Gündem

Karamollaoğlu: Derhal bir 'milli tarım ve gıda stratejisi' belirlenmelidir

"AKP iktidarı bu kafayla enflasyonu değil çiftçiyi, üreticiyi sıfırlar”

18 Mayıs 2022 14:14

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın küresel bir gıda kriziyle karşı karşıya olduğunu belirterek, "Gıda, tarım ve hayvancılığı öncelikli alan ilan edip, derhal bir 'milli tarım ve gıda stratejisi' belirlenmelidir." dedi. İktidarı eleştiren Saadet Partisi lideri, “AKP iktidarı bu kafayla enflasyonu değil çiftçiyi, üreticiyi sıfırlar” diye konuştu.

Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi.

Yersiz ve gereksiz gündemlere takılıp kalmayacaklarını, iktidarın gerçek gündemi unutturmak adına ortaya her gün bir yenisini attığı kısır tartışmaları dikkate almayacaklarını belirten Karamollaoğlu, Türkiye'nin gerçek gündeminin başında, adalet ve ekonominin geldiğini söyledi. Vatandaşın şu anda ekonomiden dolayı pek çok sıkıntıyla karşı karşıya olduğunu ifade eden Karamollaoğlu, “Vatandaşımız en çok enflasyon, hayat pahalılığı, yağmur gibi gelen zamları konuşuyor. Arkasından; israf, yolsuzluk, bitirilen tarım, yok edilen hayvancılık, yanlış yatırımlar ve yanlış yürütülen politikalar geliyor” diye konuştu.

"Tarım politikalarının sil baştan yeniden yapılmasına ihtiyaç var"

Tarımda her geçen gün, gübre ve akaryakıta zam geldiğini ve tarım politikalarının sil baştan yeniden yapılmasına ihtiyaç olduğunu dile getiren Karamollaoğlu, "Sadece ülkemiz değil, bütün dünya küresel bir gıda krizine dayanmış durumda. Bu gerçekleri görmezsek problemleri çözmemiz mümkün değil. Gıda ve tarımda kendi kendine yeterlilik, eskiye nazaran çok daha önemli hale geldi. Bu yüzden artık gıda, tarım ve hayvancılığı öncelikli alan ilan edip derhal bir 'milli tarım ve gıda stratejisi' belirlenmelidir" diye konuştu.

Temel Karamollaoğlu, Türkiye'nin en önemli meselelerinden biri olan israfın sadece parayla malla ilgili olmadığını, insanların umutlarını boşa çıkarma, enerjilerini tüketme ve hayallerini söndürmenin de israf sınıfına girdiğini belirtti.

Karamollaoğlu konuşmasının devamında da şunları kaydetti:

“Üreticiler, birlikler, kooperatifler, ticaret borsaları sürece dahil edilmeli, seferberlik başlatılmalıdır.

“Üretici borçları yapılandırılmalı, haksız faizler silinmelidir.

“Ana para borçları uzun vadeye yayılmalı, destekler artırılmalıdır. Aksi takdirde Türkiye ekmeğe muhtaç hale gelebilir.

“Saadet Partisi olarak bu yüzden ısrarla, gıda tarım ve hayvancılığı Türkiye'nin bir numaralı meselesi olduğunu vurguluyoruz. Ne yazık ki gerekli adımlar bir türlü atılmıyor. Kaynaklar başka yerlerde kullanılıyor.

“Laf kalabalığı çok. Kürsülerde meydan okumalar yapılıyor. Ama problemler çözülmedikten sonra istedikleri kadar meydan okusunlar, yüksek sesle konuşsunlar, Türkiye'yi içine sürüklendiği sıkıntılardan kurtaramazlar.

“Rize-Artvin Havalimanı açıldı. Sırada da Gümüşhane-Bayburt havalimanı var. Hayırlı uğurlu olsun diliyoruz.

“Şunun altını çizmek istiyorum. Biz yatırımlara karşı değiliz. Biz Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılayacak yatırım yapılmamasına karşıyız. Bir öncelik sırasının olması gerektiğini ısrarla vurguluyoruz.

“Siz havalimanı yapacaksınız, ama inşa edildiği günden beri bir tane uçak inip kalkmayacak. Öyle bir şey olur mu demeyin, oldu bile.

