Ziraat Türkiye Kupası yarı finalinde Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanan ve yarıda kalan maç köşelere ve spor yazarları farklı açılardan yaklaştı. Hepsinin buluştuğu ortak nokta yapılan saldırıyı lanetlemekti.
İşte köşelerde olaylı derbi...
Ne değişti? (Uğur Meleke)
Elektronik bilet uygulamasına geçtik, peki dün gece sahaya yabancı cisim yağdıran o teröristler şu anda hapisteler mi? Değilse, ne değişti Allah aşkına? Peki bu teröristleri tutuklamayı başarırsak dahi, onları birkaç yıl hapiste tutacak yasa değişikliği yapıldı mı? Yoksa maça gelip, teknik direktör ya da futbolcu yaralayıp, sonra “lütfen bir yıllığına maçları evinde izle” mi diyoruz o teröriste?
Ben şu anda aktif sporcu ya da teknik direktör olsam, kesinlikle meslektaşlarımı greve davet ederdim. Ve tekrar can güvenliğimiz sağlanana kadar, suçlu suçsuzdan ayırt edilebilene ve layıkıyla cezalandırılana kadar maçlara çıkmazdım... Bunun adı terör çünkü. Başka bir şey değil...
KENDİNİ BİLMEZLER...(GÜNTEKİN ONAY)
Sahada uluslararası birçok yıldız var. 2 büyük takım, 2 saygın kulüp karşılaşıyor. Türkiye ekran başında nefis bir mücadele bekliyor. Sahadakiler 1-2 kişi dışında iyi niyetli. Ama 3-5 kendini bilmez F.Bahçeli sanki takımlarını mahvetmek için harekete geçiyor. Beşiktaş 10 kişi. Skor lehine, her türlü avantaj F.Bahçe’de. Neyin peşindesiniz beyler? Neden sahaya-rakibe bir şeyler atıyorsunuz?
Tüm bu yaşananlar düşündürücü ve üzücü. Yazık F.Bahçe’nin emeklerine. Yazık futbolumuza. Bu yaşanan olaylar bir Şampiyonlar Ligi maçında olsa, örneğin Mourinho veya Guardiola’nın kafası atılan maddelerle yarılsa karar ne olurdu ? Adil ve sağlıklı yorum yapabilmek için bu durumu da göz önünde bulundurmamız gerekir. Dün üzüldük. Çünkü sanıyorduk ki Türk futbolu bu yaşananları çoktan aşmıştı. Yazık oldu. F.Bahçeli oyuncuların emeğine. Yazık oldu marka değerimize.
BİLİNÇLİ OPERASYON(AHMET ÇAKAR)
Rakip 10 kişi kalmış, Fenerbahçe berabere bile kalsa finalde. Ama özellikle korner direğinin oradaki bir takım taraftarlar, bilerek Quaresma'ya cisim atıyorlar... Bu olay asla birkaç öfkeli taraftarın taşkınlığı değil, organize, bilinçli ve Fenerbahçe'ye zarar vermek amacıyla yapılmış çok ciddi bir operasyondur...
Ama tabii hakemin de ciddi hataları var. Sahada atılan ufak tefek cisimleri Mete Kalkavan manasız şekilde büyüttü... Ufacık cisimlerde Quaresma korner atmaktan vazgeçti, Mete de bunları yedi... Mete'nin belki de hakkını yiyorum, alışılagelmiş psikolojik yaklaşımda bulunsa belki de sahaya atılan cisimlerde artış olacaktı
Uzun zamandır söylüyorum; bu güzel futbol oyununu bitirecek iki şey var: Şike ve şiddet. Dün akşam Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanan Ziraat Türkiye Kupası yarı final rövanş maçında da şiddetin futbola nasıl zarar verdiği bir kez daha çok açık bir şekilde görüldü. Gerilim ve yaşananlar karşılaşmanın yarıda kalmasına neden oldu.
Ama tabii hakemin de ciddi hataları var. Sahada atılan ufak tefek cisimleri Mete Kalkavan manasız şekilde büyüttü... Ufacık cisimlerde Quaresma korner atmaktan vazgeçti, Mete de bunları yedi... Mete'nin belki de hakkını yiyorum, alışılagelmiş psikolojik yaklaşımda bulunsa belki de sahaya atılan cisimlerde artış olacaktı.
