Gündem

Kenan Evren: Ben ihtilâle teşebbüs etmedim, darbe yaptım

Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya, sesli ve görüntülü iletişim sistemiyle savunmalarını yaptı

21 Kasım 2012 18:08

 

12 Eylül davasına devam ediliyor. Duruşmaya Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya telekonferans yöntemiyle katılıyor. Evren'in avukatı sanıkların sadece darbe suçundan sorgulanabileceğini söyledi. Mahkeme Başkanı da sanıklara sistematik işkencenin sorulmayacağını belirtti. İlk ifadeyi Şahinkaya verdi. Şahinkaya ifadesinde ''Ben kurucu iktidarım, sanık sıfatım yoktur. O gün Türk Milleti için en doğru olanı yaptık'' dedi. Şahinkaya'dan sonra ifade veren Kenan Evren, ''Biz ihtilale teşebbüs etmedik, yaptık'' dedi.

12 Eylül askeri darbesine ilişkin, dönemin Genelkurmay Başkanı, Yedinci Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davanın bugünkü duruşması başladı.

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanıkların avukatı Bülent Hayri Acar, müdahilliğine karar verilen TBMM Başkanlığı, Başbakanlık, CHP, MHP, DİSK ve HAK-İŞ'in de arasında bulunduğu tüzel kişilerin avukatları ile diğer bazı müdahiller ve avukatları katılıyor. Sanıkların görüntüleri, 4 LCD ekran aracılığıyla mahkemeye yansıtıldı.

Evren ve Şahinkaya, sesli ve görüntülü iletişim sistemiyle savunmalarını yaptı. Sanıklar, yansıtılan görüntülerde dün olduğu gibi yataklarında göründü.

 

Avukatlar tartıştı

 

Duruşmada avukatlar arasında tartışma çıktı. Avukatlardan Fikret Babaoğlu, sanıkların avukatları Bülent Acar'ın “rehavet içinde olduğunu” söyledi ve müvekkillerini uyarmasını istedi. Avukat Acar ise bu sözlere, “Rehavet ne demek” diye tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, Avukat Babaoğlu'nu, ses tonunu ayarlaması ve sanık avukatlarına yönelik el hareketi yapmaması konusunda uyardı.

 

Evren ve Şahinkaya sadece darbeden sorgulanacak

 

Evren'in avukatı, işkence iddiaları için ''Sorgu sadece darbeden yapılabilir. İşkence iddiaları ayrı bir soruşturmanın konusudur'' dedi.

Müdahil avukatlardan Fikret Babaoğlu söz alarak, sanıkların sistematik işkence ve kötü muamele suçları yönünden de savunmalarının yapılması gerektiğini öne sürdü. Mahkeme heyeti, Cumhuriyet savcısı ve sanık avukatının da talebi doğrultusunda talebin reddine karar verdi.

Avukatın bu itirazı üzerine mahkeme başkanı sanıkların sadece darbe suçlamasından yargılanacağını söyledi. Sanıklar sistematik işkenceden sorgulanmayacak.

Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, sanıklara ''Ülke yönetimine el koymakla suçlanıyorsunuz'' dedi.

Mahkeme Başkanı ile Kenan Evren arasında şöyle bir diyalog geçti:

Mahkeme Başkanı: Savunmanızı kendiniz mi yapacaksınız?

Kenan Evren: Avukatımın yapmasını talep ediyorum. Ben bu konuda bir şey söylemek istemiyorum.

Mahkeme Başkanı: Avukatınla birlikte mi yapacaksın?

Kenan Evren: Bizim bu işkencelerle ilgimiz yok.

Mahkeme Başkanı: Bunu sormuyorum.

Kenan Evren: Evet savunmamı avukatımla birlikte yapacağız.

Müdahil avukat, savunma yaparken sanıkların birbirini duymamasını istedi. Bu talep reddedildi.

 

Şahinkaya rahatsızlandı

 

Tahsin Şahinkaya rahatsızlanınca tıbbi müdahale yapıldı. Duruşmada, Kenan Evren savunmasını yapmadan önce İstanbul'daki naip hakim, sanık Tahsin Şahinkaya'nın ilaç alması gerektiğini söyledi. Mahkeme, savunmalar öncesinde duruşmaya kısa bir ara verdi.

 

İşte şahinkaya'nın ifadesi

 

Müdahil avukatlardan Arif Ali Cangı, “Sanıklar arasındaki astlık ve üstlük ilişkisi dikkate alındığında, sanıkların savunmasına Ali Tahsin Şahinkaya'dan başlanmasını” istedi. Mahkeme, talebi yerinde gördüğünü tutanağa geçirdi. Önce Ali Tahsin Şahinkaya savunma yaptı.

Şahinkaya, yazılı metin üzerinden savunmasını yaptı. Şahinkaya savunmasında şunları söyledi:

* Ben anayasa ile kurulmuş Milli Güvenlik Kurulu üyesiyim

* Milli Güvenlik Konseyi kurucu iktidardır

* Kurucu iktidarların tasarrufları suç konusu olamaz

* Silah arkadaşlarım yetkisini anayasadan almaktadır

* Mahkemenin bizi yargılama yetkisi yoktur

* 12 Eylül müdahalesi Türk ve dünya tarihinde yerini almış büyük bir olaydır.Tarihi olayları ancak tarih yargılar

* TSK Türk milletine olan görevini yerine getirdi.

* O gün Türk Milleti için en doğru olanı yaptık

* Türk Silahlı Kuvvetleri, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu ve 'en büyük eserim' dediği Türkiye Cumhuriyeti'nin koruyucusu ve kollayıcısıdır.

