Gündem

Kesab'da koordinatlar cihatçılardan, top atışları Türkiye'den!

TSK, Suriye’de Ermenilerin yaşadığı Kesab kasabasına saldıran cihatçıların verdiği koordinatlara top ateşi açmış

13 Şubat 2015 09:20

Suriye’nin Türkiye sınırında bulunan ve nüfusunun yüzde 80’inden fazlasını Ermenilerin oluşturduğu Kesab kasabasına yönelik saldırılarda Türkiye’nin askeri desteğine ilişkin iddiaları kanıtlayan telefon konuşmaları ortaya çıktı. Niğde Ulukışla’daki Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) saldırısının dava dosyasına giren telefon konuşmalarında Kesab’ta savaşan cihatçıların verdiği koordinatlara göre Türkiye’den top atışı yapılması isteniyor.

Konuşmalara göre koordinatları gönderen kişi, Kesab’a yönelik saldırılara katılan Bayır Bucak Türkmen Cephesi’nin komutanlarından Adil Orli. Kardeşi Ayhan Orli aracılığıyla Whatsapp uygulamasıyla koordinatlar Yayladağı Gençlik Derneği Başkanı ve AKP delegesi Mehmet Toktaş isimli kişiye bildiriliyor. Ayhan Orli, “Whatsapp’tan gönderdim sana... 7 nokta enlem boylamlarını gönderdim sana” dedikten sonra atış yapılmasın istiyor. Orli’nin, “Siz buradaki atışlar hayırlı oldu. Arkadaşlar da gerisini halettiler yani ama hâlâ 7 nokta var. Bunlara birer tane atsanız yeter” şeklindeki konuşmaları daha önce de Türkiye topraklarından Suriye’ye ateş açıldığını gösteriyor.

Cumhuriyet gazetesinden Ahmet Şık'ın haberine göre, Toktaş ise atışlardan savaşan cihatçıların zarar görmemesi için iyi mevzilenmelerini istiyor. AKP delegesi olan Toktaş telefonu dinlenen kişiler arasında olmadığı için söz konusu koordinatları kime ilettiği konusunda dosyaya giren bir bilgi yok. İkili arasındaki konuşmalarda cephane yardımı için de “Ankara” ile görüşüleceğinden bahsediliyor. Orli’nin eski Yayladağı Kaymakamı Turan Yılmaz’la yaptığı görüşmede de bir grup cihatçının sınırdan geçiş yapması için yardımını istediği konuşmalar da dinlemeye takıldı. Geçen yıl mart ayında Türkmen birlikleri, Nusra Cephesi ve İslami Cephe’nin ganimet anlamına gelen “Enfal” adını verdikleri ortak operasyonla önce rejim muhaliflerinin eline geçen bölgede Suriye ordu birlikleri haftalar sonra yeniden denetimi sağlamıştı.

 

Aleviler öldürüldü Ermeniler göç etti

 

Saldırılar sırasında birçok Alevi öldürülürken Ermenilerin büyük çoğunluğu kaçarak rejimin kontrolündeki Lazkiye’ye sığınmış, kalan yaşlılar da 3 km ötede Yayladağı sınır kapısına getirilerek Türk yetkililer aracılığıyla Vakıflı köyüne yerleştirilmişti. Ermenilerin geride bıraktıkları evler ve mallar ise yağmalanmıştı. İki gün sonra yani 23 Mart 2014’te Kesab’ı geri almak için cihatçı örgütlere yönelik operasyon yürüten Suriye savaş uçaklarından biri Türkiye’den atılan bir füzeyle “sınır ihlali” gerekçesiyle düşürülmüştü. Aralarında Hatay milletvekillerinin de bulunduğu görgü tanıkları silahlı grupların Kesab’ı ele geçirmek için Türk askerlerinin gözleri önünde 5 yerden giriş yaptıkları Türkiye topraklarını kullandığını aktarmıştı. Suriye ordusu 15 Haziran 2014’te Kesab’ı kasabası ve Türkiye ile olan sınır kapısını tekrar ele geçirdi.

