Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı tarafından düzenlenen iftar programında, "Siyasiler birbirlerine düşman gruplar değiller; düşmanlığı bırak, hasım bile değiller. Sadece ve sadece bir demokrasi ortamında yönetimi ele almak için bir yarışın içindeler...Biz hepimiz birbirimizi kucaklayacağız. Bir yerde anlamadığımız yanlış bir şey olduğunda ithama kalkmak, karşı tarafa saldırmak bizlerin görevi olmamalı” dedi.
Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı’nın ev sahipliğinde Yenikapı’da düzenlenen iftara, Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Millet İttifakı bileşeni partilerin İstanbul il başkanları katıldı.
"Cumhurbaşkanı olarak makamına oturacak olan Sayın Kılıçdaroğlu..."
Karamollaoğlu şu ifadeleri kullandı:
“Şeref konuğumuz inşallah 15 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı olarak makamına oturacak olan Sayın Kılıçdaroğlu’na hoş geldiniz diyorum. Bugün burada Millet İttifakı’nın bir üyesi olan, geçmişte başbakanlık görevini fiilen icra eden bugün bizimle beraber iftar açan Sayın Davutoğlu’na da hoş geldiniz diyorum. Diğer taraftan da ev sahibimiz her kadar il başkanımız ise de biz, İstanbul Belediye Başkanımızı da ev sahibi olarak görüyoruz. Kendisinin de bizimle beraber olmasına da çok büyük bir memnuniyetle ve teşekkürle anmayı görev addediyorum.
"Ciddi bir değişikliğe imza atılmasına vesile olacak bir dönemden geçiyoruz"
Zor bir dönemden geçiyoruz, inşallah tarihte ciddi bir değişikliğe imza atılmasına vesile olacak bir dönemden geçiyoruz. 15 Mayıs sabahı sadece Cumhurbaşkanı değişmeyecek, inşallah ülkemizle bir bütün olarak yeni bir döneme başlayacak. Biz bu dönemde insanlarımızı iteleyerek, bizlerle rakip oldukları için onları incitecek ifadeleri kullanarak göreve başlamayacağız, herkesi kucaklayacağız. Elbette ülkede demokrasi varsa, elbette bir ülkede insan hakları varsa inanıyoruz ki herkes kendi fikrini, kendi düşüncesini, kendi inancını terennüm etme hakkına da sahiptir. Ama bu o insana kendi karşısında bulunan rakiplerinin muhataplarının sanki bir hasmıymış, bir düşmanıymış gibi davranmasını gerektirmez. Israrla tekrar ettik ve etmekle de devam edeceğiz.
"Rakipler ama hasım da değiller"
İktidara geldiğimiz zaman bunu fiilen tatbik edeceğiz. Siyasiler birbirlerine düşman gruplar değiller, düşmanlığı bırak, hasım bile değiller. Sadece ve sadece bir demokrasi ortamında yönetimi ele almak için bir yarışın içindeler. Rakipler ama hasım de değiller, düşman da değiller. Bundan dolayı son zamanlarda maalesef televizyonlarımızda, gazetelerde birbirimizi incitecek ifadeleri işitmekten, yanlış ifade kullanmamaya gayret ediyorum, ağzımdan bir yanlış söz çıkarsa peşinen özür diliyorum, af diliyorum. Ama biz hepimiz birbirimizi kucaklayacağız. Her zaman bir yerde anlamadığımız, yanlış bir şey olduğunda da ithama kalkmak, karşı tarafa saldırmak bizlerin görevi olmamalı.” (ANKA)