Karar yazarı İbrahim Kahveci, "Ülkemiz resmen yıkılıyor; yıkımı durdurmak bile şimdilik yeterlidir" derken, "90’ları bile arar olduk. Hatta bir tek Çiller eksikti; o da geliyorum dedi" ifadesini kullandı. Kahveci, 90'lardan farklı olarak TL'nin hiç bu kadar değersiz olmadığını, dış varlıkların fiyatının da bu kadar yüksek olmadığını hatırlattı. Kahveci, "Rahmetli Turgut Özal’ın dünyaya açtığı Türkiye’yi Erdoğan politikaları ile yeniden dünyaya kapatmış olduk. Türkiye içine kapanık bir ülke oldu" dedi.
Kahveci, yazısında, 'bugünkü krizin 2007 yılında değişmesi gereken ekonomik modelin sağlanmaması ile biriken sorunlar yumağına, Başkanlık Sistemi ile eklenen devasa sorunların sonucu' olduğunu söylerken, "Bu ayrımı veya bu birleşik kabı bilemeyen, çözemeyen hiçbir parti ülkemiz ekonomik sorunlarına kalıcı çözümler üretemez. O nedenle 2001 krizine çözüm üreten ve o geçici program sonrası üretim-yatırım programını bilen kadroların yönetime gelmesi gerekiyor. Demokrasi, hukuk, liyakat vs sağlanarak sadece yabancı sermayeye dayalı geçici refah döneminden başka bir şey oluşmayacaktır. Yine zaman kaybı, yine ertelenmiş ve üstü örtülmüş temel sorunlar yumağı ile yıllarımız heba olacaktır" dedi.
Kahveci, "Özal’ın ‘değişim’ programından beri ülkeye zerre değer katamadık. Bu ülkenin çok ama çok acil orta-uzun vadeli ‘kalkınma programına’ ihtiyacı vardır" düşüncesini dile getirdi.
Büyük sorununun 'Yapısal çöküş' olduğunu dile getirerek, "Ekonomik buhranı bile aratacak çöküş... 2018 yılındaki kur yükselişi ve/veya 2021’de başlayan yeni kur yükselişi vs 2017’de başlayan beyin çıkışı yanında hikaye kalır. Kurumların çökmesi, kuralların işlememesi, beyin göçünün başlaması bize ilerleyen yıllarda çok daha büyük yıkımlar getirecektir. Bizim temel sorunumuz yapısal çöküşü durdurmak ve beraberinde ekonomik buhranı çözmek olmalıdır. Özellikle muhalefet partileri ekonomide yapısal dönüşüm ve kalkınma programlarını açıklamak zorundadır" ifadelerini kullandı.
Kaynakların verimsiz kullanıldığını belirten Kahveci, "Korkuyorum ve çok korkuyorum. Bugün yaşadığımız sorunlar yarın yaşayacağımız sorunların yanında hafif bile kalır. Daha yarının ne olacağını bilemeyen ekonomi yönetimi ile ülke yönetiyoruz. Evlatlarınızı düşünün... Ve siz söyleyin: Yönetimden umudunuz var mı? Muhalefet çalışıyor mu? Kısaca ülkeden umudunuz var mı? Varlık içinde sürünüyoruz" düşüncesini dile getirdi.