Gündem

Kanada ajanı Suriyeli, IŞİD'e katılacakları Türkiye'den nasıl götürdüğünü anlattı

'Görevim örgüte katılacakları İstanbul’da karşılamak, bölgeye ulaşımını sağlamaktı'

14 Mart 2015 10:04

İngiltere'den kaçarak Türkiye üzerinden Suriye'ye kaçan 3 İngiliz kızı IŞİD'e götüren Mohammed Al Rashed yakalandıktan sonra sadece İngiliz kızları değil yabancı savaşçıları IŞİD'e nasıl götürdüğünü sorgusunda anlattı.

Kendi anlatımına göre Rashed, önce Özgür Suriye Ordusu'ndaydı. IŞİD Özgür Suriye Ordusu'na ait kenti ele geçirince önce Ürdün'de bir mülteci kampına yerleşti ardından da bu ülkedeki yabancı elçiliklere iltica için başvurdu.

Habertürk'ten Nihat Uludağ'ın haberine göre, Kanada gizli servisi için ajanlık yaptığı Mohammed Al Rashed'in itirafları şöyle:

 

Diş hekimliğinden IŞİD'e giden yol

 

2012’de Amman’da Birleşmiş Milletlere iltica talebinde bulundum. BM bana bir belge verince ‘sonuç çıkmaz’ diye düşünerek bulunan Fransa, ABD ve Kanada elçiliklerine başvurdum. Fransa 2 gün sonra, Kanada birkaç gün sonra Ürdün’de telefonumdan arayıp iltica talebimin kabul edildiğini söylediler. 2013 yılının başlarından önce Fransa Büyükelçiliği’ne gittim. Tüm hayatımı bir CV halinde anlattım. Bana El Nursa örgütünü sordular. ‘Arayacağız’ diyerek gönderdiler. Aramadılar, Sonra Kanada Büyükelçiliği’ne gittim. Aynı olayları burada da yaşadım. Benzer sorular sordular . ABD elçiliğinden arayan olmadı.

 

‘Rakka’dan Kanadalılara bilgi verdim’

 

O sıralar bir çadır kentte kalıyordum. Sürekli yabancı ülke temsilciliklerinden geldiğini söyleyen şahıslar Suriye’deki yapılanmaları soruyordu. Anlatıyorduk. Yaklaşık 2 ay sonrada, DEAŞ örgütü Rakka Şehri’ni El Nusra’dan aldı. Tüm yakın ve akrabalarım Rakka şehrindeydi. Gelişmeleri internet ve gerekse diğer iletişim araçları üzerinden haber alıyordum. Bu bilgileri aktarıyordum, yine 2013 yılı içerisinde ailemin bulunduğu Rakka bölgesi kısmen DEAŞ, kısmen El Nursa ve kısmende ÖSO’nun eline geçmişti. Bu bölgede Esed güçlerinin etkisi gidince İstanbul ve Şanlıurfa üzerinden Rakka’ya pasaportumla geçtim. Kanada elçiliği ‘yerinizi değiştirince söyleyin’ dediğinden  telefonunla arayıp bilgi verdim. Rakka’da yaralananları tedavi ediyorduk. Hem görevimi yapıyor, hem de yaralılar ile sohbet ederek onlardan aldığım bilgileri not ediyordum.

 

Yaralı İngiliz IŞİD’çi komutan ile tanıştı

 

2014’te bulunduğum bölgede IŞİD ile ÖSO arasında şiddetli çatışma oldu. 115 kişi kadar ölen sivili kendim saydım. Yine yaralılar ile görüştüm, hastanede çalışırken Rakka tamamen IŞİD’in eline geçti sırada yaralı bir Britanya yani İngiliz vatandaşının savaşçı olarak geldiğini gördüm, tıbbi tedavi yaparken konuşmaya başladık. Bu arada mültecilik başvurumu yenilemek için 3 ayda bir Ürdün’e gidiyordum. Bu şekilde gittiğim zamanlar yabancı ülke elçilik yetkilileri olduğunu söyleyen kişiler bizden bilgi topluyorlardı. Bu bilgilere Kanadalılara da anlatıyordum. Bazen bilgileri internet e-mail ile gönderiyordum. Bu bilgiler yakalandığımda üzerimde olan bilgisayarda da vardır.

Hastanede tanıştığım İngiltere uyruklu “Ebu Qaqa” adlı şahıs IŞİD’in üst düzey komutanıydı. Yakından ilgileniyordum. Samimiyetimiz bu şekilde gelişti. Bana IŞİD’e katılmak için irtibata geçen kişileri bana bildirdikleri bölgeye getirilmesi için yardımcı olmamı istedi. “Allah Rızası için” kabul ettiğimi söyledim. Yaralı örgüt militanıyla konuştuğumda işin içine Allah Rızası harici menfaat talebi girdiğinde kafasının kesildiğini duymuştum. Ben de bu nedenle yani bu korku altında Ebu Qaqa’ya Allah rızası için kabul ettiğimi söyledim. Bu teklif ve bilgileri Kanada elçiliğinden Matt adıyla tanıdığım kişiye verdim. Matt, Türkiye’de kalarak IŞİD’e katılmak için yabancı ülkelerden gelen savaşçıların tüm bilgilerini, gerekiyorsa fotoğraflayıp pasaport bilgileri de dahil temin ederek internet üzerinden kendilerine göndermemi istedi. Ben de teklifi kabul ettim.

 

IŞİD’çiler nasıl taşınıyor?

 

Ebu Qaqa yurt dışından IŞİD’e savaşçı olarak gelecek kişilerin isimlerini bana aktarıyordu. Gelen kişilere benim kullandığım telefon numaram Ebu Qaqa veya yardımcıları tarafından gelecek kişilere iletiliyordu. Ebu Qaqa’nın  Türkiye hudut emiri olarak çalışan Ebu Mansur isimli komutanı vardı. Bu kişi IŞİD’e Türkiye’den yardım edenleri biliyordu. Bana sadece isimleri gönderilen kişileri karşılayıp söyledikleri noktaya götürme görevi verildi. Genelde yabancı uyruklu kişilerin isimleri internet veya Whatsapp üzerinden geliyordu, yazışmalarımızda programlar da kullanıyorduk. Görevim isimleri verilen kişileri İstanbul’daki her iki havalimanından karşılamak, bilgilerin bölgeye ulaşımını sağlamaktan ibaretti.

Habertürk'te yayımlanan haberin tamamını okumak için tıklayın