8 Ocak 2020 tarihinde Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesine bağlı Kovankaya (Mehrî) köyünde yaşayan Hürmüz ve Şimoni Diril çiftinin kaybolmasıyla ilgili devam eden soruşturmada, kayıp çiftin komşusu ve akrabası olan Apro Diril ve civar köylerden iki kişi gözaltına alındı.
Apro Diril, şüpheli olarak tutuklanırken, diğer ikisi, ifade verdikten sonra adli kontrol şartı ile serbest bırakıldılar.
BBC Türkçe'ye konuşan ve dosyada gizlilik kararının devam ettiğini belirten Şırnak Baro Başkanı Rojhat Dilsiz, gözaltı ve tutuklama kararının, tape incelemeleri neticesinde verildiğini söyledi.
Hürmüz Diril'in oğlu Remzi Diril de ''Tutuklanması yetmiyor, biz itiraf etmesini bekliyoruz'' dedi.
İstanbul Keldani Kilisesi Papazı Remzi Diril'in annesi Şimoni ve babası Hürmüz Diril, yaşadıkları Şırnak Beytüşşebap'a bağlı Kovankaya köyünde 8 Ocak tarihinden beri kayıplardı.
Şimoni Diril'in cansız bedeni, kaybolduktan 70 gün sonra köye yakın bir derenin kıyısında çocukları tarafından bulunmuştu.
Diril çiftinin kaybolduğu tarihte köyde olan Apro Diril, daha önce de gözaltına alınmıştı.
Apro Diril, ifadesinde, kayıp çiftin PKK mensubu silahlı üç kişi tarafından kaçırıldığını öne sürmüştü. Hürmüz Diril'in dayısının oğlu olan Apro Diril, ifadesinin ardından serbest bırakılmıştı.
Şırnak Baro Başkanı Dilsiz: Apro ifadesinde suçlamaları kabul etmemiş
Şırnak Baro Başkanı Rojhat Dilsiz, soruşturmada yeni bir delilin olmadığını söyleyerek şunları aktardı:
"Çok ekstrem, somut ve yeni bir delil yok ama tape kayıtlarında, o iki kişiyle irtibatları tespit edilmiş, özellikle olayın yaşandığı günlerde bu üç kişi arasında çok yoğun sinyaller varmış. Bu yüzden gözaltına alındılar. "
Rojhat Dilsiz, "Apro ifadesinde suçlamaları kabul etmemiş, örgütün yaptığı iddiasını tekrarlamış. Savcılık, davanın yakında başlayacağını söyledi ama bu yakın zaman gün, hafta mı, ay mı bilmiyoruz'' diye konuştu.
Dilsiz, Apro'nun, daha önce de Hürmüz Diril'in köydeki evini taradığını, bu yüzden soruşturma geçirdikleri söyleyerek şöyle devam etti:
''Bu yüzden araları da bozukmuş; şüpheler de bu yüzden, Apro Diril üzerinde yoğunlaşıyor.''
Dosyadaki gizlilik kararının neden hâlâ devam ettiği sorusunu savcıya sorduklarını aktaran Rojhat Dilsiz ''Savcı, dosya açık olsa hakkında soruşturma geliştirmeyi düşündükleri kişilerin kaçmasını önlemek adına, mağdur taraf için böyle bir kararın verdiklerini söyledi'' dedi.
'Tutuklanma kararının daha önce olması gerekiyordu'
Diril çiftinin oğlu Remzi Diril ise, olayın yaşandığı ilk günden itibaren Apro'dan şüphelendiklerini söyledi.
''Tutuklanma kararının daha önce olması gerekiyordu, biz bunu bekliyorduk. Biz gerçekleri söyleme konusunda itiraflarını bekliyoruz'' dedi.
Yılbaşı gecesi anne ve babasıyla konuştuklarını söyleyen Remzi Diril "O gece, annem bize, Apro'nun evine birilerinin geldiğini söylemişti. O kişilerin kim olduğunu da açıklamasını istiyoruz çünkü sekiz gün sonra annem ve babamdan haber alamadık, o tarihlerde köyde Apro'nun evinde kimler kalıyor, açıklamalı'' dedi.
Şimuni ve Hürmüz Diril, 2014 yılında İstanbul'dan köye temelli dönme kararı almış. Remzi Diril'in anlatımına göre ailesi, Apro Diril ile sık sık sorun yaşamış. Sorunlardan biri de, köyde inşa edilen evde, Apro Diril'in toprağının sınırın ihlal edilmiş olması.
https://www.youtube.com/watch?v=XCESHaz6EkQ
''2019'da köye gittiğimizde, evdeyken Apro eve beş el ateş açtı, 'Bu adamı öldürmeden bu köyden gitmeyecem' demişti. Allahtan yaralanan olmadı, şikayetçi olmuştuk. Eskiden beri devam eden husumetler vardı, bir 90'larda faili meçhullerde kaybolan oğlu Zeki'nin durumundan babamı suçluyordu'' dedi.
İlyas ve Zeki Diril soruşturması
Kovankaya, köy boşaltmaları sonrası aralarında Diril ailesinin yakınları da olan kayıp vakalarının da yaşandığı bir yer.
1994 yılında 12 yaşında olan İlyas Diril ve 16 yaşında olan Zeki Diril'den de, gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamamıştı. Zeki Diril, Apro Diril'in oğluydu.
Kayıp iki çocuğun hikâyesi, Cumartesi Anneleri'nin 628. haftasında da kamuoyuyla paylaşılmıştı.
İlyas ve Zeki'nin ailesi de, köyün diğer sakinleri gibi, 1989'da köyleri boşaltılınca İstanbul'a taşınmışlar. Aileler bir süre sonra geri dönmüş ama çocuklar çalışmak için şehirde kalmıştı.
2 Mayıs 1994'te İstanbul'dan Şırnak'a doğru giderken gözaltına alınan iki çocuktan da, bir daha haber alınamadı. Soruşturmaları takipsizlikle sonuçlandı, AİHM'e taşındı. Mahkeme Zeki'nin kaybolmasından devletin sorumlu olduğuna karar verdi ve Türkiye'yi oybirliği ile mahkûm etti.
Remzi Diril, babası Hürmüz'in o tarihlerde köyde muhtar yardımcısı olduğunu söyledi.
''Çocuklar, çalışıp kazandıkları parayı ailelerini getiriyordu. Babam muhtar vekiliydi, sık sık Beytuşşebap'a giderdi, resmi evrak ya da ihtiyaç oldu mu, babam giderdi. Apro'nun karısı o tarihlerde babamın yanına gelerek, İstanbul'daki oğlunun köye dönüp yardım etmesi için haber yollamasını istedi. Babam da bu talepleri üzerine haber vermiş, aileleri çocukların gelmesini istiyor diye. Çocuklar dönüşte gözaltına alınıyor ve onlardan bir daha haber alınamadı maalesef. Babam hem Apro'nun oğlunu hem de diğer çocuğu bizim gibi severdi ama Apro, sen çağırmasaydın bunlar yaşanmazdı diyerek yıllardır babama kin güdüyordu'' dedi.
Remzi Diril, Zeki'nin davası için babasının çok çaba sarfettiğini söyledi ve ''Babam olayı sahiplendi, o çocukları çok severdi, avukatlar tuttu, dava AİHM'ne kadar gitti, devlet aileye tazminat ödedi'' diye konuştu.