Türkiye Ormancılar Derneği Marmara Şubesi Kanal İstanbul güzergahında kalan ormanı ile ilgili Kuzey Ormanları Derneğinin de katılımıyla basın toplantısı düzenledi. Toplantıda Marmara Şubesi Başkanı Prof. Dr. Ünal Akkemik, bilim kurullarının hazırladığı raporu açıkladı. Kanal İstanbul’dan zarar görecek orman alanları, ekosistem ve su kanallarına ilişkin bilgi veren Akkemik, Kanal İstanbul ile 458 hektarlık bir orman alanının (595 futbol sahası kadar bir alan) tamamen yok olacağını, Kanal çevresinde oluşturulacak yeni yerleşim yerleriyle birlikte kaybedilen orman alanı miktarı 3 bin hektara (3 bin 896 futbol sahası kadar alan) çıkacağını söyledi.
Istrancalardan Düzce’ye tüm kuzey ormanlarının tehdit altında olduğuna dikkat çeken Akkemik şunları söyledi: "Rant Kanalı projesinin durdurulmasını ve bölgedeki tüm alanın muhafaza ormanı ilan edilmesini istedi.
"3. havaalanı ve 3. köprü ile 8 bin 700 hektar orman alanı yok edildi"
İstanbul’un Kuzey Ormanlarının uzun yıllardır insan baskısı nedeniyle sürekli azaldığına dikkat çeken Akkemik, "1971 yılı orman envanterine göre yaklaşık 270 bin hektar kadar olan İstanbul’un orman varlığı 2018 yılında 243 bin hektara kadar gerilemiştir. 47 yılda kaybedilen orman alanı 27 bin hektar kadardır. Bu kaybın yaklaşık üçte birine karşılık gelen 8 bin 700 hektarı 3. Havaalanı ve 3. Köprü bağlantı yollarının yapımı için son 8 yılda verilmiştir. Bunlara ek olarak maden, savunma, çöplük, su, eğitim ve enerji yatırımları gibi faaliyetler için de 20 bin hektar yakın bir orman alanı vasfını yitirmiştir" dedi.
"3 bin 896 futbol sahası kadar orman zarar görecek"
Evrensel'in haberine göre Kanal İstanbul ile 458 hektarlık bir orman alanının (595 futbol sahası kadar bir alan) tamamen yok olacağını söyleyen Akkemik, "Üstelik yok olan bu orman alanlarının 287 hektarı Türkiye’deki koruma değeri en yüksek olan Muhafaza Ormanı statüsündeki Terkos Gölü Muhafaza Ormanı sınırları içinde kalmaktadır. Özetle İstanbul ili özelinde kitlesel bir ormansızlaşma süreci daha yaşanacaktır" dedi.
Kanal çevresinde oluşturulacak yeni yerleşim yerleriyle birlikte kaybedilen orman alanı miktarı 3 bin hektara (3 bin 896 futbol sahası kadar alan) çıkacağını söyleyen Prof. Dr. Akkemik, "Ek olarak kanal ve yeni yerleşim yerlerinin inşası için gerekli olan taş, mıcır ve çimento için de orman alanlarından yeni izinler verilmesi de söz konusu olabilecek ve kaybedilen orman alanı miktarı daha da artabilecektir. Yeni yerleşim alanları için yol, enerji vb. yatırımların da gerekli olabileceği, bunlar için ilk önce ormanların gözden çıkarılacağı da unutulmamalıdır. Çünkü kamulaştırma bedellerinden kaçınmak için feda edilen ilk yerler hep ormanlar olmuştur" ifadelerini kullandı.
