Gündem

KHK mağduru akademisyenler açlık grevinin 51. gününde: Direniyoruz çünkü haklıyız

"Gezi gibi kâbusları var"

28 Nisan 2017 12:37

171 Gündür Ankara’da oturma eylemi yapan KHK ile ihraç  edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın açlık grevi 51. gününe girdi.

Cumhuriyet'ten Şeyma Paşayiğit'in haberine göre, ikili 51 gündür sadece bitki çayı, limonlu tuzlu-şekerli su içiyor ve vitamin alıyor. Doktor kontrolünü de reddeden ikiliden Nuriye Gülmen, “Bizim kazanmamızın tek yolu direniş ve mücadele” dedi.

Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan’ın “OHAL KHK’lerini denetleme yetkisine sahip değiliz” ifadelerine ilişkin Özakça, “Bu demek oluyor ki iç hukuk yolları tükendi. Zaten biz bunu bildiğimiz için sokaktayız. Ülkemizde guguk var biz bunu hukuk yapmak için yola çıkmıştık. Biz direnmeye devam edeceğiz ve zafere ulaşacağız” derken; Gülmen, “Direnişten başka çare yok. Sonuna kadar gideceğiz. Bir ay içinde ihraçlar için komisyon kuracağız dediler, üç ay geçti hâlâ komisyon yok” yorumu yaptı. Gülmen ve Özakça 51 gündür, sadece bitki çayı, limonlu tuzlu su, şekerli su içiyor ve B1 vitamini alıyor. Ayakta çok fazla duramayan OHAL mağdurları, “Direnişçiyiz” diyerek doktor kontrolünü de reddediyor. Mardin’in Mazıdağ ilçesinde sınıf öğretmenliği yaparken 29 Eylül’de çıkan 675 sayılı KHK ile ihraç edilen Semih Özakça, son bir haftadır artan mide yanmalarına rağmen “Biz ilk günkü gibiyiz hatta o günden daha canlı ve etkiliyiz. Çünkü biz halka inanıyoruz, o zaman gelecek” dedi. 

"Haklı olduğumuzu biliyorlar"

Ailesinin Milli Eğitim Bakanlığı’na gittiğini aktaran Özakça, “Bakanlık hiçbir şey bilmiyormuş gibi başından atmak için yalan yanlış yönlendirme yapmış. Ailelerimiz bir muhatap bulamamış. Duyarsız kalmaya devam ediyorlar. Bizim haklı olduğumuzu bildikleri için bu yolu izliyorlar” sözleriyle tepki gösterdi. Başkanlık sisteminin oylandığı referandumun için “YSK’nin mühürsüz oyları geçerli sayması gibi şeyler demokratik olmayan, adaletsiz bir ülkenin sonuçları. İnsanların sokağa çıkmasının sebebi yaşadıkları sıkıntıların birikmesi” diyen Özakça, somut bir kazanım olmadıkça eylemlerinden geri adım atmayacaklarını vurguluyor. “Eğer kazanım almadan bitirirsek demokratik muhalefete zarar vereceğini düşünüyoruz ve bu sorumlulukla devam ediyoruz” diyen Özakça, aydın ve sanatçılara da “Bizim burada bir çayımızı içerlerse, sesimizi daha çok duyururlarsa çok mutlu oluruz” çağrısını yaptı.

"Tek yol direniş ve mücadele"

Açığa alındıktan sonra direnişe başlayan 679 sayılı KHK ile ihraç edilen Nuriye Gülmen, bu süreçteki en yakıcı gündemin referandum olduğunu söyleyerek “Bu onların kurduğu bir sandık, onların denetiminde olan bir sandık. Bu ‘Evet’ ve ‘Hayır’ın çok ötesinde bir mesele. Kafamız sandıkta kalmamalı. Bizim kazanmamızın tek yolu direniş ve mücadele. Bizim ülkemizde faşizm gerçeği var. Umut bağladığımız tek şey mücadele” yorumu yaptı.

"Gezi gibi kâbusları var"

Direnişi boyunca 26 kez gözaltına alınan Gülmen, “35 gündür polis müdahalesi yok. Onların yaptığı her müdahale kamuoyunda duyarlılık oluşturuyor, onlar da bunun farkında. Buraya nasıl müdahale ederlerse etsinler direnişin devam edeceğini hem biz hem onlar biliyor” dedi. Açlık grevini bırakmayacaklarını söyleyen Gülmen, “İktidarların eylemleri görmediği düşünülüyor ama eminiz ki küçücük bir kıvılcımlanmayı bile büyük ciddiyetle ele alıyorlar. Gezi gibi bir kâbusları var ve görmüyor gibi yapıp çok yakından izliyorlar” ifadelerini kullandı. Eylemlerinin 40. gününde yaptıkları Başbakanlık’a faks gönderme eylemi için “Bazen korkuyu çok abartıyoruz. İnsanların meşru gördükleri talepleri sahiplenmekte o kadar korku yaşamadığını göstermiş olduk” diyen Gülmen, eylem ve etkinliklerin devam edeceğini duyurdu. ‘

"Tek gücümüz haklılığımız"

Destek için gelenlerin “İktidar çok duyarsız. Kazanmanız mümkün değil” diyen insanlar için açıklama yapan Gülmen, “Karışımızda katliamcı bir güç var farkındayız. Bizim ölmemiz çok umurlarında değil ama burada son derece meşru ve haklı bir talep var. Sahiplenebilecek milyonlarca insan var. Bizim iktidarlar karşısındaki tek gücümüz haklı ve birlikte olmamız” diye konuştu. Eyleme başlamadan önce de aynı tepkilerle karşılaştığını aktaran Gülmen, “Asıl mesele inanmak ve o inançla ne gerekiyorsa yapmak” dedi.