Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de çıkan yangında 8 yakınını kaybeden AKP Bolu İl Başkanı Suat Güner, olay anını anlattı. Güner, "Yangın çok erken saatlerde çıkmış" dedi.
Türkiye'nin en önemli kış turizmi merkezlerinden biri olan Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de, 21 Ocak'ta sabaha karşı çıkan yangında çoğu çocuk 78 kişi hayatını kaybetti, 51 kişi yaralandı. Soruşturma kapsamında 28 kişi gözaltına alındı, 19 kişi tutuklandı. Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun, itfaiye personeli İrfan Acar, otel sahibi Halit Ergül, otel müdürü Zeki Yılmaz, otelin muhasebe müdürü Kadir Özdemir, aşçı Faysal Yaver, elektrikçi Hüseyin Özer ve mutfak çalışanları Yusuf Karahanlı, Fidan Kurç ile Mehmet Gündüz tutuklandı. İş güvenliği uzmanı E.K. ile otelin 78 yaşındaki mimarı Ali B. de serbest bırakıldı. Ayrıca Ergül'ün diğer oteli Gazelle Resort & Spa Otel Müdürü Ahmet Demir ve 6 kişi daha tutuklandı.
T24'ün edindiği bilgiye göre, otelin tahliye çıkışları, yangın alarmı ve duman kontrol sistemi yetersiz çıktı. İlk müdahale 1 saat 15 dakika sonra gerçekleşti, yangın 11 saatte söndürüldü. Elde edilen ilk bulgulara göre, yangın restorandaki mutfakta başladı. Bina içinde bulunan yangın merdiveni, yayılan dumanı bir baca görevi görerek üst katlara taşıdı. Ölümlerin çoğu karbonmonoksit zehirlenmesinden kaynaklandı. Ölenlerin arasında camdan atlayarak kurtulmaya çalışanlar da yer aldı.
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de Kuzeni Zehra Sena ve eşi Bilal, çocukları Muhammet Selim, Yusuf Sinanettin ve Bekir Sadık Gültekin ile Sümeyye Güner, Bilal Gültekin'in kardeşleri Enes ve Rümeysa Gültekin'i kaybeden AKP Bolu İl Başkanı Suat Güner, "kara gün" olarak nitelediği yangını anlattı.
Dayısından gelen telefonun ardından Kartalkaya'ya gitmek için yola çıktığını, yoldayken kuzeninin kendisini görüntülü arayarak yardım istediğini aktaran Güner, "Saat 03.37 sıralarında dayımın telefonuyla uyandım. Çok hızlı intikal etmeye çalıştım oraya. Evden çıkmam 5 dakika sürmedi. Acele bir şekilde hemen Sena, Bilal, Enes ve Rümeysa'yı aradım. Sena ile uzun uzun görüştük. 'Çıkmaya çalışın' dedim. 'Holden çok duman geliyor, çıkamıyoruz odadan' dedi. 'Camı açın' dedim. 'Abi cam yok zaten yanıyor, o cephe komple yanıyor' dedi hatta inanmıyorum diye beni görüntülü aradı. Annesini de yani yengemi de görüntülü aramış Sena. Görünmüyor zaten, toz duman odanın içi. Bir köşeye sığınmışlar, öyle bulduk. Çok geç ve çok zor bulduk. Tarifi mümkün olmayan acılar. Yaklaşık 15 dakika telefonla konuşmuşuz. Parça parça 10-11 defa konuşmuşuz Sena ile. En son saat 04.06'da oldu konuşmamız. Saat 04.20 gibi de ben oradayım. Yangının sardığı cephede yani arka cephede, 11. katta 1108 numaralı odada kalıyorlardı. Yangın çok erken saatlerde çıkmış" dedi.
"Hiçbiri açmadı telefonu"
Suat Güner, bölgeye ulaştıklarında kuzenini tekrar aradığını ancak ulaşamadığını belirterek, "Bana söylemesine rağmen oda numarasını, katını unuttum. Can havliyle otele girdim ama çok duman vardı. Otele girdiğimiz yerde yangın yoktu, sadece duman vardı. Biri beni dışarı çıkardı, ben yukarıya çıkmaya çalıştım. Can havliyle ne yapacağını bilmiyorsun ki... Telefonla ulaşamıyorsun, 10 dakika geçmedi bile en son konuşmamızın üzerinden. Aradığımda hiçbiri açmıyordu telefonu" ifadelerini kullandı.
Otelde konaklayanların dışarı çıkacak kadar zamanları olabileceğini düşündüğünü dile getiren Güner, şöyle devam etti:
"İhmaller, eksiklikler, hatalar, uygulanmayanlar, söylenmesine rağmen yapılmayanlar var ama uyandırılabilirlerdi. Can havliyle uyandırmaya çalışanlar da olmuş. Onlar da geldi bana, 'Biz otel personeliyiz uyandırmaya çalıştık ulaşabildiğimiz kadarıyla' dediler. Bir milletvekili, insanları uyandırmak için arabasının alarmını öttürmüş."
T24 ÖZEL |
"Yangın daha erken çıktı"
Güner, yangının belirtilen saatten daha erken çıktığının söylendiğini aktararak, şöyle devam etti:
"Bilemiyorum saat kaçta olduğunu. Bana bir fotoğraf geldi. O fotoğrafa bakıyorum, el vicdan diyorum. Tamam acılarımız var ama fotoğrafın geldiği saatte sadece restoranda yangın var, bina yanmıyor. Uyandırın, bu saatte uyandırın. Ne gerekiyorsa alarma mı basacaksın, bağıracak mısın, katları mı tek tek gezeceksin, uyandıracaksınız milleti."
"Yitirdiğimiz canlar geri mi gelecek"
Yaşadıkları acıyı hiçbir şeyin dindiremeyeceğini vurgulayan Güner, "Yargı kararını verdikten, konuyla alakalı ihmali olanları ortaya çıkardıktan sonra, müebbet hapis verilse ne olur, zindanlarda çürüseler ne olur? Yitirdiğimiz canlar geri mi gelecek?" sorularını yöneltti. (AA)
Yine mi! 'Uzak Şehir'de levirattan doğan aşk hikâyesi... |