Karar yazarı Mustafa Karaalioğlu, sadece AB'nin değil, irili ufaklı bütün uluslararası kuruluşların Türkiye hakkında olumsuz raporlar yayımladığını söyledi. "Yıllar var ki tek bir listede yukarı gidemiyoruz" diyen Karaalioğlu, "Finansal rating değerlerimiz de düşüyor, eğitimde PISA testinden de dökülüyoruz… İnsani gelişmişlik endeksinde de dibe doğru gidiyoruz, şeffaflık listesinde de..." dedi.
Karaalioğlu'nun "Gerileme raporu" başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:
(...)AB, Türkiye’nin üyeliği konusunda masum değildir. Sürecin baltalanmasında rol oynamış ve motive edici olmamıştır. Çoğu kez yapıcı olmak yerine, olumsuzlukları fırsat bilerek Ankara’yı tahrik bile etmişlerdir. Eğer, objektif olsalar bugün çok daha iyi bir yerde olacaktık. Doğru…
Evet ama üyelik yolunda parmağımızı dahi kıpırdatmazken bu lafları tekrarlamanın bize ne faydası var. Kaybeden biz olmaya devam ettikçe; AB kriterlerinden uzaklaşarak demokrasi ve hukuk sistemimizi standartların altına çekince, ekonomiyi müzmin kriz haline sokunca ve dış politikada dost kaybettikçe “Biz haklıyız, onlar haksız” diye tekrarlamak neye yarar? Paramızın değerini mi, üretimimizi mi artırır? Demokratik standartlarımızı ya da yargı kalitemizi mi yükseltir? Brüksel’e sesimizi yükseltirsek ne olur? İşsizlik mi azalır? Eğitim seviyemiz bir yerlere mi çıkar?
Eskiden olsa; yani demokrasi yürüyüşümüzden emin olabilsek AB’nin haksızlığı pek mesele olmazdı. Hep söylendiği gibi Kopenhag Kriterleri’ne Ankara Kriterleri deyip yola devam edebilirdik. Ama geçen süre içinde görüldü ki Ankara kriterleri ülkeyi yoksullaştırıyor, içe kapatıyor, milli geliri azaltıyor, eksik hukuk ve demokrasiye mahkum ediyor. Bu büyük ve gelişen nüfusun refah ve güvenliğini sağlamak için dünyalı olmak gerekiyor.
Unutmayalım ki bizi sadece AB değil, irili ufaklı bütün uluslararası kuruluşlar olumsuz raporluyor. Yıllar var ki tek bir listede yukarı gidemiyoruz. Finansal rating değerlerimiz de düşüyor, eğitimde PISA testinden de dökülüyoruz… İnsani gelişmişlik endeksinde de dibe doğru gidiyoruz, şeffaflık listesinde de…
Hepsine birden parmak sallayıp kepenk indiremeyeceğimize göre hukukun, demokrasinin, serbest piyasanın ve uluslararası standartların dili konuşmaya başlamamız gerekiyor. Daha fazla kaybetmeden…