Gündem

Kıbrıs sorunu: BM ev sahipliğindeki görüşme çözüm adımı zemini olabilir mi?

18 Ekim 2024 06:17

Ayşe Sayın / BBC Türkçe

Kuzey Kıbrıs lideri Ersin Tatar ile Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis‘in Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ev sahipliğinde New York’ta gayri resmi akşam yemeği buluşması, Kıbrıs sorununun çözümüne kapı aralayıp alamayacağı anlamında önemli görülüyordu.

Görüşme sonrası yapılan açıklamalara göre gayri resmi temasların sürdürülmesi ve yeni sınır kapılarının açılması gündemde. Kıbrıs Türk kesimi ise çözüme ilişkin bir ilerleme beklemiyor.

New York dönüşü görüştüğümüz Kuzey Kıbrıs lideri Ersin Tatar, çözüm ve müzakere konusundaki koşullarının değişmediğini belirtirken, yemekteki havayı şu sözlerle özetledi:

“Kıbrıs 61 yıllık sorundur, 56 yıldır da görüşmeler de devam eder. Bu yemekten çözüm çıkmayacağı belliydi. BM Genel Sekreteri, ‘Yemek menümüz pek güzel değildir, ama manzarası güzel’ dedi. Ben 'Esas manzara bizde, Türkevi’ne giderim manzara için’ dedim. Yemekte zaten meymenet yoktu. O ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ dedi. Ben ‘iki devletli çözüm’ dedim.”

BM Genel Sekreteri Guterres’in ev sahipliğindeki gayri resmi buluşmada, ,“Kıbrıs sorununun çözümü konusunda yeni bir adım atılabilir mi?” sorusuna yanıt arandı. Ancak Kuzey Kıbrıs yönetimine göre resmi müzakere yapılması için zemin oluşmadı.

New York dönüşü, BBC Türkçe’nin de aralarında bulunduğu bir grup gazetecinin sorularını yanıtlayan Ersin Tatar, Guterres’in de resmi müzakere zemini olmadığını teyit ettiğine dikkat çekti. Gayri resmi görüşmede konuşulduğunu anlatan Tatar, iki kesim halklarının yakınlaşması ve hayatlarının kolaylaştırılması için çaba harcanması önerisinde bulunduğunu, bu kapsamda da yeni sınır kapılarının açılmasının gündeme geldiğini bildirdi.

"Hiç kimse kısa sürede çözüm beklememeli"

Guterres’in talep ettiği “güven arttırıcı önlemler” konusunda Kıbrıs’ta Türkler olarak artık sorunlarına çözüm üretilmesini beklediklerini belirten Tatar, Türk kesimine yönelik izolasyonu eleştirdi ve kimsenin kısa sürede bir çözüm beklememesi gerektiğini vurguladı:

“Halkımız 1964’ten beri halkımız dışlanmışlık, izolasyon altındadır. 1974’ten beri kabul etseler de öncesinde yaşadıklarımız vardır. Bizim futbol takımımız 61 yıldır uluslararası arenada oynayamıyor.

“BM Genel Sekreteri zaten yorgun Gazze’yle mi Ukrayna’yla mı uğraşacak, yoksa Kıbrıs’la mı ilgilenecek” diyerek, “Hiç kimse Kıbrıs’ta kısa sürede çözüm olmasını beklememeli.”

Kıbrıs konusunda 4+1 buluşması yerine Hristodulidis’in Avrupa Birliği’ni (AB) masaya oturtmak istediğini söyleyen Tatar, “AB’nin bizi görmemesi, kendi ayıpları. Siz Kıbrıs’ta iki eşit tarafı anlaştırmaya çalışıyorsunuz. O zaman bizi görmeleri gerekir. Ama adamların niyeti bizi Güney Kıbrıs’ın alt tarafı yapmak. Rum tarafı, ‘Egemen tek kimlik Kıbrıslı olmaktır’ diyorlar. Dolayısıyla 1960’ın da gerisine gitmemizi istiyorlar” ifadelerini kullandı.

Görüşmenin ayrıntılarına ilişkin de bilgi veren Tatar’ın anlatımına göre Guterres , masada 2017’de iki yıllık resmi müzakere ardından Crans-Montana’da sonuç alamamaktan dolayı hayal kırıklığını dile getirdi.

Tatar o dönem karşı tarafta Nikos Anastasiadis’in müzakereyi yürütmesine karşın aslında Hristodulidis’in uzlaşmaya varılmasını engellediğini anlattı.

Bu görüşünü yemekte de anlattığını aktaran Tatar, “BM Genel Sekreteri, Anastasiadis’ın masayı yıktığını söyledi. Ama ben ‘Esas suçlusu burada’ dedim. Bir bakıma da ‘Crans-Montana’yı çökertti’ diye seçildi. Kimse kısa sürede çözüm olmasını beklemesin” görüşünü dile getirdi.

"Azınlık durumuna düşemeyiz"

Tatar resmi müzakerenin şu aşamada mümkün olmadığını, ancak gayri resmi görüşmelerin devam edilmesinin öngörüldüğünü, bunun 4 artı 1 yani BM ev sahipliğinde Türk ile Rum tarafları yanı sıra garantörler Türkiye ile Yunanistan’ın katılımıyla olmasını konuştuklarını ifade etti.

Tatar, Rum tarafının ise masaya mutlaka İngiltere’yi getirme çabası içinde olduğuna dikkat çekti:

“Biz gidip de Kıbrıs Cumhuriyeti içinde azınlık durumuna düşmeyiz. Bu saatten sonra teslimiyet anlayışı içinde bu işi sonuca götüremeyiz. Mesela İngiliz adada egemen ben değilim, bu nasıl olacak? Adaletiniz bu mu sizin? Egemenliğimizi kabul edin oturup anlaşalım”