Dün gece Resmi Gazete'de yayımlanan 686 sayılı OHAL karanamesi ile 330 akademisyen daha görevinden ihraç edildi. En büyük ihraç Ankara Üniversitesi'nde yaşanırken, sadece Siyasal Bilgiler Fakültesinden 23 bilim adamının ihraç edildiği üniversitede, toplamda 95 bilim insanı atıldı.
İhraç edilen akademisyenler arasında yer alan Ankara Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu öğretim üyesi Erdoğan Boz, yaşanan gelişmeleri TELE1'de Musa Özuğurlu'nun "Gün Başlıyor" yayınında açıkladı.
"Bizleri açlığa mahkûm ederek yıldırabileceklerini, doğru bildiklerimizi söylemekten vazgeçirebileceklerini sanıyorlar" diyen Boz, "Bu işin mutlaka bir geri dönüşü olacaktır. Bu iktidar açısından da ülke açısından da sürdürülebilir bir durum değil. Bu şekilde devam ettiği sürece, bu zulmü yapanların bile yaşayamayacağı bir ülke haline gelecek" ifadesini kullandı.
Programa telefonla bağlanan Boz şunları söyledi:
"Uzun süredir devam eden saldırı dalgasının küçük bir boyutu"
"Bütün toplumsal yaşantımıza, dayanışma örüntülerimize ve yaşam şeklimize yönelik yoğun bir saldırı ile karşı karşıyayız. Bu artık gözle görülür boyutlara ulaşmış bir saldırı. Bunun bir parçası olarak gece yine o KHK'lardan bir tanesine tanık olduk. Bunun içinde hasbelkader ben de bulunuyorum. Bu ülkenin aydınlık, dayanışmacı yüzünü temsil eden bir çok insan işinden edildi. Ama bu bizim için sürpriz olmadı. Uzun süredir devam eden saldırı dalgasının küçük bir boyutu. Bizleri açlığa mahkûm ederek yıldırabileceklerini, doğru bildiklerimizi söylemekten vazgeçirebileceklerini sanıyorlar. Ama bu işin mutlaka bir geri dönüşü olacaktır. Bu iktidar açısından da ülke açısından da sürdürülebilir bir durum değil. Bu şekilde devam ettiği sürece, bu zulmü yapanların bile yaşayamayacağı bir ülke haline gelecek."
"Bu ülke artık, rektör yardımcılarını çıkıp 'Cahil insanların ferasetine güveniyoruz' diyebildiği bir ülke"
"Bu ihraçlar iddia ettikleri gibi FETÖ veya terör örgütü bağlantılı oldukları için yapılan ihraçlar değil. Son KHK'da 330 akademisten ihraç edildi. Bunarın en az 120-130'u Barış İçin Akademisyenler bildirisine imza atan ve sendika üyesi olan ve yıllardır emeğin yanında mücadele veren insanlardan oluşan bir grup. Bu ülke artık, rektör yardımcılarının çıkıp "Cahil insanların ferasetine güveniyoruz" diyebildiği bir ülke. Dolayısıyla, ülkenin aydınlık yüzünü temsil eden insanların artık üniversitede barındırılmamaları sürpriz değil.
"Uzun süredir tek adam rejiminin bizi iyi bir yere götürmediği uyarıları yapılıyor. Nazi Almanyasında da böyle başladı ve çok daha kötü durumlara gittiğini gördü insanlık. Hızla totaliter bir rejime, gece yarısı çıkarılan KHK'larla yönetilen bir ülke olmaya doğru gidiyouz. Aralarında Ankara Üniversitesi rektörünün de olduğu rektörlerin, AKP'nin siyaset akademisinde ders verdiği bir ülkede yaşıyoruz. Bunun karşısında durmaya çalışanlar da, böyle gece yarısı KHK'ları ile sindirecek ve saf dışı edecek bir yöntem arıyorlar. Ama öyle olacak mı olmayacak mı, bunu zaman gösterecek."
"Sesimizi duyuracak kanallar yok edildi"
Musa Özuğurlu'nun "Bundan sonra nasıl bir mücadele yöntemi izleyeceksiniz?" sorusu üzerine Erdoğan Boz, "Yıllardır Eğitim Sen üyesiyim. Bundan sora da bu mücadeleyi devam ettireceğiz. Bundan sonra verilecek mücadelenin yöntemleri konusunda tartışmalar devam ediyor. Bizim açımızdan işin olumsuzluk yaratan tarafı, sesimizi duyuracak kanalların giderek kısılması. Bizlerin sesini duyurabileceğimiz kanallar iktidar tarafından ya sindirildi, ya da yandaşlaştırıldı. Ancak sesimizi kamuoyuna ulaştıracak yöntemler bulunacaktır" diye konuştu.