Gündem

Kemal Türkler davası zamanaşımından düştü

DİSK’in kurucu genel başkanı Türkler’in öldürülmesiyle ilgili olarak Ünal Osmanağaoğlu’nun yargılandığı dava düştü.

02 Aralık 2010 02:00
T24  - DİSK’in kurucu genel başkanı Türkler’in öldürülmesiyle ilgili olarak Ünal Osmanağaoğlu’nun yargılandığı dava düştü.

Türkler’in kızı Soydan, DİSK Genel Başkanı Çelebi’yle birlikte açıklama yaptı.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) kurucu genel başkanı Kemal Türkler’in öldürülmesiyle ilgili olarak Ünal Osmanağaoğlu’nun yargılandığı dava, zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle ortadan kaldırıldı. Milliyet gazetesinde yer alan haber şöyle:

Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, son sözü sorulan sanık Osmanağaoğlu “Suçsuzum, beraatimi istiyorum” dedi. Zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek davanın ortadan kaldırıldırıldığını açıklayan Mahkeme Başkanı Ali Asker Kazak’a tepki gösteren Türkler ailesinin avukatı Rasim Öz, “Davayı zamanaşımına sokan sensin, bunun hesabını soracağım, tazminat davası açacağım” dedi. 

Kemal Türkler’in kızı Nilgün Türkler Soydan, kararla ilgili olarak şunları söyledi: 

“Ünal Osmanağaoğlu benim babamı öldüren katillerden biridir, ben bunu gözümle gördüm. AİHM’ye başvurmaktan üzüntü duymayacağım. Babamın mezarından, adından korkuyorsunuz. Babamdan korkmaya devam edin. Birçok işçi onun arkasından geliyor. Devlet katilin hesabını tarihe verecektir.” 

Daha sonr  Ntv'de Banu Güven'in sorularını yanıtlayan Nilgün Türkler, Devleti mahkûm ettirmekten üzülmeyeceğini söyleyen Nilgün Türkler, davalarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıyacaklarını açıkladı


Davanın geçmişi

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, DİSK genel başkanlarından Kemal Türkler'in 22 Temmuz 1980'de evinin önünde otomobiline binmek üzereyken Ünal Osmanağaoğlu ile arkadaşları Aydın Eryılmaz, Abdülsamet Karakuş ve İsmet Koçak tarafından öldürüldüğü, koruma polisi Ali Bilsev'in de yaralandığı ifade ediliyordu.

İddianamede, bu olaya ilişkin, Osmanağaoğlu'nun suç ortakları hakkında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesinde kamu davası açıldığı, İstanbul ilinde sıkıyönetimin kalkması nedeniyle sanık hakkındaki dosyanın ayrılarak, genel hükümler uyarınca suç yeri sorumluluk alanı olarak Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği kaydediliyordu.

''Suçun, DGM'nin kuruluşu hakkındaki kanunun geçici 1. maddesi gereğince, kanunun yürürlüğe girdiği 1 Mayıs 1984'ten önce işlenmesi nedeniyle Osmanağaoğlu'nun DGM'de yargılanmasının mümkün olmadığı'' vurgulanan iddianamede, sanığın, TCK'nın 149/2. maddesi uyarınca ''ahaliyi ayaklandırarak birbirini öldürmeye sebebiyet vermek'' suçundan cezalandırılması talep ediliyordu.

Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 14 Nisan 2003 tarihli duruşmasında, sanık Osmanağaoğlu'nun beraatına karar verilmişti.

Yargıtay 9. Ceza Dairesinin ilamında ise Abdülsamet Karakuş, Aydın Eryılmaz, Celal Adan, İsmet Koçak ve İsmail Aydın Esi'ye ait dava dosyalarının akıbeti ve kesinleşip kesinleşmediği konusunun dosya kapsamı ile anlaşılamadığı gerekçesiyle bu hususun yeniden araştırılıp denetime olanak verecek şekilde gerekli bilgi ve belgeler getirtilip dosya içine konulduktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği belirtilerek, eksik soruşturma gerekçesiyle karar bozulmuştu.

Bozma kararının ardından davayı tekrar görüşen Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, hakkında Kemal Türkler'in öldürülmesi olayı ile biten suç nedeniyle 765 sayılı TCK'nın 149/2. maddesine muhalefet suçundan dava açılan sanık Ünal Osmanağaoğlu'nun, ''bu suçu işlediği hususunda mahkumiyetine yeterli ve kati deliller bulunamadığı''ndan beraatına hükmetmişti.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, ''Kemal Türkler'in Merter'deki evinin önünde öldürülmesi eyleminde Ünal Osmanağaoğlu'nun eylem yerinin belirlenmesi, keşif yapılması, planlama aşamasında görev alması ve olay sırasında silahla ateş ederek, suça asli maddi fail olarak katıldığının anlaşıldığına'' işaret ederek, Osmanağaoğlu hakkında verilen beraat kararını oy birliğiyle bozmuştu.

Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, yeniden yaptığı yargılamada, 30 Temmuz 2009 tarihinde beraat hükmünde direnme kararı almıştı. Direnme kararını inceleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulu, hükmün bozulmasına karar vermişti.