Dünya

Kanada maden şirketlerinin karanlık sicili

Maden Çatışmaları Gözlemleri grubunun 2016’da yayımladığı rapora göre Latin Amerika'da 30’u “hedefli” olarak sınıflandırılabilecek şekilde 44 doğa savunucusu öldü

14 Ağustos 2019 15:12
Dünyadaki petrol, gaz ve madencilik sektörlerinin yüzde 50’den fazlasının merkezi Kanada. Latin Amerika’da uzun yıllardır maden şirketleri faaliyetin yüzde 42’si Kaz Dağları'ndaki talanla yeniden gündeme gelen Kanadalı şirketlere ait. Latin Amerika zengin doğal kaynakları ile Kanadalı şirketlerin iştahını kabartırken bölge halkları yıllardır bu faaliyetlere güçlü bir biçimde karşı çıkıyor. Latin Amerika’da Maden Çatışmaları Gözlemleri grubunun 2016’da yayımladığı şiddet raporuna göre bugün bölgede bilinen 265 maden karşıtı mücadele bulunuyor. Şili, Peru, Meksika, Brezilya, Kolombiya ve Guatemala ise bu mücadeleler içinde çatışmaların en sık yaşandığı ve insanların en tehlikede olduğu ülkeler olarak göze çarpıyor.
 

2000-2015 yılları arasında Kanadalı şirketlerin Latin Amerika’da yarattığı tahribatı belgeleyen raporda, söz konusu 15 yıl boyunca yaşanan ölümlerin 12’si Guatemala 8’i ise Meksika’da yaşandı. 2009 yılında Meksika’da Kanadalı şirket Blackfire Exploration’ın Chiapas-Chicomuselo’da yürüttüğü madencilik faaliyetlerine karşı mücadelenin başında yer alan Mariano Abarca’nın 2009 yılında öldürülmesi ile başlayan dava hala devam ediyor.

Mariano Abarca

Başbakan Trudeau’ya çağrı yapıldı

Rapora göre, dört Birleşmiş Milletler kuruluşu Kanada’yı maden şirketlerinin yurt dışındaki faaliyetlerinden sorumlu tutmaya çağırdı. Amerika Birleşik Devletleri İnsan Hakları Komisyonu, Kanada’daki maden şirketlerinin hesap verebilirliği konusunda üç duruşma yaptı ve Kanada’yı “çoklu insan hakları ihlallerini” önlemeye almaya davet etti. Haziran 2016’da Latin Amerika’dan 180 kuruluş, Başbakan Trudeau’ya kurumsal ve devlet hesap verebilirliği için bir mekanizma kurması talebinde bulunan bir mektup gönderdi. Fakat bu süreçlerden herhangi bir sonuç alınamadı.

"Buz dağının görünen yüzü"

Söz konusu raporda belgelenen olayların buz dağının görünen kısmı olduğu vurgulanıyor. Rapora ölüm tehditleri, mahsullerin kasıtlı yakılması ve mülklerin imha edilmesi, zorla yer değiştirme, suikast girişimleri, çevre kirliliğinden kaynaklanan hastalıklar veya psikolojik travmaların dahil edilemediği vurgulanıyor. Bildirilen şiddet yalnızca Latin Amerika’daki ülkelerden geliyor ve dünyanın diğer bölgelerindeki Kanada madenlerini kapsamıyor.

Guatemala’da toplu tecacüz skandalı

Ropor’da bir başlık da cinsel şiddet için ayrılıyor ve şu ifadelere yer veriliyor:

“Guatemala’da bir grup yerli, 60’lı yıllardan beri bölgede faaliyet yürüten Hudbay Fenix Mine şirketini ihmal dolayısıyla dava ediyor. 2007 yılında, arazisi şirkete ait olan bir köyden orada yaşamakta olan yerli halk tahliye ediliyor ve 11 kadın toplu tecavüze maruz kalıyor.”

