Samsun, Karadeniz bölgesinde referandumda en fazla öneme sahip olan il. Bölgenin en kalabalık ili olan Samsun, 1,2 milyonluk nüfusuyla Karadeniz'deki 7 ilin toplamına denk insanı barındırıyor.
Samsun'da çoğunluğun 'evet' diyeceği, hem 'evet' hem de 'hayır' cephesinin uzlaştığı bir konu. Uzlaştıkları bir diğer nokta da 'evet' oylarının AKP ve MHP'nin toplam oy miktarına ulaşamayacağı.
Bugün 'evet'i destekleyen bu iki parti, 2014 yerel seçiminde toplam yüzde 80, 1 Kasım'da ise yüzde 75 civarında oy almıştı.
Fakat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Mart'ta Samsun'da gerçekleştirdiği toplu açılış töreninde "en az yüzde 66 oy" beklediğini söyledi.
AKP Samsun İl Başkanı Muharrem Göksel ise görüşmemizde, "1 Kasım'da aldığımız oydan daha fazla evet çıkacağını düşünüyorum" diyerek alt limiti yüzde 64'e çekti.
Bu oranlar, son yerel ve genel seçimlerdeki AKP ile MHP'nin toplam oylarının 'evet' oyuna yansımasında düşüş beklendiğini gösteriyor.
Sokaklarda Samsunlularla konuştuğumda bu beklentinin haksız olmadığının anlıyorum.
Hayır vereceğini söyleyenler arasında eskiden MHP ve AKP'ye oy verdiğini söyleyen pek çok kişi görüyorum. Konuştuğum kişiler arasında 'evet' ve 'hayır' diyeceklerini söyleyenlerin sayıları birbirine yakın.
Ancak buranın Samsun'da solun en güçlü olduğu merkez bölgesi olduğunu vurgulamakta fayda var. Köylerde, ilçelerde AKP'nin gücü daha fazla. Samsun'un 17 ilçesinden 16'sında belediye AKP'de, birinde ise MHP'de.
İki tarafın da üzerinde uzlaşamadığı konu ise, Recep Tayyip Erdoğan'ın 28 Mart'ta Samsun'da düzenlediği toplu açılış törenine katılan insanların sayısı ve katılım yöntemleri.
CHP'liler törene 20-40 bin arası kişinin katıldığını ve bütün Karadeniz'den bölgeye otobüs kaldırıldığını, ilçelerde okulların tatil edildiğini, katılımı artırmak için ulaşımın ücretsiz hâle getirildiğini söylüyor.
AKP'liler ise törene en az 120 bin kişinin katıldığını ve çevre illerden otobüs kaldırılmadığını belirtiyor.
Tören nedeniyle şehir merkezine gelen binlerce kişi, bazı esnafın yüzünü güldürmüş.
Ama Erdoğan'ın ziyaretinden bir gün önce gözaltına alınan altı Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üyesi bu mutluluğu paylaşamıyor.
Gözaltında alınan ESP'lilerin avukatı Umut Alkaç, müvekkillerinin gözaltına alınmasının Erdoğan'ın kente ziyaretiyle alakalı olduğunu söylüyor, Çanakkale ziyareti öncesinde de oradaki ESP'lilerin gözaltına alındığını hatırlatıyor.
Gözaltına alınma nedenlerinin Facebook paylaşımları olduğunu belirtirken olağanüstü hâlin hukuk üzerindeki etkisi nedeniyle "Tutuklanmazlar diyemiyorum" ifadelerini kullanıyor.
Alkaç, referandum döneminde hayır kampanyası yapan Halkevleri üyelerinin gözaltına alındığını, 18 yaşından küçük iki CHP'li genç hakkında "seçim kanununa muhalefetten işlem yapıldığını" söylüyor.
Gözaltında açlık grevine başlayan ESP'liler, Umut Alkaç ile görüşmemizden bir gün sonra serbest bırakıldı.
Propaganda çalışmaları etkilenen bir diğer örgüt de Birleşik Haziran Hareketi (Haziran).
Şubat ayında 'hayır' propagandasına başlayan örgütün referandum çalışması valilik tarafından yasaklandı. Valilik yalnızca seçime katılma yeterliliği olan partilerin referandum çalışması yapabileceğini açıklamış, gerekçe olarak da Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararlarını göstermişti.
Fakat yapılan başvuru sonucu YSK böyle bir kararları olmadığını söyleyince, o sırada oluşan kamuoyu baskısının da etkisiyle Haziran tekrardan faaliyetlerine başlayabildi.
"İstediğimiz gibi sokaklara çıkıyoruz ama yine sivil polislerin gözetiminde, takibinde" diyor Haziran Samsun'dan Şafak Aydın.
Çiftçiler ne diyor?
"Karadeniz'in Çukurovası" diye niteliyor Samsun'u, Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Hayati Tosuner.
