Gündem

"Karşımızda içkiciden hem nefret eden, hem de onlardan 'beslenen' bir iktidar var"

Cumhuriyet yazarı Tayfun Atay, yılbaşı sepetlerinden tütün ve alkol ürünlerinin kaldırılması uygulamasını yazdı

07 Kasım 2015 10:31

Cumhuriyet yazarı Tayfun Atay, yılbaşı sepetlerinden tütün mamulleri ve alkollü içeceklerin kaldırılmasını değerlendirerek, AKP hükümetinin son 7 yılda alkollü içkilerden elde ettiği gelirin 26.5 milyar lirayı aştığı bilgisini verdi. Atay, “Karşımızda içkiden ve içkiciden hem nefret eden, hem de onlardan “beslenen” bir iktidar var” dedi.

Bugünkü yazısında “AKP, içki tüketimine yönelik yaptığı düzenlemelerle kendisine oy veren dindarların ağzına bir parmak bal çalarken içkiden aldığı vergilerle tam bir ‘bal tutan parmağını yalar’ noktasında” diyen Atay, “baskıyla, sindirmeyle içkiden siz vazgeçersiniz, ama onlar vazgeçmez, merak etmeyin!..” ifadelerini kullandı.

Tayfun Atay’ın Cumhuriyet’te yer alan “İçki istemem, vergiyi yan cebime koy!” başlığıyla yayımlanan (7 Kasım 2015) yazısı şöyle:

Gazetede aynı gün karşımıza çıkan üç haber, “AKP Türkiyesi”nin şekline şemailine ilişkin çarpıcı bir somutlaşma sağlıyor.

Dünkü Cumhuriyet’in 9’uncu sayfasındaki habere göre, bu sene yılbaşı sepetlerine alkollü içki konulması yasaklanmış. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu, bu kararı söz konusu ürünlerin sepete konularak tanıtımlarının arttırıldığı ve tüketilmelerinin cazip hale getirildiği değerlendirmesiyle almış.

Bu haberle titreşim içinde, adeta o meşhur “imam-cemaat” deyişini akla getirircesine gazetenin son sayfasında da Galata’da içki içenlere tekbirli saldırı gerçekleştirildiği haberi yer alıyor. 50 kişilik bir grup “Ya Allah Bismillah Allahu Ekber” ve “Hepimiz Tayyip’in askerleriyiz” sloganları eşliğinde Galata Kulesi merdivenlerinde içki içenlere saldırıp darp etmişler. “Burası Türkiye, burada içki içemezsiniz” diye bağırarak ve giderken de “Yine geleceğiz” tehdidi savurarak…

***

Yukarıda kaydedilen “yılbaşı sepetinde içki yasağı” haberinin bir köşesinde kutucuk içinde karşımıza çıkan üçüncü haber ise tablodaki bu kocaman karanlığın altında gizlenen bir “riya”yı görmemizi sağlıyor.

O kutucuktan öğreniyoruz ki “Tayyip’in askerleri”nin içki ve içkiciyle münasebetinin tersi bir münasebet söz konusu onun partisiyle içki ve içkiciler arasında…

Buna göre son 7 yılda alkollü içkilerin vergi zamlarına bağlı olarak AKP hükümetinin elde ettiği gelir 26.5 milyar lirayı aşmış. Hele şuna bakın: 2009’da içkiden elde edilen vergi geliri 1.9 milyar iken bu 2014’te 5.9 milyara çıkmış!..

***

Durum bu! Karşımızda içkiden ve içkiciden hem nefret eden, hem de onlardan “beslenen” bir iktidar var.

AKP’nin “İslâmcılık” noktasında teste tabi tutulacağı, bu bakımdan onun yumuşak karnı olan ve tarihe not düşülecek yer burası.

Çünkü AKP, içki tüketimine yönelik yaptığı düzenlemelerle kendisine oy veren dindarların ağzına bir parmak bal çalarken içkiden aldığı vergilerle tam bir “bal tutan parmağını yalar” noktasında.

***

Madem dindarsınız, Müslümansınız, İslâmcısınız, içkiyi tümden yasaklasanıza!..

Hayır, AKP bir yandan içki içmeyi “sınıfsal” hale getirip onu alım gücü ve tüketim alışkanlığı yüksek “seküler” kesimle sınırlamaya giderken, diğer yandan sokakta bira içen gençlere ya da gariban barlarına zorba saldırıları (mutlaka “tasvip” etmeyecekse de) engelleme cihetine gitmeye niyetli gözükmeyerek bir taşla iki kuş vuruyor.

Bu, Türkiye’yi hem “Dar-ül İslâm”, hem de “Dar-ül Harp” sayma anlamına da gelebilecek şekilde bir taşla iki kuş vurma pratiği, diğer deyişle ikiyüzlülüğü…

Yılbaşı sepetine içki sokmayan, sokaklarda içki içirtmeyen AKP ve destekçileri için Türkiye, “Dar-ül İslâm”dır, yani Müslüman bir ülke.

Ama tüm caydırıcı girişimlere karşın her yıl alkol tüketimi artan bu memlekette içkiden oluk oluk vergi alan AKP için Türkiye, “Dar-ül Harp”tir. Yani hayatı Müslümanca yaşamayan sürüsüne bereket “dinsiz-imansız”ın bulunduğu bir toprak! Dolayısıyla da onların (şimdilik canı-malı değilse de) içkisinden alınan vergi helâldir!..

***

Sadede gelelim: AKP, 2002’den bu yana süren iktidarında onu en çok ayakta tutan neden olan iktisadi verimi, en çok nefret ettiği kesimden, seküler yaşam biçimini sürdüren insanların tüketim alışkanlıklarından devşirdi. Televizyon dizilerinden alkollü içkilere kadar açılan geniş bir yelpazede bu kesimin üretim ve tüketim performansıdır AKP’yi ekonomik olarak ayakta ve iktidarda tutan…

Bu yüzdendir ki ben bu iktidarı hanidir “dindar-muhafazakâr” olarak değil, “dinbaz-mutaassıp” olarak tanımlamaktan yanayım. “Dinbaz”, yani sıkı bir dindarlık kisvesi altında ekonomiden politikaya her türlü dünyevi imkân ve çıkar için dini araçsallaştırmak… Ve “mutaassıp”, yani bu imkân ve çıkarların dindar kitlelerin gözüne batmasını engelleme yolunda koyu bir tutuculuğu da orta yerde sergilemek.

Sonuçta belki korkuyla, baskıyla, sindirmeyle içkiden siz vazgeçersiniz, ama onlar vazgeçmez, merak etmeyin!..