ŞİKE VE ŞİDDET...(METİN TEKİN)
Uzun zamandır söylüyorum; bu güzel futbol oyununu bitirecek iki şey var: Şike ve şiddet. Dün akşam Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanan Ziraat Türkiye Kupası yarı final rövanş maçında da şiddetin futbola nasıl zarar verdiği bir kez daha çok açık bir şekilde görüldü. Gerilim ve yaşananlar karşılaşmanın yarıda kalmasına neden oldu.
Beşiktaş'ın kazandığı köşe vuruşlarında başlayan, daha sonra kulübeye sıçrayıp Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş'in yaralanmasına kadar uzanan olaylar silsilesi taraftarların futbola etkisini açık bir şekilde gösterdi. Yaşananları sadece Fenerbahçe seyircisi üzerinden değil, bazı futbol seyircilerinin yaklaşımı olarak değerlendirmek gerekiyor. Bu işler böyle devam ederse ne bu oyunun seyredeni kalır ne de heyecanı ve zevki..
Gelelim, dün akşamki olayların başlamasında etkili olan nedenlerden Pepe'nin kırmızı kart görmesine... Portekizli futbolcu, yerden kayarak bu hareketi yapsa, o zaman çok net sarı karttan bahsedebiliriz. Ancak havadan yani yüksekten sıçrayarak müdahalesi hareketin şiddetini artırdığı için hakem Mete Kalkavan'ın verdiği kırmızı kartı doğru karar olarak görüyorum.
GÖREVİNİ HATIRLATTI(RÜŞTÜ REÇBER)
Birbirlerini nasıl attıracaklarının yarışında olan futbolcu kardeşlerimizi gördük. Bu tuzağa düşmeyen tek isimse maçın hakemiydi. Gerilimi çabuk atlatan futbolcular nihayet görevlerini hatırladılar ve tempolu maçı izlemeye başladık. Lakin baştan beri anlamakta zorluk çektiğim taraftarların tavrı nedeniyle hakemler de soyunma odasına girdi.
Sonra biraz geriye sardım; düşündüm, düşündüm. Bunun sebepleri nedir diye... Maçla alakası yok bence, İlk karşılaşma 2-2, rakip 10 kişi kalmış peki neden taraftar bu durumda
Sonuç... Maalesef olan güzelim maça oldu. Maçı maçlıktan çıkaran geçmişteki söylemleriyle ve tutumlarıyla olayların bu noktaya gelmesine neden olan yöneticiler ve spor adamları karşıma çıktı... Yazık ki ne yazık... Halen bir arpa boyu bile yol kat edemediğimizin bir kanıtıydı dün gece.
YOK ETME PLANLARI(GÜRCAN BİLGİÇ)
Bir kupa rövanşının öfke seline dönüşmesini ibretle izledik. Sahada başlayan sertlik ve gerginliğin üstüne, tribünler de kendi üstlerine alındıkları bölümü sergilediler. Ayıp üstüne ayıp vardı. Üç sezondur iki takım maç yapmıyor, adeta birbirlerini yok etmek için gizli planlar üretiyor.
Kadıköy'de de avantajı eline almış takımları, Beşiktaş'ın hızını kesip, oyunun kontrolü peşine düşerken, korner attırmıyorlar Quaresma'ya. Pepe kırmızı görüyor, artık oyun kolaya dönüşecek, yine atıyorlar ellerine geçeni. Bunun adı tepki değil artık. Benzer olaylar başka statlarda yapıldığında demek laf bırakmayanların, aynı tabloyu kendi sahalarına taşımakta tereddüt etmemeleri gibi bir gariplik de var ortada
Pepe'nin kartının ardından, her pozisyonda kendini yere atıp, hakemin kararından başka bir kırmızı çıkarmaya çalışan Medel veya Talisca'ya ne laf edelim. Kulübedeki rakip oyuncuları taciz etmeyi kendilerine hak görenlere diyecek bir söz olabilir mi? Ne zaman bu kadar düşman olduk. Neler söylendi ki bu oyunculara maç kazanmak için kendi yeteneklerini bir kenara atıp, sinematografik görüntülere yöneliyorlar ve bundan hiç çekinmiyorlar.
