları. ve yine biz suçlanıyoruz. İnsaf denen bir şey var. Son 6 seçimde kim nerede oy kullanmış biz bunları tespit ediyoruz. Bizim kendi üyelerimizde seçmen listesinde yer almayan 20 bin küsür kişi var.
"Biz bütün sandıklara sahip çıkacağız. Hiç kimse endişe etmesin. Her seçim bize başka bir deneyim kazandırıyor. Bir dijital altyapının geliştirilmesi kolay bir şey mi. Yeteri kadar kamuoyuna anlatamamış olabiliriz.
"Saat 17'den sonra Suriyelileri vatandaşlığa alıyorlar, ve biz Hatay'daki bu olaya itiraz ediyor ve iptal ettiriyoruz. Ya biz Hatay'ın en küçük ilçesine kadar çalışıyoruz. Biz de her şeyi mükemmel yapıyoruz demiyoruz ama çalışıyoruz. Dünyada seçmen listeleri seçim güvenliği konuşulacaksa bunu dünyada yapan tek partiyiz ya. Neden? Çünkü mecbur kaldığımız için.
(Yarın yapılacak PM toplantısı) Şuanda 200 küsür civarında aday belirleme olacak.
(Beyoğlu'nda aklınızda bir isim olduğu kulisi geldi. ÖDP'nin başındaki Alper Taş'ın aklınızda olduğu iddia ediliyor) Olabilir. Alper Bey son derece saygın birisi. Beyoğlu'na yakışan birisi.
Geçen hafta çizik yiyenler tekrardan gündeme gelecek mi? Çizik yedi demek onların onurunu kırabilir. Gerçekçi olalım MYK bir karar alıyor ve bu Parti Meclisi'nde görüşülüyor. Üyeler düşüncelerini ifade ediyorlar. Bu adayı tekrardan düşünün deniyor. Parti Meclisi'nden onay almayanları tekrardan gündeme getirebilirim, elbette gerekçeleriyle.
(Eren Erdem) Haksız yere, hukuksuz yere içeride. Mahkeme tahliye kararı verdi, bunu uygulamadılar. Uzun süre tuttular. Başka bir mahkeme oy çokluğuyla tutuklanmasına karar verdi. Tam bir adaletsizlik. Binlerce sayfalık dosyayı bu hakimler nasıl oldu da bu kadar kısa sürede okudular da karar verdiler. (Adalet sistemine güvenmiyor musunuz?) Hangi adalet? Yargıtay başkanı diyor, adalete gücen yüzde 30.
(Aslı Kazan'ın ismi Şişli'de geçiyor. Var mı programınızda öyle bir şey?) Söyleniyor.
(Tank-palet fabrikası - Devlet Bahçeli'ye tepki) Tank palet fabrikasını BMC'ye nasıl verdin? 9 soru sordum cevap yok. (Özelleştirme yok dendi Erdoğan) Allah aşkına şu kararname. Şunu bir yakından gösterir misiniz? 19 Aralık 2018, tank palet fabrikasının özelleştirilmesiyle ilgili karar. Altında Erdoğan diyor. Hiçbir açıklama gelemez. Millete yalan söylemenin bir gerekçesi var mı Allah aşkına. BMC fabrikasının yüzde 49.9'luk bölümünü Katar'a sattı. Bu ihaleye fesat karıştırmaktır. Kalkıp beni suçluyor. Aklım almıyor. Silah fabrikasını satarken yerli ve milli mi oluyor. Beni üzen Erdoğan değil, ben onu biliyorum. Beyaza siyah, pembe diyen biri. Beni asıl üzen, ben milliyetçiyim deyip, bu fabrikanın satılmasına sessiz kalmasıdır. Kim olabilir bu kişi Bahçeli. Bahçeli'den hiçbir çıkış beklemiyorum. Lafla milliyetçilik olmaz. Sen kendi fabrikasını yabancılara peşkeş çekerken iktidar sessiz kalırsan ben buna itiraz ederim. Bütün ülkücü kardeşlerime seslenmek istiyorum. Milliyetçilik lafla olmuyor. Orduların silah fabrikalarını gidip yabancılara satamazsınız.
