Gündem

Kıbrıs'ta saatler eşitlendi, sıra kalıcı barışta

Başka ülkelerde basit bir soru olsa da "Saat kaç?" sorusu aylardır Kıbrıslıların kafasını ve hayatlarını karıştırıyordu. Pazar gününden itibaren bu sorunun net bir cevabı var. Bölünmüş adanın diğer sorunlarıysa yerli yerinde duruyor.

27 Mart 2017 13:01

Yaz saati uygulaması dünyanın başka bir yerinde bu kadar özlemle beklenmemiş olabilir.

Elektronik saatler kendini otomatik ayarlarken, pek çok kişi için konu bir saat az ya da fazla uyumaktan ibarettir. Ama Kıbrıs'ta, bölünmüş adanın iki tarafında da işleri, tanıdıkları olan, Yeşil Hat boyunca uzanan yedi geçiş kapısını kullananlar için durum farklıydı.

25 Mart'ı 26 Mart'a bağlayan gece, onların bir dertleri 'eksildi'. Saatlerin eşitlenmesini kutlamak isteyenler Lefkoşa'da Senkronizasyon Partisi düzenledi.

Geçtiğimiz Ekim ayında Türkiye alışıldık yaz/kış uygulamasının dışına çıkarak saatleri geri almamış, GMT+3'te kalmıştı.

Adanın kuzeyi Türkiye'yle birlikte hareket ederken güneyde saatler Avrupa'nın geri kalanıyla birlikte geri alındı.

Böylece Kıbrıs'ın kuzeyinde ve güneyinde insanlar iki farklı saat diliminde yaşar oldular. O günden beri adada herkesin cevabını tartıştığı bir soru vardı: Saat kaç?

Derya bu soruyu doğru cevaplayabilmek için en çok çaba sarf edenlerden biri. Lefkoşa'nın kuzeyinde yaşayıp her iki taraftan lise öğrencileriyle ara bölgede medya çalışmaları yapıyor.

Son beş aydır bu çalışmalar için hem kuzeye hem de güneye uyan zaman bulabilmek, ironik bir biçimde Derya'nın saatlerini alıyor.

Öğrencilerin okul saatleri ve eve dönüş saatleri arasında zaman bulmaya çalışırken, yanlış anlaşılmalarla işleri sürekli aksayan Derya'yı, Lefkoşa'da saatlerin yeniden eşitlenmesini kutlarken buluyoruz. Herkese tek bir saat verebilmenin garip sevinci içinde.

Üniversitede antropoloji okuyan Panagiotis güneyde yaşıyor ve her gün Lokmacı kapısından geçerek kuzeyde bir kitapçıda çalışmaya gidiyor.

Derslere ve işlerine yetişebilmek için saat dilimleri arasında dans eder gibi hareket eden Panagiotis de Cumartesi gecesi bir dertten kurtuldu.

Ancak asıl istediği sürekli check-pointlerden geçmeden, yani polise haber vermeden işe gidip dönebilmek, bölünmenin tamamen sona ermesi ve adada bir federasyon kurulması.

Aslında federasyon kısa zaman öncesine kadar diplomatların da en çok konuşup uzlaştığı konuydu.

Kıbrıs'ta ateşkesi sona erdirip kalıcı barışı sağlamak ve Birleşmiş Milletler (BM) görevine son vermek için 50 yıldır kesintilerle devam eden müzakereler tam federasyon yoluna girmişken, geçtiğimiz Şubat ayında tekrar tıkandı.

Görüşmelerde güvenlik ve garantiler konularında tıkanma işaretleri görüldüğü sırada Güney Kıbrıs Meclisi 1950'de yapılan Enosis (Yunanistan'la birleşme) referandumu için okullarda anma yapılmasına karar verdi.

Türk toplumunda çatışma döneminin korkularını tetikleyen bu karara kuzeyden gelen cevapsa, müzakerelerden çekilmek oldu. Böylece Kıbrıs'ta çözüm indiği rafa yeniden kaldırıldı.

Federasyon yolunun bir kez daha kapanmasına ve adanın bir türlü birleşememesine duyulan tepki, saatlerin eşitlenmesini kutlamak için yapılan sokak partisini de politik bir buluşmaya çevirdi.

Kuzeyde buluşan bir grup Türk, Rum ve göçmen Kıbrıslı, dans ve müziği BM kontrolündeki ara bölgeye taşıdı.

Kalmaları yasak olan tampon bölgeyi baştan aşağı sprey boyalarla yazıladıktan sonra kapılardan bir kuzeye bir güneye geçerek saatler eşitleninceye kadar bir arada eğlendiler.

Pazar gününden sonra, artık o basit "Saat kaç?" sorusuna verilecek tek ve net bir yanıtları var.

Talepleriyse bir daha böyle bir ayrılığın yaşanmaması, aynı saat dilimde buluşmalarının bir sembol olması, ve atılacak son bir adımla politik bir birleşmenin kalıcı olarak yaşanması.