Rıdvan Dilmen
"Detayları incelenir inşallah. Daha reklamlar bu. Bismillah bakalım. Bu süreçler böyle kolay süreçler değil. 6-7 yıldır spora atılan eller var. Temizlenmeyen eller var. Bu eller kırılmazsa, kesilmezse bu olaylar sürer. Her camia için geçerli. Her sportif ve sportif alan dışında da bu eller kesilmeli. Yarısı bile kesilmedi daha. Çok çirkin bir gün olarak tarihe geçecek. Devletin bu dakikadan itibaren bir şeyler yapması lazım. Bu sadece sportif bir olay değil. Bu normal bir olay değil."
SABOTE ETTİLER(ÖMER ÜRÜNDÜL)
Pepe'nin hem de takımı oyuna hükmederken kendisini göz göre göre attırması senelerin deneyimli profesyonelinin takımını adeta sabote etmesiydi. Bu dakikadan sonra da saha içi dengeler tamamen Fenerbahçe lehine gelişti. Bu sefer F.Bahçe'nin kendini bilmez bazı taraftarlarının sabotajı başladı.
Vodafone Park'ta oynanan ilk maçın skoruyla Fenerbahçe'nin önemli bir avantajı vardı. Dün de bunun üstüne Beşiktaş, 60 dakika 10 kişi oynayacaktı. Böyle bir durumda takımlarını destekleyip keyif alacaklarına, korner atışlarında sahaya yabancı madde yağdırmaya başladılar. Ve bunu defalarca tekrarladılar.
Şenol Güneş'e de çok çok geçmiş olsun. Fenerbahçe o kadar büyük bir yara aldı ki telafisi mümkün değil. Finalist olacakken kupadan elenmenin eşiğine geldi. Yazık değil mi Fenerbahçe kulübüne. Bunları yapmaya ne hakkınız var kendini bilmezler... Bunun yanında da hem futbolumuza hem de ülke imajımıza ihanet ettiniz.
"Hükmen Beşiktaş'ın lehine olur bu iş. Fenerbahçe bu işten büyük zarar görür. Hakem zaten yardımcılarıyla birlikte içeri girdikten sonra o anda bir daha geri dönüş kararı veremez."
"Olaylara karışanlara ceza gelir. Koridorda kameralara var. Tribünde olaylar var. Bu işte Fenerbahçe büyük zarar görür. Bu olaylar tabi ki araştırılacak. Birileri bu maçın oynanmasını istememiş olabilir. Operasyon olabilir. Ancak yaşananlar sonrasında Beşiktaş'ın hükmen galip sayılması gerekir. Çünkü bu olaylarda Beşiktaş'ın günahı ne?"
" Şenol Güneş hakikaten orada olayları yatıştırmaya çalışıyor. Şenol Güneş olayları ayırmak için uğraşıyordu. İyi niyetle uğraşıyordu, tahrik de etmiyordu."
İNSAN DENEMEZ(ERSİN DÜZEN)
Rakip 10 kişi, avantaj F.Bahçe’de. Ve ısrarla bu olaylara devam edenler bulunmalı, ömür boyu spor organizasyonlarından men edilmeli. Savunmasız halde saha kenarında olan Şenol Güneş’in kafasını yarayacak kadar alçaklaşanlara insan denemez! Onlarda utanma olmadığından eminim, ama ben TV başında onların adına utandım.
İYİ NİYETLE ÇÖZMELİ(ATTİLA GÖKÇE)
Fenerbahçe - Beşiktaş maçlarında iki kulübün de iyi niyetle çözmesi gereken bir sorun var. Kışkırtma, provokasyon. Rakibini itip kakan, boğazına sarılan, gereksiz sözlerle sinir bozan oyuncular var. Hakemin o noktada hakem olduğunu göstermesi gerek. Maalesef, önce tepkisiz, sonra da abartılı bir tepkiyle müdahale ediyor hakemler.