"Bir ülke parası için silah fabrikalarını satmaz. Silah fabrikası bir ülkenin onurudur. Orada subaylar çalışıyorlar yabancılara peşkeş çekemezsin.
"BMC gitsin ayrı bir yerde kursun fabrika. Tank mı yapar, uçaksavar mı yapar. Erdoğan buraya gelmez bu sorularla da muhatap olmaz.
"Planlama rantın doğusuna kaynaklık eden temel unsurdur. Ama rant kimin için kullanılacak? Biz rantı o kentte yaşayanlar için yapacağız, onların hakkı olduğunu savunuyoruz. Üsküdar'da cami de yıktılar, gecekonduların elektriklerini kesiyorlar, onları sürmek istiyorlar. Çünkü gecekondular deniz görüyor. İstanbul'da yüksek binalardan şikâyet ediyorlar. E kim yaptı bunu? Diyelim ki arsanız var 5 kat bina yapacaksınız. Oturuyorsunuz 5 katı 55 kat yapıyorsunuz. E bu rant kime gitti? Bir kişiye gitti. Kim sağladı? Erdoğan ve arkadaşları. Bizim belediyelerde asla buna izin vermeyiz. Asla. Fikirtepe'ye bakın insanlar perişan. Herkes gecekondusunu özlüyor. İzmir'deki uygulamayı söyleyeyim. İzmir kentsel dönüşümünde kimse mağdur olmayacak. Onun için İstanbul'a talibiz. Hiçbir kenti beton ormanına dönüştürmeyeceğiz. Her kent yeşil alanlarla donanacak.
"(Manisa ne olacak?) İyi Parti'de ama biz her türlü desteği vereceğiz. Denizli'de de.
"Başkan adayımız İnegöl'ü mobilya merkezine dönüştürecek. Orada görkemli bir moda merkezi oluşturacağız. Dünya'nın her tarafından mobilya denince akla İnegöl gelecek.
"Söylediğiniz gibi bütün siyasi partilere saygı duyuyoruz. Biz de millet ittifakı ile başlamıştık, bu seferlerde ittifak yok iş birliği var. Saadet Partisi ile de dirsek temasımız var. Bize ilk böyle bir soru sorulduğunda biz sandıkta ittifak yapacağız. Diğer partilere ne kadar oy kullanmış insan varsa diyoruz ki bu sefer gelin sandıkta CHP'ye oy veriniz. Eğer insanı kültürle, sanatla buluşturamazsınız. Belediye başkanı kenti sanatla, sporla, kültürle buluşturması lazım. Bunu yapmazsanız olmaz. Bizim belediyelerden örnek vereyim. Asgari ücret bizim belediyelerimizde 2 bin 200 lira olacak demiştik. Başladı bu. Dünya kadar da bordrolar var. Çorum'un Oğuzlar beldesine kadar uyguluyoruz. Bunların gerçekleştiremediklerini biz kendi belediyelerimizde yaptık.
(Başarılı olmanız için ne kıstas koydunuz?) İzmir'i de, Ankara'yı da, Mersin'i de, Adana'yı da, İstanbul'u da almak istiyoruz. İstanbul ıstırap içinde. Bağcılarda yeşil alan yok. Denizi görmek için nereye gidiyorlar, Kadıköy'e, Maltepe'ye gidiyorlar. Buraları neden bir Sarıyer, Maltepe yapmıyoruz?
"(CHP MYK'da yumruklaşma iddiası) Havuz medyasının gündemi bu. 'Acaba CHP içinde kaos yaratabilir miyiz?' diye haber yapıyorlar. Bunlar gazete değil. Parti meclisi toplantısı yaptık. Bir baktık iki kişi yumruklaşmış! Faik Bey yıllardır devlette müsteşarlık yapmış. O kavgalar doğru değil. Gazete gazete değil. Yalan haber üretiyorlar. Akıl var mantık var. Bu kadar akıldan yoksun insanların masa başında oturup haber yapmaları... Demokrasiden o kadar uzaklaştık ki tartışınca bu bir kaos olarak yansıtılıyor. Demokrasi karşılıklı düşüncelerin ifade edilmesidir. Diyorlar ki tek adam ne diyorsa o olacak siz de onu yapın.