Gündem

Karar yazarı Çakır, bir emniyet müdürü ile görüşmesini aktardı: 26 suç kaydı ne ki, 375 suç kaydı olanlar dolaşıyor aramızda!

"Yunus Emre Geçti’nin suç makinasına dönüşmesinin sebebi bizim infaz yasamız. Çünkü suç işlemiş ama 'yatarı olmadığını' görünce eli rahatlamış, rahat rahat suç işlemeye başlamış"

25 Eylül 2024 10:24

Karar yazarı Elif Çakır, 27 yaşındaki polis memuru Şeyda Yılmaz'ı öldüren 19 yaşındaki Yunus Emre Geçti'nin önceden işlediği 26 şuç kaydı olmasına ilişkin bir emniyet müdürünü aradığını ifade etti. Emniyet müdürünün bu durumun şaşırtıcı olmadığını ve "26 suç kaydı ne ki, 375 suç kaydı olanlar, toplumda, aranızda dolaşıyor" ifadelerini kullandığını aktaran Çakır, "26 suç kaydı ne ki, 375 suç kaydı olanlar aramızda dolaşıyormuş. Ceza infaz yasasımız böyle olunca bu ülkenin polisi ne yapabilir, savcısı, hakimi ne yapabilir?" dedi.

"Yani özetle Yunus Emre Geçti’nin suç makinasına dönüşmesinin sebebi bizim infaz yasamız. Çünkü suç işlemiş ama 'yatarı olmadığını' görünce eli rahatlamış, rahat rahat suç işlemeye başlamış." diyen Çakır'ın köşe yazısının ilgili bölümü şöyle:

"Evet, Yunus Emre Geçti’nin 26 suçtan devlette kaydı var ama bu suçların hiçbirinin bizim ceza infaz kanunumuzda 'yatarı' yok maalesef. Devlet işlediği suçların kaydını almış sadece.

Hırsızlık suçunun cezası 1 ila 3 yıl. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 'uyuşturucu, madde bağımlığı suçuyla terör birbirine benzer' nitelemesi yaptığı uyuşturucu kullanma, satma suçunun cezası maalesef 2 ila 5 yıl.

TCK’ya göre 'uyuşturucu kullanma, satma', 'hırsızlık', 'gasp', 'adam yaralama' suç, cezası da var; polis suçluyu yakalıyor, karakolda ifadesini alıyor, işlediği suçu kaydediyor, suç siciline işliyor, gözaltı yapıyor, daha ötesine geçemiyor, çünkü suçun cezanın uygulanmasına gelince 'elde var sıfır' oluyor.

Kamuoyunda '26 suç kaydı varsa nasıl serbest' itirazları yapılıyor. Adı üstünde 'suç kaydı var' yani bu suçlar infaza dönüşmediği için cezaevine girmemiş, 'nasıl serbest kaldı' itirazını yapmak için önce cezaevine girmesi gerekiyor, değil mi?

Yani özetle Yunus Emre Geçti’nin suç makinasına dönüşmesinin sebebi bizim infaz yasamız. Çünkü suç işlemiş ama 'yatarı olmadığını' görünce eli rahatlamış, rahat rahat suç işlemeye başlamış.

Bu hadise üzerine aradığım bir il emniyet müdürü, Yunus Emre Geçti’nin suç geçmişinin emniyet için hiç de şaşırtıcı olmadığını söyledi. '26 suç kaydı ne ki, 375 suç kaydı olanlar, toplumda, aranızda dolaşıyor' diyerek geçen hafta yaşadıkları şu hadiseyi anlattı:

'Bir ilçe emniyet müdürümüz geçen hafta 11 tane motosiklet çalan 5 kişilik bir hırsızlık grubunu yakaladık müdürüm, motosikletleri sahiplerine teslim ettik. Suçluları karakola aldık. Gözaltındalar, dedi. Üç gün sonra yine aradı efendim 7 motosiklet çalan 3 kişilik bir suç çetesini yakaladık dedi. Bunun üzerine dedim ki ‘bir haftada aynı mahallede 18 motosiklet hırsızlığı ve sekiz suçlu bu nedir’ diye sordum. Bunun üzerine ‘efendim yalnız bir şey arz edeyim suçlular aynı kişiler, girdi çıktı meselesi’ dedi. Çünkü bu suçların yatarı yok. Biz alıyoruz adliyeye sevk ediyoruz. Suçun cezası var ama infazı olmadığı için giriyor ve çıkıyor.'

Korkunç değil mi?

26 suç kaydı ne ki, 375 suç kaydı olanlar aramızda dolaşıyormuş. Ceza infaz yasasımız böyle olunca bu ülkenin polisi ne yapabilir, savcısı, hakimi ne yapabilir?

Eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın kulakları çınlasın. Ne diyordu: 'İnfaz sisteminde dünyaya örnek olan bir sisteme sahibiz. İnfaz sistemleri ülkelerin demokratik hukuk devleti olduğunun en önemli göstergesidir. Ülkemize dönük inceleme yapanlar, cezaevlerimizi gelip inceleyenler ve Türkiye'deki uygulamaları gören, yurt dışından gelen temsilcilerin her defasında gördükleriyle Türkiye'mizi takdir ettiklerinin bizzat şahidiyiz.' (2 Nisan 2022)

Yorumu size bırakıyorum."

Kızılcık Şerbeti’nin iftiracı “deli kadınları” iş başında; Sönmez ve Pembe’ye sevgili adayı yok mu?