Karar yazarı Mustafa Karaalioğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Gezi Parkı'na o tarihi eseri, AKM'nin yerine dev opera binasını ve Taksim'e selâtin camisini yapacağız!" ifadesiyle ilgili olarak, "Kışlayı yapmasına yaparız, binayı dikeriz. Ona şüphe yok ama iyi fikir değil, bilelim. Biraz duralım... Duralım da hiç olmazsa bir gerilim bittikten sonra yenisine yelken açalım" dedi.
Mustafa Karaalioğlu'nun, "Kışlayı yaparız... Kimse de ses çıkaramaz ama yapmayalım" başlığıyla yayımlanan (21 Haziran 2016) yazısı şöyle:
Konuşulanlara, yazılanlara, jestlere, mimiklere bakıyorum, hal ve gidişin hayırhah olmadığını görüyorum. Bütün canı sıkkın laikleri, muhalif Kemalistleri, CHP ve havalisini önce bir daireye alıp, ardından da “Gelin, gelin de Gezi’de yarım kalan şu hesabı kapatalım” havasını teneffüs ediyorum. Yeniden Gezi Parkı’na Topçu Kışlası projesinin bizzat Cumhurbaşkanı tarafından ilanı, Cihangir’deki “içki-oruç-dayak” sembollü vak’a var ama bunlardan daha coşkulusu yazılanlar, çizilenler. Sınır tanımaz bir özgüven, kural tanımaz bir “Siz de kim oluyorsunuz” tafrası ve bitmek tükenmek bilmez kraldan çok kralcılık, Müslümandan çok Müslümancılık ve halktan çok halkçılık…
***
Tamam… Biz bu Taksim’e, Gezi Parkı’nın ortasına istediğimiz kadar büyük istediğimiz kadar gösterişli, istediğimiz kadar hızlı kışla yaparız. Bir seneye kalmaz o binayı parka dikeriz. İtiraz edenler olur, direnenler olur, eylem yapan, protesto eden “hain”ler de çok olur, ama vız gelir tırıs gider... Güçleri o projeyi engellemeye yetmez. Konuşurlar konuşurlar, susarlar, medyada da eskisi kadar yer bulamazlar. Münakaşa olsa farketmez, en nihayet iki seneye kalmaz mevzu da kapanıp gider.
Evet yapmakta mesele yok. Kolaylıkla yaparız, bir girdik mi yapar çıkarız. Cesur olmamıza bile gerek yok, muhalefetin mecali kalmayalı, nefesi kesileli epey oldu zira.
Ama bunun kime ne faydası var? O kışlayı niye yapıyoruz? Zaten İstanbul mimarisinin bir parçası hiç olmayan ve çok da eski sayılmayan bir binayı yeniden yapmanın estetik kıymeti mi var? Sadece İstanbul’un değil Türkiye’nin kalbi olan bir yere askeri bir sembolü dikmek AK Parti iktidarının hangi prensibine hizmet edecek?
***
Belediye Başkanı’nın “Taksim projesini halka soracağız, referandum yapacağız”vaadini unutalım.
Türkiye, dünyada hiç de yakışmayan görüntülerle dizi oldu, onu da hatırlamayalım.
Herkesin canı yandı, onları da sineye çekelim.
Çekelim de bu kadar büyük ve acılı maliyeti bir kalemde silmenin ödülü ne olacak?
Herkes biliyor ki AK Parti’nin de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da gücünü ve iradesini ispata ihtiyacı yoktur. Milletin yarısı eksiksiz arkalarındadır. Gezi Parkı planı, malum olaylardan dolayı ortada kaldı diye iktidarın veyahut seçmeninin gururu incinmiş de değildir. Gurur bahsi bir yana, AK Parti’ye 49.5, Erdoğan’a 52 puan destek veren vatandaş projenin akıbetini merak dahi etmemektedir.
O parkın da o mahallin de herkesin unutmak istediği kötü bir hatıradan başka bir anlamı da kalmamıştır.
***
Ne yaparsak yapalım o hatıra silinmeyecek; bari zamana bırakalım da küllenebildiği kadar küllensin. Yeni hatıra istihsaline kat’i surette lüzum bulunmamaktadır.
Mesele ne ağaç, ne park, ne de kışla… O vakit de öyleydi, malum.
Yapmasına yaparız, binayı dikeriz. Ona şüphe yok ama iyi fikir değil, bilelim.
Biraz duralım... Duralım da hiç olmazsa bir gerilim bittikten sonra yenisine yelken açalım.