"Orman yok olunca Terkos gölünün içme suyu özelliği yok olur"
Kanal İstanbul güzergahında kalan Türkiye'de koruma değeri en yüksek olan muhafaza ormanlarına ilişkin de bilgi veren Akkemik, "Çok sayıda araştırmanın yapıldığı aynı zamanda eğitim amaçlı olarak da kullanılan muhafaza ormanının bir bölümü kanaldan çıkacak hafriyatın dökülmesi için yapılacak yollarla ve kıyı dolgusuyla yok olacaktır. Bu ormanlar, dolgudan kaynaklanacak toz ve gemi ile araç trafiğinden kaynaklanacak hava kirliliğinden de olumsuz etkilenebilecektir. Bu kumul ağaçlandırmasının tamamen kaybedilmesi Terkos Gölü'nün de içme suyu özelliğinin yok olmasına yol açabilecektir" dedi.
"Ağaçlar, kuşlar, bitkiler de yok olacak"
ÇED raporunda verilen flora ve fauna listeleri eksik olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Akkemik, "İstanbul’un Kuzey Ormanları ile kumul, mera, sulak alan ve fundalık gibi doğal ekosistemleri, sayısı 2 bin 500’ü bulan bitki çeşidine, 38 memeli hayvana, 35 kurbağa ve sürüngene ev sahipliği yapmaktadır. Sulak alanlarla birlikte bu doğal karasal ekosistemler 350 kadar kuş türünü de barındırmaktadır. ÇED raporuna göre kanal güzergahında; 399 bitki türü, 37 memeli, 8 yarasa, 239 böcek, 7 iki yaşamlı, 24 sürüngen ve 249 kuş türü yaşamaktadır. Bitkilerden 13’ü endemik, 16’sı ise tehdit altındaki türlerdir. Benzer şekilde fauna elemanlarından da 153’ü Bern Sözleşmesi gereğince korunan türlerdir. Tehdit altında 5 kuş türü de bulunmaktadır. Kanal İstanbul için kesilen orman alanlarında 201 bin kadar ağaç olduğu ÇED raporunda belirtilmiştir. Ağaçlandırmaların orman ekosistemi haline gelmesi için onlarca yıl geçmesi gerektiği artık tüm kamuoyunca bilinmesine rağmen ÇED raporlarında halen “kesiyoruz ama yerine dikiyoruz” açıklamalarına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Orman Bakanlığı tarafından halen itibar edilmesini de anlamamaktayız.
Kuzey Ormanları tehdit altında
Istrancalardan Düzce’ye tüm kuzey ormanlarının tehdit altında olduğuna dikkat çeken Akkemik şunları söyledi: "Rant Kanalı projesi; Trakya, İstanbul ve Anadolu’nun su, nefes ve yaşam kaynağı olan ve Marmara’nın Karadeniz kıyısına paralel olarak Kırklareli’nden Düzce’ye eşsiz güzellikteki ekosistemler birliği oluşturan Kuzey Ormanları’nı, 3. Havalimanından sonra bir kez daha bölecektir. Bu aynı zamanda bölgede yoğunlaştırılan ağır sanayi ve hizmet faaliyetlerine paralel olarak büyüyen yapılaşma baskısı altında kalan yaban hayatının da bir darbe daha almasına yol açacaktır."
Kuzey Ormanları 'muhafaza ormanları' ilan edilerek yapılaşmadan uzak tutulmalı
Ormanlar ve diğer ekosistemlerin hoyratça yok edilmesinin aslında geleceğimizi riske attığına dikkat çeken Akkemik, "Çünkü bu doğal ekosistemler İstanbul içme suyu havzalarında temiz su biriktirilmesine, İstanbul’un havasının temizlenmesine ve sel gibi doğal afetlerin önlenmesine katkı sağlamaktadır. Yapılması gereken; on yıllardır ağır tahribata maruz bırakılmış olan Kuzey Ormanları'nın tümüyle ‘Muhafaza Ormanı’ ilan edilerek her türlü rant ve yağma projesine derhal kapatılması ve diğer doğal ekosistemlerle birlikte koruma altına alınarak her türlü baskı ve yapılaşmadan uzak tutulmasıdır" diye konuştu.