CHP'nin Çanakkale'de düzenlediği Adalet Kurultayı sona erdi. Kurultay'ın ardından sonuç bildirgesini açıklayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Tek adam rejimini asla ve asla kabul etmeyeceğiz" dedi. "Adaletsiz iktidarlara karşı halkın mücadelesi meşrudur" diyen Kılıçdaroğlu, tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması çağrısı yaptı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Tek adam dünyanın hiçbir yerinde uzun süreli olmamıştır. Bizim kültürümüzde de yoktur. Tarihimizde de yoktur. Tek adam rejimini asla ve asla kabul etmeyeceğiz. Demokratik bir devlette olması gereken hukukun üstünlüğüdür. Devleti yönetenler hukukun kurallarına uymak zorundadırlar. Ama siz mafya yöntemleriyle racon kesmeye kalkarsanız mafyanın hukuku egemen olur. Bunu da reddediyoruz.
Bu toplantı ve çalıştaylardan oraya çıkan bir sonuç bildirgesi hazırladık. Adaletin yok edildiği, korku, endişe ve çaresizlik duygusunun toplumu esir aldığı süreçte milyonlar adalet için yürüyor. Korku zinciri kırıldı. Adalet yürüyüşü ile başlayan süreç adalet arayışının en geniş süreci ile konuşulması için kurultay talebi ortaya koydu. Demokrasi ve hukuk ekseninde bir hat çizilmiştir. Bu hat demokrasi, adalet ve huzur isteyenlerin ortak hattıdır.
1- Adalet mücadelesi meşrudur. Adaletten sapan iktidarlara karşı halkın mücadelesi meşrudur.
2- Adalet hakkı temel bir haktır. Devlet kişinin ekonomik, toplumsal ve siyasal düzenden adaletli olarak pay almasını sağlamakla yükümlüdür.
3- Bugün adalet hakkı sistematik olarak ihlal edilmektedir. Örneğin mahkemelerde adalet yoktur. Millet mahkemelerden umudu kesmiş, siyaset yargıya hakim olmuştur. Çözüm, derhal bağımsız ve tarafsız yargı inşa edilmelidir. Tutuklu milletvekilleri serbest bırakılmalıdır. Liyakat yerine sadakat tercih edilmektedir. Devlet parti devletine dönüşmüş, kuvvetler ayrılığı yok edilmiştir. Fiilen tek adam rejimi inşa edilmiştir.
Hukuk düzeni darbe hukukundan temizlenmelidir.
Örneğin seçimde adalet yoktur. Seçimlere hile karışmıştır. Seçim barajı ve siyasi parti düzeni milli iradenin parlamentoya yansıması engellenmektedir.
Eğitimde adalet yoktur. Eğitimden bütün paydaşlar şikayetçidir. Müfredat ideolojik esaslara göre hazırlanmaktadır. Herkes tek tip okula mecbur edilmektedir.
Medyada adalet yoktur. Fiili bir sansür söz konusudur.
Bugün güçlünün hüküm sürdüğü bir düzen vardır. Bu düzen değişmelidir ve mutlaka değişecektir. Bu düzeni adalet ve huzur talebi ekseninde oluşacak kollektif demokratik bir güç değiştirecektir. Adalet ve huzur hareketi doğmaktadır. Bu hareket farklılıklar üzerinden değil, ortak noktalar üzerinden kurulan bir harekettir.