Rekabet sahası: Afrika

Altın, platin, kömür, demir ve elmas madenlerine sahip Afrika kıtası yalnızca Kanadalı şirketlerin değil. ABD’li, Fransız hatta Çinli şirketlerin rekabet sahası. Brezilya ve Avustralya da sıraya girmiş durumda. Bu nedenle, Afrika’da 2014 yılında kıta tarihin büyük maden grevleri gerçekleştirildi. Bu grevler özellikle Güney Afrika’daki Altın ve Platin madenlerinden ve Batı Afrika’da Gine’deki Boksit madenlerinde gerçekleşti. ABD-Çin rekabetinin önemli cephelerinden biri olan Kongo da geniş ve kilit öneme sahip coğrafyasının yanı sıra, trilyonlarca dolarlık ekonomik değerle ifade edilen maden rezervlerine sahip bir ülke. İngiliz, Amerikan ve Alman şirketlerinin büyük yer tuttuğu kıtadaki talan tarihe damgasını vuran toplumsal çatışmalara da neden oldu. Afrika’nın darbeler ülkesi olarak anılmasının bu emperyalist kapışma ile yakından ilişkisi var. Üstelik Afrika’daki madencilik faaliyetlerine ilişkin raporlar da oldukça kısıtlı. Hazırlananlar da gerçekleri yansıtmıyor. Londra Maden Dayanışması konuya ilişkin şöyle diyor:

“Bunlar büyük şirketler tarafından bölgede olan biteni rapor etmekle görevli maaşa bağlanmış kişiler. Maden şirketleri bölgede hem yargılayan hem de yargılanandır. Şirketler tarafından programlanan sosyal kalkınma projeleri gerçek sorunları görmeyen insanlara ısmarlanmış ve parayla satın alınmış hizmetler ve bu durum bölge halkı adına konuşmaya kadar varmaktadır.”

Dünyanın en zengin 10 maden şirketi

1.Barrick Gold: Merkezi Kanada'da olan dünyanın en büyük altın madenciliği şirketidir. Şirketin Arjantin, Avustralya, Kanada, Şili, Dominik Cumhuriyeti, Papua Yeni Gine, Peru, Suudi Arabistan, Tanzanya, ABD ve Zambiya'da madencilik faaliyetleri bulunuyor.
2. Newmont Mining: ABD'nin Colorado eyaletindeki Greenwood Village merkezli 1916’dan beri faaliyet yürütüyor. Latin Amerika’dan Güney Afrika’ya pek çok yerde faaliyeti var.
3. Anglo Gold Ashanti: Limited, küresel bir altın madenciliği şirketi. 2004 yılında AngloGold ve Ashanti Goldfields Corporation'ın birleşmesiyle kuruldu.
4. Gold Colp: Yine Kanada merkezli bir altın şirketi.
5. Kinross Gold: 1993 yılında kurulan ve merkezi Toronto, Ontario, Kanada'da bulunan Kanada merkezli bir altın ve gümüş madenciliği şirketi.
6. NewCrest Mining: Avustralya merkezli olan şirketin faaliyetleri Endonezya’da yoğunlaşıyor.
7. Gold Fields: Merkezi Güney Afrika Cumhuriyeti’nin en büyük şehri Johannesburg’da bulunan şirket, hem Johannesburg Borsası hem de New York Borsası'nda işlem görüyor.
8. Polyus Gold: Rusya merkezli olan şirketin madenleri Krasnoyarsk ve İrkutsk bölgelerinde bulunmakta. Ama genel olarak şirketin tüm faaliyetleri Sibirya’da gerçekleştirirken, Kazakistan'da da projeleri bulunuyor.
9. Agnico Eagle: Kanada merkezli şirket Meksika ve Finlandiya’da faaliyetlerini yoğunlaştırıyor.
10. Sibanye Gold: Gold Fields şirketinden kopan şirketin merkezi Güney Afrika. Sibanye-Stillwater olarak yeniden düzenlenen şirkette ABD’nin payı büyük