Şırnak’ın Kumçatı ilçesine bağlı Sotek mezrasında oturan 20 yaşındaki ilik kanseri olan Nihat Yıldırım, başkasının odunlarını topladığı gerekçesiyle köylüsü Hamit S. tarafından öldürüldü.
Duvar'dan Hacı Bişkin'in haberine göre Nihat Yıldırım, geçtiğimiz günlerde ailesine kışlık odun toplamak için evden çıkacağını söyledi. Aradan birkaç saat geçtikten sonra köyden silah sesleri gelmeye başladı. Olaya jandarmanın müdahale etmesiyle Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı Hamit S.’nin ifadesine başvurdu. Hamit S. savcılıkta verdiği ifadesinde Yıldırım’a, ağaçların kendilerine ait olduğunu ve bunları kesmemesini söylemesi üzerine tartışma çıktığını iddia etti. Hamit S.’ye göre olay çıkınca silahlar patladı… 1 gün sonra ise Yıldırım’ın cesedi boş bir arazide bulundu. Ön otopsi raporuna göre, Yıldırım silahtan çıkan saçmalar sonucunda hayatını kaybetti.
Bir ablanın kardeşini yaşatma mücadelesi...
Yıldırım’ın 22 yaşındaki ablası Leyla Yıldırım, kardeşinin kanser hastalığı yüzünden liseyi 2’nci sınıfta terk etmek zorunda kalmıştı. Yıldırım’a uygun iliğin bulunması için 2014 yılında bütün aile seferber oldu. Sonunda abla Yıldırım kardeşi için uygun ilik olarak belirlendi. Doktorların, ‘Uygun ilik bulunmazsa Yıldırım’ı kaybedebiliriz’ demelerinin ardından abla Yıldırım kardeşi için yeni bir umut oldu ve Yıldırım hayata tekrar tutundu. Bu sırada abla Yıldırım, bıraktığı lise eğitimini tamamlayıp Erzincan Üniversitesi’ni kazandı. Fakat Yıldırım’ın geçtiğimiz günlerde öldürülmesinin ardından abla Yıldırım, üniversite eğitimini de yarıda bırakmak zorunda kaldı. Yıldırım bunun gerekçesini; “Kardeşimin benden başka kimsesi yok. Annemizi de kaybettik. Bu işin peşini bırakmamam gerekiyor” diyor.
"Onlar sadece kardeşimi değil beni de öldürdüler"
Yıldırım, kardeşinin ölümünün ardından “Onlar kardeşimi öldürerek beni de öldürdüler” diyor: “Kardeşim birini öldürebilecek biri değil. Çok merhametli ve şefkatli bir insandı. Diyelim ki kardeşim onu öldürenlerin bahçesinden odun topladı. Peki bu bir insanı öldürmek için bir gerekçe mi? Kardeşim ilik naklinden sonra hayata yeni tutunmaya başlamıştı. Benim de hayatım yoluna girdi. Liseyi bitirdim, üniversiteyi kazandım. Kardeşimi öldürdükleri gün beni de öldürdüler. Onlar kardeşimi öldürürken eğitim hayatımı, ailemizi de öldürdüler. O benim hem annem, hem babam hem de arkadaşımdı. Biz annemizi kaybettik. Birbirimizden hiçbir şey saklamıyorduk. Şu an okula tekrar gitmek istemiyorum. Kardeşim, hastalığından dolayı ilkokulu bırakmak zorunda kaldı. Kendisi bana, ‘Abla sen meslek sahibi olduktan sonra beni de al yanına’ derdi. Kendisiyle hep bunun hayalini kurardık. Canımdan çok sevdiğim birini kaybettim. Ne olursa olsun bu işin peşini bırakmayacağım. Hukuk mücadelemizi sonuna kadar takip edeceğim. Bir insanın hayatı bu kadar ucuz olmamalı.”