* Büyük önderin en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti büyük Türk milletiyle birlikte sonsuza kadar yaşayacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın

* Sanık sıfatım yoktur, ben kurucu iktidarım

* Bu çerçevede hiçbir soruya yanıt vermeyeceğim

* Savcı tarafından alınan ifademi tekrarlıyorum

 

Sorulara yanıt vermedi

 

Şahinkaya'nın ifadesini tamamlamasının ardından sorulara geçildi. Müdahil avukatlarından Kavili de Şahinkaya'ya bir dizi soru yöneltti. Şahinkaya, sorulara bir kez daha yanıt vermeyeceğini bildirdi. Sorular sorulduğu sırada Şahinkaya'nın zaman zaman gözlerini kapattığı dikkati çekti.

 

Heyetin, Şahinkaya'ya yönelttiği sorular şunlar:

 

-Bireysel olarak bir darbe yapmanın gerektiğine ne zaman inandınız? Bu kararınızı kimlerle paylaştınız? Darbe yapılması yönündeki karara hangi tarihli toplantıda, hangi komuta kademesiyle hangi komutanlarla karar verdiniz? Sizin dışınızda kalan, yani emir komuta zinciri dışındaki TSK görevlilerince veya TSK dışında bir silahlı güç tarafından darbe yapılsaydı buna o dönemdeki tepkiniz ne olurdu?

-12 Eylül askeri darbesinin yapılmasıyla birlikte önceden isimleri tespit edilen kişilerin bulundukları yerden toplanmaya başlandıkları dikkate alındığında bu kişilerin listeleri ne şekilde oluşturulmuştur? Bunlar arasında suç işlediği iddia edilen kişilerin adresleri ve yerleri belli iken 12 Eylül 1980 öncesinde gözaltı ve yakalama işlemlerinin yapılmamasının nedeni nedir?

-Komuta kademesinde 'Darbeyi daha önce yapacaktık, ancak olgunlaşmasını bekledik' şeklinde gazetelere demeçler verildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. İddianamede anlatım olarak yer verilen 16 Mart İstanbul Üniversitesi, 1 Mayıs 1977 Taksim, Sivas, Çorum, Kahramanmaraş olaylarında birçok aydın, yazar, gazeteci, öğretim üyesinin katledilmesinin toplumda darbe beklentisi yarattığı iddia edildiği de dikkate alındığında, bu olaylara göz yumulması söz konusu mudur? Veya bu olayların niteliğine uygun müdahaleler yapılmış mıdır?

-Hemen her fırsatta, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından verilen beyanatlarda çok kısa zamanda demokratik düzene geçişi sağlamanın amaç edinildiği ifade edildiğine göre, askeri mahkemeler tarafından verilen idam kararlarının onaylanmasını demokratik düzene geçiş sonrasında milletin tercihleri ile oluşacak TBMM'ye bırakmak yerine Milli Güvenlik Konseyi eliyle yerine getirmenizin sebebi nedir?

-12 Eylül askeri darbesi yapıldıktan sonra gözaltında ölümler yaşanmış, başta Diyarbakır ve Mamak cezaevlerinde işkence sonucu ölümler olmuştur. Bu olayların engellenmesi için bir çaba gösterdiniz mi?

-12 Eylül 1980 askeri darbesinin yapılmasında, ABD veya bir başka ülkenin bilgisi veya onayı var mıdır?

Şahinkaya, her sorunun ardından, yanıt vermeyeceğini söyledi.

Sanık avukatı Bülent Acar söz alarak, “sanığın özgür iradesiyle soruları yanıtlamayacağını bildirdiğini” ifade etti ve “Sorulara cevap vermeyeceğini belirten, bunu ortaya koyan bir sanığa yönelik sorulara devam edilmesi demek, yasak sorgu usullerinin uygulanması demektir. Müvekkilime soru sorulmamasını talep ediyorum” dedi.

Avukat Kavili ise sorgu bütünlüğüne karışılmaması yönünde ara karar verilmesini istedi. Avukatlar küfür olmadan soru sorulabileceği itirazında bulundu. Müdahil avukatlar, sanıkların uluslararası çetenin parçası olarak darbe yaptığını iddia etti.

Müdahil avukatlar sanıkların kaldıkları odanın tümünün görünmesini istedi.

Mahkeme, müdahillerin sanıklara soru sormaya devam etmelerini kararlaştırdı.

 

Evren'in savunması: Darbeye teşebbüs etmedik, yaptık

 

Kenan Evren savunmasında şunları söyledi:

* Ben kurucu iktidar olan MGK'nın başkanıydım.

* 12 Eylül komuta zinciri içinde yapıldı

* Yapılış nedeni Türk milletine bildiri ile açıklandı. Ben cumhurbaşkanıyım. 12 Eylül'ün hesabını millete verdim.

* Mahkemeniz bizi yargılayamaz. Biz kurucu iktidarınız

* İhtilale teşebbüs etmedik, yaptık

* İhtilal yapmayı suç sayan bir kanun yok

* Demokrasinin olduğu yerde ihtilal olmaz

* Siyasiler beceriksizliklerini askere fatura edemez

* Bugün olsa aynı şekilde ihtilal yapardık.

* TSK iktidar olmanın meraklısı değildir

* Mahkemenizin sorularına yanıt vermeyeceğim

* Ülke o günkü olaylara layık değildi, gerekeni yaptık

* Beni ancak tarih yargılar

* Görevim mahkemeye yardımcı olmaktı, sanık değilim.

* Savcılıkta verdiğim ifadeyi tekrarlıyorum. Sorularınıza cevap vermeyeceğim.

*Yaptıklarımız suç değildi, pişman değilim.