Gündem

KCK: Diyarbakır saldırısı AKP'nin Kürt halkına karşı savaş ilanıdır

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Diyarbakır'da 4 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylarla ilgili "Olayların içinde değiliz" açıklaması yaptı

11 Haziran 2015 16:13

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, yaptığı yazılı bir açıklamada Diyarbakır'da İhya Der Başkanı Aytaç Baran ve üç kişinin öldürülmesi hakkında "Olayların içinde ne Kürt özgürlük hareketi, ne de Kürt demokratik hareketi bulunmaktadır" denildi.  

"Yaşananlar tamamen yurtsever Kürt halkına yönelik saldırılardı" denilen metinde, "Amed’deki saldırı, AKP hükümetinin Kürt halkına karşı bir savaş ilanı olmaktadır" ifadesi kullanıldı.  

Özgür Gündem'de yayımlanan KCK açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

“Büyük bir seçim başarısından sonra Kürt Özgürlük Hareketi’nin bu başarıyı gölgeleyecek hiçbir tutumda olmayacağı bilinmesine rağmen Kürt Özgürlük Hareketi’nin seçim öncesi yapılan saldırılara karşı gösterdiği sağduyu istismar edilerek halka saldırılmakta ve Kürt Özgürlük Hareketi tahrik edilmektedir. Kürt halkına yönelik bu saldırılar kesinlikle devletin derin güçlerinden bağımsız değildir. Hizbullah adı altında halka saldıran JİTEM’dir; derin güçlerin örgütlediği çetelerdir. Bu saldırılara AKP hükümeti de ortaktır. Çünkü 1990’lı yıllarda olduğu gibi devletin asker ve polisin himayesi altında yapılmaktadır. Bu saldırıları başka türlü anlamak mümkün değildir.”

“Hareketimiz de Kürt demokratik güçleri de tahriklere gelmeyerek AKP ve derin güçlerin oyunlarını bozmaya çalışmıştır. Bugüne kadarki tutumu da bu yönde olmuştur.” 

“AKP iktidarda kalmak için başvurduğu çirkin yöntemlere şimdi yeniden iktidar olmak için başvurmaktadır. Amed’deki saldırı, AKP hükümetinin Kürt halkına karşı bir savaş ilanı olmaktadır. Böyle bir savaşı yürütüp tırmandırarak iktidarını korumayı hedeflemektedir.”

“Tüm kamuoyu ve demokrasi güçleri Kürt halkına ve demokrasi güçlerine yönelik bu planlı saldırılar karşısında duyarlı olmalı, bu saldırıları püskürtmek için demokratik ittifak ve demokrasi mücadelesini geliştirerek Türkiye ve Kürdistan’da baskıcı ve otoriter rejim heveslilerine geçit vermemelidir.”