Ulukışla saldırısının ardından başlatılan soruşturmada savcılık, IŞİD militanlarının Suriye’den Reyhanlı’ya geçtikten sonra para karşılığı Hatay ve ardından İstanbul’a gitmelerine yardım eden taksi şoförlerini de gözaltına aldı. Saldırı iddianamesinin sanıkları arasına da giren Mehmet Aşkar, Kamil Özban, Kamil ve Ahmet Yumuşak ile şüphelilerin sık görüştüğü kişilerin telefonları dinlemeye alındı. Teknik takibe alınanlar arasında Hatay’da faaliyet gösteren Suriye Türkmen Kitlesi isimli derneğin yöneticilerinden olan Ayhan Orli de vardı. Ayhan Orli’nin ağabeyi Adil Orli de, Özgür Suriye Ordusu ile birlikte rejim muhaliflerinin arasında bulunan Türkmen Dağı Şehitleri isimli birliğin komutanlarından.

 

Silah, insan ve uyuşturucu kaçakçılığı

 

Dernek yöneticisi kimliğiyle toplantılara katılıp basın açıklamaları yapan, savaştan kaçıp gelen mülteciler için düzenlenen yardım faaliyetleri için mülki erkânla temas halinde olan Ayhan Orli, soruşturma dosyasına giren telefon konuşmalarına göre bir yandan da silah, uyuşturucu ve insan kaçakçılığıyla uğraşıyor. Orli’nin suç iddiaları içeren konuşmalarının yanı sıra Kesab’ın yeniden Suriye ordu birliklerinin denetimine geçtiği 13 ve 14 Haziran günü yaptığı görüşmeler de kayıtlara girdi.

 

İşte o telefon görüşmeleri

 

Koordinatlar Whatsapp’tan

13 Haziran 2014 saat 20.47

Toktaş: Sen bana bir şey bildirecektin mesaj atacaktın...

Orli: Whatsapptan gönderdim sana... 7 nokta enlem boylamlarını gönderdim sana.

Toktaş: Tamam şu an durum ne, çekilmişler.

Orli: Yok hâlâ devam ediyorlar. Şimdi Adil (Adil Orli) koordinat gönderdi bana. Direk Adil’le görüşebilirsin... Mevki olarak bilmiyorum da bana rakam olarak koordinat gönderdi. Onları vereyim sana, sen açtığın zaman o noktalara...

Toktaş: İyi olur yani geri çekilip vurmanız

Orli: İyi oldu yani. Siz buradaki atışlar hayırlı oldu. Arkadaşlar da gerisini halettiler yani ama hala 7 nokta var. Bunlara birer tane atsanız yeter.

Toktaş: 7 nokta tamam. İlerleyen dakikalarda yalnız şöyle bir şey savunmada kalsınlar orada, herkese söyle.

Orli: Savunmadalar.

Toktaş: Taarruza kimse geçmesin iyi mevzilensinler.

Orli: Yok mevzileniyorlar. İşte dediğim gibi Adil’i ben oraya gönderdim, direk bana harita üzerinden nokta işte gönderdi.

Toktaş: Tamam ya kimse ölmesin. Ölü adam bize yaramaz.

Orli: Yok Allaha şükür bugüne kadar, yani sabahtan şimdiye kadar 2 tane şehidimiz oldu. Bir tane arkadaş bombardımandan bir tane de genç. Başka da yok yani... Çok güzel gidiyor yani elhamdülillah. Ama cephanesi yetmeyecek.

Toktaş: Cephane. Ankara’dan sizinle iletişime geçen oldu mu?