İl genelinde ekonominin yüzde 27'sini doğrudan tarımın oluşturduğunu belirten Tosuner, tarıma bağlı diğer sektörler de göz önünde bulundurulduğu Samsun için tarımın son derece önemli olduğunu vurguluyor. Fakat yanlış politikalar nedeniyle tarım üretiminin de çiftçilerin gelirinin de azaldığını söylüyor.
Yaşadıkları zorlukları ve bunların siyasi tercihleri üzerindeki etkilerini konuşmak için Tekkeköy ilçesindeki Aşağı Çinik mahallesine gidiyorum.
Burada çiftçilik yapan Serkan Lay, topraklarına inşa edilen Lojistik Köy'den şikayetçi.
AB desteği ile yapılan proje, bölgedeki çiftçilerin ürünlerinin depolanması ve dağıtımını sağlayacak. Ancak Lay, bu projeyle şehrin o bölgeye doğru genişleyeceğini ve rant sonucu tarım arazilerinin yok olacağını söylüyor.
Hem bu projeden hem de tarımda maliyet artışından rahatsız olan Lay, referandumda hayır oyu kullanacak. Lay'ın hayır oyunda tarımın durumundan daha çok etkili olan şey ise anayasa değişiklik paketindeki maddeler. 18 yaşında milletvekilliği, yargıdaki değişiklikler gibi pek çok maddeye itirazı var.
'Yapılanları gözardı etmemek lazım'
Aynı mahallede çiftçilik yapan Mümin Pala'nın da tarımın durumu ve topraklarının imara açılmasıyla ilgili şikayetleri ortak.
Fakat o referandumda evet oyu verecek. Ülkeyi yönetenlerin eskiye nazaran daha iyi çalıştığını düşünüyor, "Yapılanları da gözardı etmemek lazım. Daha önceden memleketin bu kadar düzenli çalıştığı yoktu" diyor ve ekliyor:
"Tabi bunlar çalışıyor da sorgulanmaz mı? İlla ki sorgulanacak tarafları vardır.
"Ben tek adam olacağını düşünmüyorum. Günümüzde her şey o kadar çabuk ulaşıyor ki kitlelere. Tek adam olmasına müsaade etmez bu memleketin insanı."
Çiftçilerle konuştuktan sonra Samsun merkezine geri dönüyorum. Bir sonraki durağım AKP Seçim Koordinasyon Merkezi.
Burada AKP İl Başkanı Muharrem Göksel ile görüşüyorum.
Göksel de anayasanın tek adam yönetimine yol açacağı, meclisin feshedilebileceği gibi eleştirileri yersiz buluyor:
"O zaman Amerika da diktatörlükle yönetiliyor, öyle mi dememiz lazım? Bir diktatör seçimle başa gelmek istemez, iki dönemle kendini sınırlamaz."
'MHP'yi rencide etmeye gerek yok'
Göksel, evet oylarının yüzde 64'ün üzerinde olacağını düşünüyor. Bu, AKP'nin genel seçimde aldığı oy oranı. MHP tabanını sorduğum Göksel, "MHP'nin firesi var deyip de MHP'yi rencide etmeye gerek yok. MHP'nin ne kadar firesi varsa CHP'nin de AK Parti'nin de o kadar firesi vardır" diyor.
Muharrem Göksel, bu sistemin vesayetle mücadele için gerekli olduğunu söylüyor. Bugün Türkiye'de vesayet var mı? Göksel'e göre bu sorunun cevabı evet. Buna örnek olarak 15 Temmuz'u gösteriyor ve "Bu yönetim sistemi bu yola açık, başkanlık sisteminde bu yol kapalı" diyor.
Göksel, başkanlık sisteminde darbeleri engelleyecek şeyin ise üst düzey bürokratların Cumhurbaşkanı tarafından atanmasına izin veren değişiklik olduğunu söylüyor.
Vesayet kavramını kullanan bir diğer kişi ise CHP İl Başkanı Tufan Akçagöz. "Tek adam vesayeti bu ülkeye hakim olursa insanların birlik ve bütünlüğünün zarar göreceğini daha referandum sürecinde gördük" diyor ve Terme ilçesinde seçim araçlarının lastiklerinin kesildiğini ekliyor.
"Hayır çıkarsa Türkiye hızla normalleşir" diye konuşan Akçagöz, Türkiye'nin büyümesi için parlamenter sistemin bir engel oluşturmadığını vurguluyor.
AKP İl Başkanı Muharrem Göksel de CHP İl Başkanı Tufan Akçagöz de Samsun'da evet oyunun önde olacağını düşünüyor. AKP'nin hedefi 'evet'i yüzde 64'ün üzerine çıkarmak, CHP'ninki ise yüzde 60'ın altına itmek.
Samsun'da yaşanacak oy değişimleri diğer tüm Karadeniz kentlerinden daha önemli. Çünkü buradaki yüzde 10'luk bir oy değişimi bile küçük bir ildeki nüfusun tamamının oyunu değiştirmesine denk. Bu yüzden Samsun'da çoğunluğu alan, Karadeniz'de de öne geçmek için büyük bir avantaj yakalayacak.