“Edremit havalimanının 80 kilometre yakınına bir havalimanı daha yapıldı. Balıkesir havalimanına inip kalkan uçak yok. Bu havalimanı yapılırken 1 milyon yolcu hedeflenmiş. Ama bir tane bile yolcu gelmemiş. Tam 28 ay olmuş ama bir tane uçak inmemiş. Allah'tan korkun. Milyonlar döküldü, o havalimanına. Bir de Kütahya Zafer havalimanı var. Orada biraz daha durum iyi. Hedef 1 milyon 200 bin yolcu. Yap-İşlet-Devret kapsamında müteahhide garanti verilmiş.  Bu havalimanına sadece 1 yılda, 7 bin yolcu gelip gitmiş. Hata payı yüzde 99!

“Bunların hepsi yatırım. Bunların parası sarayda hayatını idame eden iş adamları değil. 85 milyon insanın cebinden çıkan parayla bu masraflar karşılanıyor.

“Fayda elde edemediğimiz gibi o zararı da bütün millet ödüyor. Hala övünüyorlar. Son zamanlarda yapılan yatırımların hepsi böyle. Havalimanı olmasa ne olur? Hiçbir eksiklik olmaz. Onun yerine Üretime dönük, insanların çalışabileceği, ekonomiye katkı sağlayan, ihracat yaparak ya da ithal ikamesi sağlayarak döviz harcamamıza engel olacak binlerce yatırım var. Bunlara değil, hizmet adı altında israftan başka bir şey olmayan yatırımlara gidiyor.

“Konut ve kira fiyatlarının hızla artmasında, AKP'nin uyguladığı yanlış politikalar geliyor. Maalesef bu soruna vatandaşın yanından bile geçemeyeceği, Konut Finansman Teşvik Paketiyle çözmeye çalışıyor. Neymiş bu paket? Aylık 0,99 faizle olacakmış. 1 demiyor. Kim kullanacak bunu; bir esnaf, bir işçi, bir memur kullanabilir mi? Ayda 28 bin TL para ödemesi gerekiyor bu yolla.

“Maalesef kur ve faiz üstündeki yanlış ekonomi politikaları bizi bu hale getirdi.

“İktidar hiçbir sorunun kaynağına inmiyor. Ya beceremiyor ya da bilmiyor. Beceremiyorsa bırakıp gitsin, bilmiyorsa bilene sorsun. Ama ikisine de yanaşmıyor. Kafalarını kuma gömüyorlar.

"İnşaat maliyeti son bir yılda yüzde 101,5 arttı. İnşaat malzemeleri ise yüzde 128,11 artmış. Yani ileride bu oranlar konut fiyatlarına yansıyacak. Aylık yüzde 10 artışın olduğu bir sektörde fiyat artışlarının dizginlenmesi mümkün değil. Dar gelirlinin bırakın ev alması, hayalini bile kurması mümkün değil.

“İşsizlik problemi giderek büyüyor. Dün işi olan bugün bulamıyor. Okulunu bitiren, iş aradığında iş bulmaktan çok uzak. Üniversiteyi bitirenler başka alanda çalışmaya mecbur kalıyor. Şubat ayında yüzde 11 olan işsizlik oranı Mart ayında yüzde 11,5'e yükseldi.

“Bunlar, iktidarı üzmemek için rakamlara takla artıran TÜİK'in rakamları. Gerçek rakamlar gizleniyor.

“İş aramadığı için işsiz sayılmayanları da dahil ettiğimizde durumun daha da kötü olduğunu görüyoruz.

“İktidar sayesinde TL değersiz hale geldi. Enflasyon 3 haneye çıktı. Bütçe açığı tarihi seviyelerde. Merkez Bankası rezervleri eridi.

“Bunların sıkıntısı AKP değil, vatandaş çekiyor. Bu kadar liyakatsiz bir iktidar başka ülkede olsa hükümeti düşürürdü. Hadi çekilmeyi kendilerine yediremediler sandığa gidelim millete soralım derlerdi. Ama sandığa da gidecek cesaretleri yok. Zamanı gelecek. Herkes biliyor. Kimsenin tahammülü kalmadı. Toplum patlama noktasına geldi.”