Orli: Yok

Toktaş: O... ç... bunlar ya. Bunlar var ya anasını s....lerim ya

Orli: Yok yani cephane sıfır yani. Ebu Fadıl şimdi burda kendisi Mehet’te (yer ismi)

Toktaş: Haberim var hocam. Karınca (isim) aradı beni. Ben dedim benle görüşme Ayhan’a söyle dedim... Kürt dağının (Cebel Em Ekrab denilen Kürtler dağı olarak bilinen bölge) pozisyonu durumu ne?

Orli: Kürt dağı şu anda o tarafta tedirgin. Tam sağlıklı bilgi alamıyok valla.

Toktaş: Anladım Kesab tarafından, Mısır tarafından çıkmaya çalışıyor mu?

Orli: Mısır tarafından çıkmaya çalışıyor.

Toktaş: Çıkamaz oradan ya.

Orli: Evet orda yoğun bir bombardıman var yalnız. Havadan çok şey ediyor yani.

Toktaş: Havadan vuruyor evet ben Ankara ile bir daha görüşeyim, bu cephane işi ne oldu ya bu. Cephane olmazsa boş vallahi boş.

Orli: Boş valla silah filan vermesinler cephane versinler.

Toktaş: Anladım.

 

‘Tam verici direğinin oraya’

 

14 Haziran 2014 saat 14.22

Ayhan Orli ile Yayladağı’nda MHP’li olarak bilinen emekli belediye işçisi Yaşar Benli arasında geçen konuşmalarda Kesab’ta bölgeye hâkim stratejik bir konumda bulunan Kırkbeş Tepesi’nde (Burç Hamsevi Erbain) bulunan verici direklerinin olduğu bölgeye atış yapılması isteniyor. Kişisel Facebook sayfasında Kesab’ta savaştığına dair fotoğraflar bulunan (https:// www.facebook.com/yasar. benli.108) Benli’den aldığı bilgi üzerine Orli yine Mehmet Toktaş’a yer bildiren bir mesaj atıyor.

Benli: Şimdi oradan haber geldi, uşaklar tam mahvoldu. Ta o direk var ya Suretel (Syriatel) direği... Ta oraya attırabilir misin?

Orli: Tamam hemen söyleyeyim

Benli: Çok sıkıştık tam direğin ora ha direğe.. Oradalar hepsi

Orli: Ne var direkte peki?

Benli: Beşşar’ın askerleri, hepsi oraya geldi

Orli: Tamam ağır bir şey var mı beraber?

Benli: Ağır nasıl yani.

Orli: Tank top.

Benli: Valla bilmiyorum ne var yanlarında hepsi oradalarmış tam tele, şeye direğe direğin dibine.

Orli: Tamam

14 Haziran 2014 saat 14.29

Ayhan Orli bu konuşma üzerine cep telefonundan Mehmet Toktaş’a gönderdiği mesajda şöyle diyor: “Ağa nasılsın. Suriyetelin tepesinde çok sayıda asker var. Vurabilirseniz (komesine bereket deyin)”

14 Haziran 2014 saat 15.10

Orli: Aldın mı mesajı?

Toktaş: Yeni gördüm ya, çok yoğun bugün

Orli: Şimdi hâlâ oradalar

Toktaş: Bahsettiğin yer neresi tam anlamadım, çıkaramadım

Orli: Suriyetel, Salma’nın (Lazkiye’nin kuzeydoğusunda birkaç yıldır cihatçıların merkezi konumunda bulunan mevki) orada.

Toktaş: Şu karşı tepe, evlerin oraya.

Orli: Evet, hemen direğin arkasında yığılıklar.

Toktaş: Yani çıktı mı Esad oralara?

Orli: Evet.

Toktaş: Salma gitti yani. Yapma ya.

Orli: Evet.

Toktaş: Yani şu an gördüğümüz verici direği var ya bir tane tepede

Orli: Verici direği eve.

Toktaş: Onun arkasını Amalatlının villasının yanı

Orli: Hı hıı. Oldu abi.

