Gündem

Kediler neden sürü halinde yaşamaz?

Evcil kediler sürü halinde bir arada yaşamada herhangi bir fayda görmediği için yalnız yaşar. Fakat gelecekte bu durum değişebilir.

04 Ocak 2017 19:02

Evcil kediler sürü halinde bir arada yaşamada herhangi bir fayda görmediği için yalnız yaşar. Fakat gelecekte bu durum değişebilir.

Yapılan araştırmalar kedilerin köpeklerden çok daha bağımsız olduğunu gösteriyor. Kedilere bir şey yaptırmak zordur; onlar kendi bildiklerini yapar.

Kedi besleyenler bilir bunu. Fakat kediler neden hem birbiriyle hem de insanlarla işbirliğine gitmekten hoşlanmaz? Ya da tersinden sorarsak ister evcil ister vahşi olsun diğer birçok hayvan neden sürü halinde yaşar?

Doğada grup halinde yaşamak oldukça yaygındır. Kuşlar, antiloplar, balıklar sürü halinde yaşar. Yırtıcı hayvanlar da çoğu zaman grup halinde avlanır. Kedi ailesinden olan aslan da grup halinde yaşar.

Sürü halinde olmak daha güvenli olmak demektir. Yırtıcı hayvan sadece onlardan birini avlayacaktır ve sürüde yüz hayvan varsa bu avlanma ihtimalinin yüzde bire düşmesi demektir. Tek başına olduğunda ise yüzde yüzdür bu ihtimal.

Sürüdeki hayvanların ayrıca çok sayıda gözü var demektir. Yaklaşan avcıyı önceden fark edip kaçma olanağı artar.

Tetikte olma konusundaki bu ortaklaşma tek tek hayvanların yiyecek bulmaya daha fazla zaman ayırmasını da sağlar.

Fakat sorun sadece av olmaktan kaçınmak değildir. Grup halinde dolaşan hayvanların çiftleşmek için eş aramasına da gerek kalmaz.

Yavru doğduğunda ise onu koruyup besleme sorumluluğu neredeyse bütün sürüye ait olur.

Birçok kuş türünde yavrular yetişip çiftleşmeye hazır hale gelinceye kadar aile gruplarıyla kalır.

Grup halinde yaşamak enerji tasarrufu sağlar. Sürü halinde kuşlar ve balıklar çok daha etkin uçar ve yüzer.

Yarasa ve penguenlerde olduğu gibi, sürü halinde olmak ısınmayı da kolaylaştırır.

Bu kadar yararına rağmen bütün hayvanların neden grup içinde yaşamadığı sorusu sorulabilir. Oysa bazı hayvanlar için yiyecek paylaşmak sorundur.

Sürü halinde birlikte beslenirken her hayvana düşen miktar sınırlıdır. Hayvanların besin ihtiyacı da farklılık gösterir. Bir leoparın birkaç günde bir 23 kg et yemesi gerekir. Bu tür vahşi kedilerde yiyecek için rekabet fazla olduğundan yalnız yaşar ve avlanırlar.

Buna tek istisna aslanlardır. Bu yaşadıkları çevre koşullarından kaynaklanır. Kendi alanlarını koruyup rakip grupların girmesini engellemek için grup halinde hareket ederler. Ayrıca avladıkları hayvanlar da aynı anda birkaç aslanın beslenmesine yetecek büyüklüktedir.

Kediler ise küçük hayvanları avlar; paylaşacak kadar yiyecekleri yoktur. Bu nedenle tek başına gezerler.

Kedileri insanlar evcilleştirmemiş, onlar kendi kendine evcilleşmiştir.

Evcil kedilerin kökeni Orta Doğu'da "orman kedisi" olarak bilinen yabani kedilere dayanır. Bu kediler insanların yaşadıkları köylerdeki evlerin kilerlerinde çoğalan fareleri avlamak için kendileri yaklaşmıştır insana. Böylece karşılıklı fayda oluşmuş, farelerden kurtulmak için kedileri beslemek de insanın işine gelmiştir.

Evcil kediler tümüyle anti-sosyal değildir. Ama birbirleriyle ve insanla ilişkileri kendi belirledikleri koşullar üzerinden olur. Bağımsızlıklarını korur ve ancak kendi istedikleri zaman insana yaklaşırlar.

Dolaştıkları alanları idrarlarıyla işaretleyip başka kedilerle karşılaşma ihtimalini azaltır. Aksi halde pençeler devreye girer.

Kediler böylesi bir durumda kavgaya tutuştuğu sürece sürü halinde dolaşma ihtimalleri de yoktur.

Aşırı tehlike anında savunma amacıyla işbirliğine gitmek üzere bir araya gelmelerinin de pek mümkün olmadığını belirtiyor biyologlar.

2014'te Journal of Comperative Psychology dergisinde yayımlanan bir makalede evcil kedilerin özellikleri ve onları yönlendirme girişimlerine nasıl direndikleri ele alınmıştı.

Fakat genel özellikleri bakımından evcil kedilerin yabani akrabalarına oranla grup halinde yaşayan aslanlara daha yakın olduğu görüldü.

Ayrıca evcil kedilerin atalarına oranla birbirinin varlığına daha fazla tahammül göstermeye başladığı belirtiliyor. Çiftliklerde yaşayan kedilerin kapalı ortamlarda birbirinin varlığını kabul ettiği görülüyor.

Örneğin Roma'daki tarihi Kolezyum'da 200 kedi bir arada yaşarken, Japonya'nın Aoshima adasında kedi sayısı insan başına altı kedi düşecek düzeydedir. Bu kedi kolonilerinde kediler yardımlaşma ve işbirliğine gitmeseler de tek başına dolaştıkları geçmişlerinden farklı özellik gösterdikleri kesindir.

Hayvan davranışı, sürü halinde yaşamaya yatkınlık ya da direniş o canlının doğasında olan özelliklerdir. Yıllar boyunca doğal seleksiyon sonucu oluşmuş özellikleri bir anda değiştirmek mümkün değildir.

Fakat aslanlar grup halinde yaşama becerisini göstermiştir. Bu tür değişimlerin yaşanması kediler açısından da gelecekte mümkün olabilir.