Karar gazetesi yazarı Figen Çalıkuşu, "Cumhurbaşkanı galiba hâlâ sevildiğini sanıyor. Bir padişah gibi tebaasının ona kul olmaya devam edeceğini, ne yapsa etse de hatta toplumla inatlaşsa da sevginin devam edeceğini düşünüyor, buna inanmak istiyor. Hâlâ partisi AKP’nin çoğunluğun partisi olduğunu hayal ediyor. Ama artık öyle değil, AKP şimdi bir ‘azınlık partisi’ ve rejimin de buna uygun bir adı var: ‘azınlığın baskı rejimi’..." görüşünü savundu.
Çalıkuşu yazısında, "AKP son zamanların tüm anketlerine göre yüzde 32 bandına yerleşmiş durumda ve partili Cumhurbaşkanı bir padişah değil, bir siyasetçi. AKP’yi artık sadece bu şehirleşmeye ayak uyduramayanlar ile ihtiyarlar destekliyor. Ve AKP de artık bir azınlık partisi. İşte AKP, MHP ile birlikte, bu yüzden büyük şehirleri kaybetti. Büyük şehirleri kaybeden ve azınlık baskı rejiminin partisine dönüşen AKP gidiyor. Düşünmek zihin işidir. Beraberce düşünelim… Putin bir diktatör mü? Cevap evet.
Peki Putin yerel seçimlerde Moskova, St Petersburg, Novosibirsk gibi 10 büyük şehri kaybetse ne düşünürdünüz? Cevap, Putin gidiyor olmaz mıydı ? AKP azınlık partisi, baskı rejiminde yarattığı korku dağları ile bir süre daha yönetmeye ve halk ile inatlaşmaya devam edebilir. Ama artık karşında bu ülkenin en az yüzde 60’ı var. 2023 seçimlerinde, 5 milyon genç ilk kez oy kullanacak. 30 yaş altı seçmen sayısı ise 20 milyon. Bu gençlerin hayalleri, beklentileri veya öfkeleri de bu azınlık baskı rejimi ile uyuşmuyor, siyasal inatlaşma ile şekillenmiyor." düşüncesini dile getirdi.
Çalıkuşu şu ifadeleri kullandı:
"Aksine, siyasal iktidarın kötücül ve baskıcı tavrı onların beklentilerinin önünde bir set oluşturuyor.
Şimdilik en az yüzde 60 olan çoğunluk ülkenin geleceğini sandıkta yeniden inşa edecek. Bu olan biteni izlerken aklıma hep Victor Hugo’nun sözünün gelmesi de bu yüzden: ‘Sevilmeyen bayağılaşır’... Artık eskisi gibi sevilmeyen bayağılaşıyor ve inatlaşıyor. Ama sevilmeyenin bayağılaşması ve inatlaşarak sevildiğini görmek istiyor olması, azınlık baskı rejiminin sonunu daha da hızlandırıyor. Dere tepe ‘Love Erdoğan’ yazdırmak bir işe yaramıyor. Sadece aklınızda tutun yeter; Bir azınlık partisinin baskı rejiminde, büyük şehirleri kaybeden Putin de olsa gider. Rahat olun…"