14 Haziran 2014 saat 15.12

Ayhan Orli ve Zakieh Shraiki arasındaki konuşmalarda yer tarifi yapılıyor ve yanlış yapılmaması isteniyor.

Orli: Essah mı, Kırsiliyetin orası asker dolu

Shraiki: He valla uşaklardan.

Orli: O imaletin yan başında Kırsiniyetin öyle değil mi kullanılmayacak

Shraiki: Yok daha yukarı

Orli: E üstünde kırsıniyetin.

Shraiki: Yanından gözükür Yayladağı’ndan.

Orli: Tamam sadece doğrulatayım dedim ben.

Shraiki: Daha çatışma orada daha yeni bilmem... (anlaşılmadı).. arasında dağın

Orli: Tamam gençler gittiler, indirecekler orayı yanlış olmasın

Shraiki: Gençler orada daha çok genç gitti oraya.

Orli: Yok yok biliyorum. Buradan başlarına indireceğiz.

 

Kaymakamdan sınır geçiş izni

 

13 Haziran 2014 saat 20.39

Bayır Bucak Türkmenlerinden biri, Yayladağı’nda bulunan Ayhan Orli’den bir grubun Türkiye’ye illegal giriş yapması için yardımını istiyor. Orli dönemin Yayladağı Kaymakamı Turan Yılmaz’dan izin alıyor. Kayıtlarda Orli ile görüşen kişi Aziz Kikhia olarak belirtiliyor. Ancak telefonu Bayır Bucak Tugay Komutanı olarak bilinen Albay Ahmet Arnavut kişi kullanıyor.

Kikhia: Askerler savaşı iltihak ediyorlar da bunun şeyde Arfaldalarda (Bölge halkı arasında Yayladağı’nın illegal sınır kapısı olarak bilinen bölge) askerler...

Orli: İçeri girecekler değil mi?

Kikhia: Evet çünkü savaş çok şiddetleniyor.

Orli: Tamam hemen

13 Haziran 2014 saat 21.10

Kikhia: Konuştun mu çocuklar için?

Orli: Evet konuştum.

Kikhia: İnşallah yürüdü işleri.

Orli: Şimdi dönecek bana.

13 Haziran 2014 saat 21.12

Orli: Efendim kusura bakmayın bu saatte rahatsız ediyorum sizi... Şimdi içeride durumlar sıcak biliyorsunuz. Gençler bugün gittiler Arfalda 20-30 kişi var onları karşı tarafa geçişi sağlayabilir miyiz? Kaymakam

Yılmaz: Şu anda mı 20- 30 kişi? Neredeler şu anda?

Orli: Arfalda

Yılmaz: Bekliyorlar orada öyle mi?

Orli: Evet orda bekliyorlar. Asker orda tutuk onları. Onları acil karşı tarafa geçişlerini sağlayabilirsek çok memnun oluruz.

Yılmaz: 45 tarafından mı geçecekler?

Orli: Evet 45 tarafından

Yılmaz: Tamam ben oldu.

Orli: Allah razı olsun

Yılmaz: Görüşmek üzere.

13 Haziran 2014 saat 21.13

Orli: Tamam şimdi onlar gidiyorlar bırakacaklar oradan.

Kikhia: Tamam bir şey olmaz, bir şey olmaz.... Valla işte biz de (anlaşılmadı) ... bekliyoruz konuşmak için, vermek için valla konuştum..(anlaşılmadı)... git evvela Adil’e (Orli) dedim. Git evvela Reis Erkan böyle diyor dedim... Vermezlerse dedi bana haber et ace et dedi. Bundan böyle bana hiç haber etmedi.. Kendini aldılar mı ne ettiler valla bilmem.. Abi çok çok sıkışık (anlaşılmadı)... konuştuk bana dediğine Enfal’e (örgüt) git hepsine dedik.

Orli: Enfal’i de verdiler.

