Ekonomi

Kamu Özel İşbirliği projelerinin bütçeye yükü ne kadar?

Hakan Özyıldız: İnşaatına başlanmayan KÖİ projelerinin, gelecekte bütçeye mutlaka yük olacağı bilinciyle, tümünün hemen iptal edilmesini sağlanabilir

15 Kasım 2018 20:43

Hakan Özyıldız*

Bugün yine Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerinden bahsedeceğim.

Hatırlayacağınız gibi; KÖİ projelerinin adı değiştirilerek karşımıza çıktı. Bilinen YİD projelerinden tek farkı, bu projeler için alınan dış borçlara Hazine’ce borç üstlenim garantisi verilmesiydi.

Bilindiği gibi projelerin tanıtımı yapılırken bütçeye yük olmayacakları tezi üzerinden kamuoyuna tanıtıldı. Konuyu ilk ele alanlardan birisi olarak bu yaklaşıma itiraz ettim. Bütçeye yüklerinin mutlak olduğunu söyledim.

İtiraz ederken Hazine’nin klasik dış borç garantilerinden ve Yap-İşlet-Devret (YİD) projelerinden üstlendiği ödemeleri örnek verdim. Ve ekonomi büyürken, bütçe ve diğer kamu gelirlerinin arttığı dönemlerde sorun olmayan garantilerin, kriz dönemlerinde bütçeye ekstra yük olarak karşımıza çıktığını ısrarla vurguladım.

Çoğu 2013 yılında başlayan KÖİ projelerinin inşaatları hızla bitiyor.Dolayısıyla inşaatlar bittikçe, çok iyi hesaplanmadan verilen kredi, yolcu, hasta, geçiş garantilerinin bütçeye yükleri de gelmeye başladı.

Bütçe konusundaki uzmanlığı çok iyi bilinen ve TÜSİAD-EAF için Merkezi Yönetim Bütçe İzleme çalışmasını da yürüten dostum Ferhat Emilüşenmemiş aşağıdaki tabloyu hazırlamış.

Aslında tablo kendisini anlatıyor. Ama biraz bilgi vermekten bir zarar çıkmaz.

Tabloda; şehir hastanelerinin, köprülerin ve Kredi Garanti Fonu (KGF)’nin 2017-2021 yılları arasında bütçeye ne kadar yük olacakları belirtilmiş. Verilerin kaynağı 2019 yılı bütçesi. İlk sütunda harcama kodu belirtiliyor. İlgileneler gelecek yılların bütçesinden bu ödeneklerindeki gelişmeleri takip edebilirler. 

Benim en dikkatimi çeken bölüm TC Karayolları’nın harcamalarını hane halkına yapılan transfer kalemi olarak göstermesi. Yani TCK, “Bu projenin maliyeti değil. Ben o projeden yararlananlara bir kaynak transferi yapıyorum” demeye getiriyor. Bir anlamda doğru bir yaklaşım. Anlaşmalara göre köprüden geçişin dolar, Euro olan fiyatının tamamını ödemek zorunda kalsalar köprüden geçenlerin cebinden daha fazla para çıkacak. Ama bir de verilen araç garantisi karşılanamadığı için yapılan ödemeler var. Nereden baksanız bakın sonunda ödemeler, halktan toplanan KDV, ÖTV, gelir vergisi vb. vergilerden yapılıyor.

Diğer ilginç kalem KGF garantisi için ayrılan kaynak. Mevzuata göre, toplamı 280-300 milyar liraya ulaşan kredilerin yüzde 7’sine kadar olan bölümü batarsa Hazine KGF üzerinden ödeme yapacak. Anlaşılan Hazine, ekonominin içinde bulunduğu bu sıkıntılı döneminde bankaların dağıttıkları KGF kredilerinin tahsilatında bir sorun olacağını düşünmüyor. Veya bankalar kamu garantisi olan bu kredileri yeniden yapılandırırken biraz daha rahat davranırlar diye var sayıyor.

Ferhat’ın tablosuna göre bütçeden KÖİ projeleri için, geçen yıl 0,8 milyar lira harcanmışken, bu yıl 9 milyar liradan biraz fazla ödeme yapılacak. Gelecek yıl bu harcama 13,7 milyar liraya çıkacak. 2020 yılındaki ödemeler 24,8 milyar lira, 2021 yılında ise 28,2 milyar lira olarak tahmin edilmiş.

Unutmayın, bu tahminler hesaplanırken yıllık ortalama dolar kurunun 2019’da 5,6 lira, 2020’de 6 lira, 2021’de ise 6,2 lira olarak varsayıldığını hatırlatmamda büyük yarar var.

Aslında bu yazı KÖİ için ayrılan ayırılan ödeneklerin sağlığa, eğitime, tarımsal desteklemeye, teşviklere ve/veya sosyal güvenliğe tahsis edilebileceği gibi klasik hesaplarla bitirilebilirdi.

Ancak biten projeler için bu saatten sonra yapılacak çok şey yok.

Bu hesapların bir tek faydası şu olabilir. İnşaatına başlanmayan KÖİ projelerinin, gelecekte bütçeye mutlaka yük olacağı bilinciyle, tümünün hemen iptal edilmesini sağlanabilir.


*Bu yazı hakanozyildiz.com'dan alınmıştır