Beşiktaş kulübesinde meydana gelen olaylar da utanç verici... Orada - bizim anlayamadığımız - itiş kakış sonunda Şenol Güneş, başına isabet eden sert cisimle ciddi biçimde sarsılıyor. Ayağa kalkıp iyi niyetle işine dönmek istiyor ama ne mümkün!.
Şimdi top Futbol Federasyonu’nda. Alınacak karar da belli: Fenerbahçe’nin hükmen yenilgisine. Tabii, raporları bilmiyoruz... Bildiğimiz Şenol Güneş’in kafasına atılan dikişler.. Dikiş tutmayan futbolumuzu o dikişler kurtaracak mı? Hiç sanmıyorum.
NASIL ANLAYIŞ BU?(BİLAL MEŞE)
Ligde ‘yalnızlığa’ mahkum ettiğiniz Fenerbahçe’yi desteklemenin yolu sahaya yabancı maddeler atarak, güzelim futbolu çirkinleştirmek midir? Nasıl bir taraftar anlayışıdır bu? Kaldı ki, kupanın ilk ayağında rövanş için harika sonuç almış Fenerbahçe, diğer yanda Pepe’nin kızarmasıyla on kişi kalmış bir Beşiktaş...
Dememiz o ki herşey ve de tur Fenerbahçe’nin lehine. Böylesi tabloda o yabancı maddeleri atanların, olayları yatıştırmak isteyen Şenol Güneş’i yere serenlerin, kafasına dikiş attıran ve hastaneye gönderenlerin niyeti olsa olsa Fenerbahçe’yi tamamen ‘sabote’ etmekten başka bir şey değildir!
Hadi pet şişelerini geçtik, adam anahtarlığını atıyor sahaya! Boyunuz-posunuz devrilsin, size taraftar demek için bin şahit lazım! Kuralları da bilmiyorlar, hakem uyarılarını yaptı, sonra yardımcılarını yanına çağırdı, tekrarı halinde soyunma odasına gider ve maça çıkmaz, farkında mısınız?
Bu bir futbol, savaş değil! Sahadaki asıl aktörlere bakıyorum, onların arasında ufak-tefek gerginlikler oldu, kaldı ki bu oyunun içinde var olan şeyler, size ne? Dememiz o ki, sahadakilerin bir suçu yok, asıl rezil sizsiniz, o tribünlerden sahaya yabancı maddeler atan, maçın yarıda kalmasını sağlayan taraftar müsvetteleridir! Hadi bakalım, eserinizle övünebilirsiniz, koca Fenerbahçe’yi yaktınız!
F.BAHÇE'Yİ MAHVETTİLER(ERCAN GÜVEN)
Dün akşam Kadıköy’de üç kırmızı kartlı 2-2’lik maç kaldığı yerden devam etmedi, rezaletin dibine vurdu ve maç iptal edildi... Açıkça söyleyelim mi? Bu sezon stadı ikinci defa dolduran Fenerbahçe taraftarı, özellikle korner bayrakları çevresindekiler böyle istedi. Gelmediler gelmediler, geldiklerinde Fenerbahçe’yi mahvettiler.
Bırakın ayıbı günahı, hiçbir hesaba kitaba sığan iş değildi taraftarın sahaya eşya atması, rakip oyuncuyu, rakip hocayı nişangah yapması. Ne Fenerbahçe kaybeder durumdaydı tüm bunlar yaşanırken, ne de kaybetme ihtimali vardı. Rakip on kişi kalmış, ilk maçın 2-2lik beraberliği cepteydi. Yahu Beşiktaşlı futbolcular bile birbirleriyle tartışıyorlardı artık. O kadar belliydi sonuç.
Olaylar üzerine hakemler ve Beşiktaş soyunma odasına girerken o sırada arbede çıkan soyunma odası koridorlarına bir manga polisin yetiştirilmesi, ölmüş futbolun cenazesine koşan tören kıtasıydı sanki. Evet... Korkulan ama sakınılamayan olaylarla sanki komplo kokan ve büyük bir ihtimalle altından başka işler çıkacak olan eksantrik şekilde bitti bu iş.