Kikhia: Enfal’a..(anlaşılmadı)... dedik vermiyorar bize. Kardeşim dediler sana vermediği an bize haber et.

Orli: Vermiyorlar ya allah allahu ekber

Kikhia: Valla işte o nakibe dedim oraya Eşgadi’nin adamı tamam Adil’e (Adil Orli) dedik acele git...(anlaşılmadı).. Ömer ve Ebu Reyad’e bunların üçü de savaşta hepsi de tıkılık 45’e gelikler...

 

Dönemin kaymakamı yalanlamadı:
Yönergeye uygun hareket ettik

 

Şu anda Rize Vali Yardımcılığı görevinde bulunan eski Yayladağı Kaymakamı Turan Yılmaz, telefon konuşmalarını yalanlamadı. Kendilerine gönderilen yönergeye uygun hareket ettiklerini belirten Yılmaz, “Suriye vatandaşı olan herkesin sınırdan geliş gidişlerine izin vermemizi isteyen bir yönergeye göre hareket ettik” dedi. Yılmaz, neden sınır kapısının kullanılmadığına ilişkin soruya da, “Yönergeyi görmüş olsaydınız bazı filli durumlarda esnetilebileceğini anlardınız” yanıtını verdi.

 

Ayhan Orli’den iddialara yanıt: Yalan, kumpas

 

Ayhan Orli ise iddiaların “yalan”, telefon konuşmalarının da “kumpas” olduğunu öne sürdü. Haberlerle kendisinin hedef gösterildiğini belirten Orli, “Bugüne kadar hakkımda ne bir soruşturma açıldı ne de kimse ifademi aldı. Söylenen her şey yalandır. Bir kumpas oynanıyor ve siz de bunun içindesiniz. Benim bu konularla alakam yok. Size dava açacağım” dedi.

 

Ilımlı da radikal de El Kaide kökenli

 

Suriye’deki iç savaşta rejim karşıtı cihatçı örgütler “ılımlı” ve “radikal” diyerek ayrıştırılıyor. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı ülkelerin destek verdiği ve hepsi de El Kaide kökenli olan bu örgütlerden “muhalif” diye bahsediliyor. Kesab saldırısını yöneten gücün El Kaide olduğu da ortada. Türkiye- Suriye sınırı cihatçı örgütlerin hakimiyeti altında. Ancak AKP hükümetinin iddiasına bakılırsa sadece “ılımlı” gruplara destek söz konusu. Biat ettiğini açıkladığı El Kaide’nin Suriye’deki resmi kolu olan Nusra Cephesi, Özgür Suriye Ordusu’na katılmayacak ölçüde radikal olan ve ÖSO’dan ayrılan cihatçılarla birlikte İslami Cephe adlı bir ittifak kuran El Kaide bağlantılı Ahrar Şam, Ensar Şam, Şam İslam Hareketi, Suudilerin kontrolündeki İslam Tugayı, IŞİD’e biat ettiği bilinen Sukur El İz Tugayı ve benzer çizgideki cihatçı birçok silahlı grup ile birlikte Bayır Bucak Türkmenlerinin kurduğu ve cihatçılarla beraber hareket eden çeşitli isimler altındaki birlikler Kesab saldırılarına katıldı. Enfal operasyonuna, birçok katliama imza attığı bilinen Cundu’ş Şam Tugayı’nın lideri Çeçen cihatçı Ebu Musa (Müslim) Şişani komuta etti. Çeçen örgütü olarak bilinen Cundu’ş Şam, El Nusra ve IŞİD arasında yaşanan ihtilafta bağımsız kalacağını açıklayarak iki tarafla da ilişkilerini sürdüren bir grup. Ancak Suriye’de ilk önce Ceyşul Muhacirin v’el Ensar Tugayı adıyla faaliyet gösterirken, liderlerinden olan Ömer Şişani ve beraberindeki bir grup IŞİD’e biat etmişti.